Elizabeth'den
1872
İki yıl Nik bana eğitim vermişti. Sayesinde daha güçlü bir vampir olmuştum. Aslında tek Nik sayesinde değil, Elijah ve Rebekah'nında katkıları vardı. Ama en çok Nik'in katkıları vardı.
Bu adam beni çok etkiliyordu. Hem de çok. Gülüşüyle, bakışıyla, gamzeleriyle, duruşuyla... Offfffff! Acaba o da benden etkileniyor mu?
Elbisemin iplerini sıktım. Artık aşağı ine bilirdim. Merdivenlerden aşağı indim. Niklaus her zamanki köşesinde kan dolu bardağını içiyordu.
Galiba Elijah ve Rebekah dışarı çıkmışlardı. Çünkü ortalarda gözükmüyorlardı.
Niklaus'un yanındaki sandalyeye kendimi atıp, saçlarımla oynamaya başladım.
"Aşkım, nasılsın? "
Her sözcüğü vücudumu yakıyordu adeta. Hele 'Aşkım.' demesi. Beni resmen baştan çıkarıyordu.
"İyiyim, tatlım. Sen? "
"Ben de iyiyim. "
Kan dolu bardağını hava da sallayıp iki bardak daha kan istedi. Hizmetliler bardakların birini bana diğerini Nik'e verdiler. Bardağım da ki kanı içmeye başladım.
"Aşkım, aslında sana bir şey söylemem lazım. "
"Evet, seni dinliyorum? "
Ayağa kalktı. Ayakları benim tarafıma dönerken heyecanlanmıştım. Yavaş adımlarla yanıma geldi. Elini bana uzattı. Elini tuttum. O sırada vücudum alevlenmiş. Beni ayağa kaldırdı. Bir tur etrafımda döndürüp, belimden sıkıca kavradı. Yüzlerimiz çok yakındı. Doğrusu şu an dudağından öpmemek için zor duruyordum. Pembemsi dudaklarını nefesinde öpebilirdim.
"Aslında seninle ilk karşılaştıpımda benim olmanı çok istemiştim. "
Sözleriyle beraber boşta olan elini boynumda dolaştırmaya başladı.
"Sen istemiş miydin? "
Biraz düşünür gibi yapıp "Evet. " dedim.
İşte büyülü an gelmişti. Dudaklarımız sonunda birleşmişti.
...
"Damien, şu yakışıklı sarışın niye düşmanımız? "
"Elena'yı öldürmek istiyorum çünkü! "
Elenayı parmağımla gösterek "Bu kaltak umrumda değil! " dedim.
Katherine'de bana katıldı.
"Evet! Bu kaltak umrumuzda değil! "
Damon sinirle "Sen yorum yapma. Zaten ortalık karıştırmaya gelmişsin. Ay taşını verip gidecektin güya! " diye bağırdı.
Katherine ağlıyormuş gibi gözlerini sildi.
Aslında evet gidecekti ama Klaus, o bu evden çıkınca direk onu öldürecekti. Yoksa Katherine asla burda kalmazdı. Elena ile aynı yerde. Düşüncesi bile iğreltici.
Caroline "Arkadaşımızı çok fazla gömüyorsunuz! " dedi.
"Tatlım, sence umrumuzda mı? Ayrıca şu cadı arkadaşa ve sizlere ihtiyacımız yok. Cadı olarak ben varım. Zaten şu üç ergene de ihtiyacımız yok! "
Üç ergen derken Matt, Tyler ve Jeremy'i göstermiştim.
Matt "Biz ergen değiliz! " diye bana çıkışımcs gülmüştüm.
"Öylesiniz. "
"Değiliz! "
"Öylesiniz! "
"Değiliz! "
Vampir hızımla Matt'in kafasını kırdım. Elena bir anda "Matt! " diye koşmaya başladı.
"Ne yaptığını sanıyorsun!? "
"Hadi ama Damon sadece sevgilinin arkadaşının öldürdüm. Abartılacak bir şey yok! "
Caroline üstüme saldırınca onu köşeye fırlattım. Tyler'ın üzerime atılacaktı ama Katherine onu hemen halletmişti. Bonnie birkaç büyü yapmaya çalışırken benim yaptığım büyü buna engel olmuştu. Hatta gücü kalmamıştı.
"Birkaç hafta büyüsüzsün, Bennet cadısı! "
Saçlarımı savurdum. Artık alışkanlığımdı. Birine bir laf söyleyince direk saçımı savururdum.
Stefan "YETER! " diye bağırınca herkes durdu.
"Ablaya bağırılmaz! Saygı biraz! "
"Betty! "
"Neyseki seni bana emanet ettiler. Yoksa şimdiye ölün çıkardı. "
Jeremy "Matt ölmedi! Merak etmeyin. Yüzüğü vardı! " diye bağırdı.
"Gereksiz bilgi! "
Katherine bana kaş göz yapıp ayaklandı. Bu içmeye gidelim demekti. Kapıya doğru giderken ben de onun peşinden gittim. Damon arkamızdan ne kadar bağırırsa bağırsın umursamamıştık.
Hah Katherine ile içmeye gitmek hep ayrı bir kafaydı.
∘₊✧──────✧₊∘
Beğendiniz mi?
Umarım. Beğenmişsinizdir. Ayrıca vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Seviliyorsunuz!!!