4. Bölüm: "Katil"

150 19 16
                                    

"Küçük kız sabahtan beridir oynadığı bebeğini yatağının üzerine bıraktı. Sıkılmıştı. Aşağıya inerek dedesiyle oyun oynamak daha eğlenceliydi tek başına oynamaktan. Merdivenleri heyecanla hızlı hızlı inerek bahçeye çıktı. Etrafına göz gezdirdikten sonra babasını farkedince gözleri parladı.

Babası, yüzünden hiç gitmeyen sert ifadesi ve ruhsuz gözlerle kıza baktı. Bakışlardan, duygulardan anlam çıkaracak kadar büyümemişti henüz küçük kız. Babasının bakışlarından yayılan soğuk hava dalgasını farkedemeyecek kadar küçüktü. Dönenlerden bihaber bir şekilde babasına doğru neşeli adımlar atmaya başladı. Yüzünü kaplayan gülümsemeyle birlikte babasının bacaklarına sardı ufacık kollarını. Gözlerini sımsıkı yumdu, hissettiği duygu kalbini ısıtmaya yetmişti. Kollarını daha da sardı hissettiği duygudan güç alarak. Taa ki ufacık vücudunda hissettiği şiddetli darbeye kadar. Saçları savruldu, ufak vücudu aldığı darbeyle bahçenin sert zeminine düştü. Küçük kızın dudaklarından istemsizce bir çığlık yankılandı. Acı ve çaresizlik kokan çığlığa koşan dedesi gördüğü manzara karşısında taş misali donup kalmıştı. Olayın şaşkınlığını üzerinden atması uzun sürmüştü.

Küçük kız şoku biraz olsun atlatarak bakışlarının odağını babasına çevirdi. Babasının bakışları küçük kızın içindeki sevgi kırıntılarını teker teker etkisiz hale getirirken sert bakışların soğukluğunu aratmayan bir ses duyuldu.

"Katilsin."

Küçük kızın yüzünde ne üzgünlük ne de başka bir duygu belirdi. Tek hissettiği şaşkınlıktan başka bir şey değildi. Kelime haznesi şuan yeni bir kelimeye tanıklık etmişti. Her yeni kelime öğrendiğinde koşa koşa dedesinin yanına gider, ne anlama geldiğini sorardı. Yeni bir kelime öğrendiğinde mutlu olan küçük kız için durumlar biraz farklı görünüyordu.

"Katil, sen katilsin!"

Babasının soğuk bakışları öfkeyle bulanarak bir çift alev topuna dönüştü. Duyduğu sesle tekrar irkilen küçük kızın gözleri babasının ateş saçan gözlerine kilitlenmişti. Ateş saçan gözler ilk defa titremesine neden olmuştu. Kelime haznesi yeni bir kelimeyle tanışmak için ilk defa bu kadar isteksizdi. Ateş saçan gözlerin olduğu bedenden çıkan kelimelerin olumlu anlam taşımasını beklemek mantık dışıydı.

Gözlerini dolduran gözyaşlarına karşı koyamayacak kadar küçüktü. Dedesinin deyimiyle "Yüzüne yakışmayan damlalar." akmaya başlamış, ardından ise sızlatacak kadar içten hıçkırıklar meydana çıkmıştı. Kafasında dönen 'katil' kelimesine anlam veremiyordu. Babasını bir elin parmağını geçmeyecek kadar az görmüştü. Çünkü babası dedesi ve babaannesinin anlattığına göre mutlu günler için çalışıyor ve yakında onu yanına alacaktı.

UMUDUN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin