Elizabeth'den
1875
"Elizabeth Mikaelson! "
"Efendim? "
"Ben sana kaç kere uyandığımda yanımda olmanı söyledim! "
Gülerek Nik'e sarıldım ve öpücükler kondurdum.
"Nazlı kocam ne derse o! Bir daha uyanmanın beklerim paşam! "
"Söz dinlemeni seviyorum. "
"Senin gibi yaramaz bir çocuk değil ben! "
Nik, beni kucağına çekti. Burunlarımız sürterken Nik ferahlatıcı nefesini yüzüme üfledi.
"Ben yaramaz mıyım? "
"Öylesin... "
Dudağıma yaklaşırken "O zaman yaramazlık zamanı. " dedi.
Odaya dalan Kol ile gözlerimi devirdim.
"Özel hayatın gizliliği lütfen! Birde duyarak giriyor! Çıldırıcam! "
Nik'in yanından ayrılıp aşağı kata indim. Aşağıda her zaman olduğu gibi Elijah kitap okuyordu. Bex ise-bir dakika Bex nerdeydi?
Elijah'ın yanındaki koltuğa kendimi attım.
"Elijah, Bex nerde? "
Bu soruma karşılık sadece kitabını kapattı ve yandaki masanın üzerine koydu. Sonra biraz gözlerini aşağıda tuttu ve en sonunda gözlerini gözlerime sabitledi. Gözlerinde sanki biraz mutsuzluk vardı ama bunu saklamayı başara biliyordu.
"Rebekah birazcık dinlenmesi gerektiğini söyledi. Bizde ona hak verdik. Şimdilik tatilde. "
Pek inandırıcı gelmeyen senaryo ile kafamı olumlu sallayıp, başımı arkama atmama sebep oldu.
Aşağı inen Nik'in sesini duyunca hemen ayaklandım. Kol ile hazırlanmış bir yere gidiyor gibiydiler. Arkamdan ayaklanan Elijah'da onların yanına gidince kaşlarım havalandı.
"Hepiniz nereye gidiyorsunuz? "
...
Yazardan"Ahh şaka yapıyorsun değil mi? "
"Hiçte bile! "
"Klaus, her yerden çıkma gibi bir huyun mu var!? "
Klaus, Elizabeth'in odasında gözlerini gezdirir iken "Belki... " dedi.
Klaus'un şu an gözü Elizabeth'in zamanında hatıralarını sakladığı kutuyu arıyordu. O kutu bulunursa Elizabeth büyüsünü geri çekebilirdi. Klaus buna gönülden inanıyordu. Ama yazar ibne ehe
"Çabuk odamdan çık! Yoksa seni- "
Klaus, hızlı hareketi ile Elizabeth'i yatağa itti ve üzerine çıktı. (Anladınız işte ama ben anlatamamdımf clsjcşskx)
"Beni öldürür müsün? "
"Evet! "
Dudaklarını yavaşça Elizabeth'in dudaklarına bastırdı, Klaus. Elizabeth ise ona direniyor ve karşılık vermiyordu. Ama tabii ki de o da istekliydi. İstekli olmasa şimdiye Klaus'u ikiye ayırırdı.
"Ahh!"
Elizabeth bir anda acıyla kıvranmaya başladı. Klaus, telaşla onu dik bir konuma getirirken elini sımsıkı tutuyordu.
Elizabeth yavaşça gözünü kapadı ve oracıkta bayıldı. Klaus bunun neden olduğunu anlayamadığı için en iyisini yaptı ve onu kucaklayıp cadıların yanına götürdü.
...
"Ona ne oldu?"
"Sadece bir şeyler hatırlıyor... Bu da ona acı veriyor. "
Klaus, yan tarafında yatan güzeller güzeli eşine baktı. Acı çekmesini asla istemiyordu. Ama onu unutmasınıda istemiyordu.
"Acısız bir şekilde hatırlayabilir mi?"
"Çok zor... Kaybettiği anıları canlandıran şeyler ona acı vermezse bunu asla hatırlamaz... "
...
Sonunda bölüm attım kısa oldu ama bu aralar yoğunum çok özenli yazamadım.
Neyse arkadaşlar öpüldünüz