-3-

30 4 2
                                    

BÖLÜM 3

_________________________________

HATIRLANASI GÜNLER

_________________________________

KEYİFLİ OKUMALAR ^^

_________________________________


Bunu hatırlamasını beklemiyordum. 5 sene kadar olmuştu. Eskiden ona arkadaşça hisler beslerdim. Ama aradan 5 sene geçip çocukluktan çıkıp onu görünce aşık olmak biraz farklıydı. O zamanlar yakın arkadaştık. Numarası bende vardı. Ama rehberim silindiği için Rüzgar'ın numarası da silinmişti. Belkide en çok bu duruma üzülmüştüm. Ama işte 5 sene sonra tekrar karşıma çıkmıştı. Önümüzde birlikte geçirebileceğimiz 15 günümüz vardı ve numarasını isteyebilirdim. En uygun en iyi zamanda... Ben bunları düşünürken Rüzgar'ın sesiyle irkildim.


"Evet! Hiç unutmadım ki zaten. Unutulacak günler değil. Hem ben hiçbir şeyi unutmam. Ellerimizi silah yapardık hatta!" dedi ellerini eski günlerdeki gibi silah yaparak.


Ben o anda ne diyeceğimi bilemedim. Sanki rüyada gibiydim. Bu "silah" detayını hatırlaması beni daha da esir ediyor, kendine bağlıyordu. İlk görüşte aşk bu demekti artık emindim.


"Feneryalı Kapı'da biraz oturalım mı? Vaktin varsa ve istersen tabii."


Feneryalı kapının kaldırımı bizim mekanımızdı. Tam sahili görüyordu. Genelde orada oturur ya da sahile inerdik.


"Evden bekliyorlar. Nehir bana çok düşkün biliyorsun. Ama biraz otursam sıkıntı olmaz sanırım." dedi omuz silkerek.


Cümlesinin ilk başını duyunca gelemeyeceğini düşünüp üzülmüştüm.Fakat sıkıntı olmadığını söylediğinde havalara uçmuştum. Rüzgar ile birlikte vakit geçirecektik. Ama dıştan bakılınca o kadar da sevinçli görünmüyordum. Çünkü bizimle oturduğu için bu kadar aşırı sevinç göstermem onu şüphelendirebilirdi ve bu isteyeceğim en son şeydi. Seçil' de bizimle oturdu. Ama bu konuşma süresinde hiç Rüzgar ile olan konuşmama atlamadı. Buna sevinmiştim.


Rüzgar sigarasından bir nefes aldı ve sahile doğru bakarken ortamda derin bir sessizlik hakimdi. Bu sessizliği Seçil bozdu.


"Rüzgar biraz yürüyelim mi?"


Bakışlarımı Seçil'e çevirdim.Bu da ne demek oluyordu? Bensiz. Baş başa yürümek istiyordu. Ama Rüzgar öyle bir şey söyledi ki...Seçil'in hevesi kursağında kaldı.


"Damla'yı burada yalnız bırakmak olmaz. Bak ne güzel oturuyoruz."


"S....Sorun değil benim için." dedim umursamaz görünmeye çalışarak.


Aslında bunu söylerken sanki kemiklerim kırılıyordu. Vücumdaki kan bir yolunu bulup basınçla çıkmak istiyor gibiydi. Kelimeler boğazımda düğümleniyordu.


"Eeee Damla." dedi Rüzgar gülerek.


Konuyu değiştirmesine şaşırmıştım. Sanki benimle konuşmak istiyordu.


"Şöyle şuradan bisikletle iskeleden atlayasım var. ADRENALİNN!" dedim biraz saçmalayarak.Biraz değil baya bir saçmalamıştım.


"Bende adrenalin tutkunuyumdur. Severim" dedi.


O anda yerimde duramadan ayağa sıçradım. Vee


"Ay! Ben yerimde duramıyorum." dedim.


Rüzgar zaten ayaktaydı. Kaldırımın yanında duruyordu. Bende kaldırımdaydım. Ondan biraz daha uzun duruyordum.


"Hadi gel el çırpmaca oynayalım." dedi gülümseyerek.


Bu dediğine şaşırsam da tereddüt etmeden "Ta....Tamam. Olur." dedim.


Sırıttım. Kaldırımda ki boy farkımızı görmezden gelerek bir adım attı ve bana yaklaştı. Ellerimi tuttu. Havaya kaldırdı ve kendi elleriyle aynı hizada birleştirdi. Kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. İçimde müthiş bir cümbüş vardı. Ve oynamaya başladık. Elimiz her defasında birbirine değip ses çıkardığında bu sese benim kalbimde eşlik ediyordu. Eskiden çok oynardık bu oyunu Rüzgar ile. Ama hiç birinde kalbim böylesine çarpmamıştı. Ben ellerimizin ritmine gözlerimle eşlik ederken Rüzgar'ın sesi dikkatimi dağıttı.


"Şşş! Ellere bakmak yok. Takip etme ellerimizi. Gözlerime bak!"


Gözlerinin içine baktım. O kadar sıcak ve sevecen gözlerdiki.. Derinlerinde kayboldum. O an öyle hayaller kurdum ki... Kafam karıştı. Artık aklımı ellerime veremiyordum. Öyle hayallere dalmıştım ki. Ellerimin kontrolünü kaybetmiştim. Küçük oyunumuz bozuldu. Herşey kısa zamanda olsada benim için dakikalarca hatta saatlerceydi.


"Her zamanki gibi ben kaybettim!" dedim.


Sesimde burukluk vardı. Rüzgar'da bunu anladı ve bir teklifte bulundu.


"Bir daha oynamaya ne--"


Sözü yarıda kaldı. Çünkü Seçil söze atlamıştı.


"Bir de benimle oyna Rüzgar." Rüzgar kısa süreliğine bana baktı.


"Sorun değil Rüzgar." dedim zoraki gülümsememle.


"Pekala öyleyse."


İkisi oynarken onları seyrettim. Evet.Belki Seçil'de onu hoş bulmuştu. Zaten eminim tüm kızlar onu hoş buluyordu. Yani öyle biri ki ona bakmamak insanın elinde değil. Ama benim kadar sevemezdi Rüzgar'ı. Kimse... Hem Seçil'in ilişkileri en fazla 1 hafta sürerdi. Ne diyorum ben. Seçil ilk defa birine aşık olduğumu biliyor. Kalkıp sevdiğim çocukla çıkacak hali yok ya!! Neler düşünüyorum ben böyle. Hem de en yakın arkadaşım hakkında. Bu utanç verici. Belki de bunun için kendimi affetmemeliyim. Sadece.. Bilmiyorum. İnsan birini kendinden çok sevebildiği zaman aklına gelmedik şey kalmıyor.Kimseye hatta kendine bile güvenin kalmıyor...


CEYLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin