özel bölüm' part bir

510 57 27
                                    

Min Yoongi anlatımından...

Aldığım tek mesajla aslında buraya geldiğime inanamıyordum.

Belki de kandırılıyordum fakat bunu o an umursamamıştım.

Çok değil aslında daha bu sabah evimde pinekliyor ve öğlen olacak dersime hazırlanmak için oyalanıyordum fakat Bay Yang bir anda ortalıkta belirmiş ve bana bir çiçek getirmişti.

Ölüm çiçeği.

Lavinia.

Çiçeği görür görmez şoka girmiştim. Aslında nadir bulunan çiçeklerden biriydi lavinia fakat o an saksıda gördüğüm çiçek tüm beyin algılarımı kapatmıştı.

Uzun bir süre masamın üzerinde duran çiçekle bakışmış ve en sonunda dayanamayıp çiçeğe uzanmıştım. Çiçeğin hemen toprak kısmına sabitlendirilmiş bir not kağıdı bulunuyordu. Onu hemen almış ve üzerinde yazılanları okumuştum.

Seni bekliyor olacağım, ölüm çiçeğin...

Sadece bu beş kelimeden oluşan bir kart ve resmen yazılanların altında Japonya'yı gösteren bir adres vardı.

Bu kartın kimden geldiğini bilmemek aptallık olurdu fakat benim kendime gelmem ve bu kağıtta yazanları algılamam biraz uzun sürmüştü. Baya uzun bir süreydi ve kendime gelip toparlandığımda ilk işim hızla bulduğum ilk uçakla Japonya'ya gitmek olmuştu.

Şimdi ise uçaktan inmiş ve bulduğum bir taksiye binerek adama yolu tarif etmiştim.

"Japon musun?" Akıp giden yolu izlerken taksicinin sorduğu soruyla ona doğru dönmüştüm. "Hayır," diyerek kafamı iki yana doğru salladım. "Koreliyim." Diyerek devam ettiğimde ise adam anlayışla kafasını salladı.

"Japoncayı çok akıcı konuşuyorsun," adam önüne bakarak bir şerit değiştirmiş ve yüzündeki gülüşü eksik etmemişti. "Özel ders almıştım, kendi dilim gibi bilirim." Normalde Koreliler İngilizce gibi Japonca ders alırlardı fakat bu da İngilizce gibi yarım yamalak olurdu, fakat ben dilleri öğrenmek için hep özel ders almıştım. Adamın şaşırması ise çok doğaldı, o yüzden ona bir şey de diyemiyordum.

"Peki yolun Nagazaki şehrine nasıl düştü evlat?" Diye sorduğunda ise dudaklarım üzerinde konaklayan küçük bir tebessüm oluştu.

"Ölüm çiçeğimi bulmaya geldim, lavinia'mı almaya geldim." Adam kaşları çattı, ne demek istediğimi anlamadı lakin soru da sormadı. Bu da benim işime gelirken önüme döndüm ve akıp giden yolu izledim. Şehirin güneşi çoktan batma evresini geçmişti ve akşamın yakomozu gökyüzünü süslüyordu.

Bu şehir en çok bu saatlerde güzel oluyordu.

Taksici durduğunda parayı ödedim ve arabadan indim. Karşı kaldırımda gördüğüm çiçekçi ile duraksarken çiçekçinin adında gezindi gözlerim. Dükkanın önü hep çiçek kaynıyordu ve hepsi rengarenk gözüküyordu. Dükkanın kapısı sonunda kadar açıktı, bu da demek oluyordu ki halen daha kapanmamıştı.

Dükkanın adı, Korece bir şekilde ölüm çiçeğiydi.

Derin bir nefes aldım ve kaldırımdan inip karşıya geçmek için sadece bir adım atmıştım ki beni yerime sabitleyen şey dükkanın içinden çıkan beden olmuştu. Elinde bir saksı vardı ve saksıyı boş bulduğu bir yere koymuştu.

Onu inceledim bir süre, ben onu incelerken o çiçekleri ile ilgilenmeye devam etti.

Gözümden akan bir yaşı elimin tersiyle sildim. Saçları artık koyu tonlardaydı ve ensesine doğru uzamışlardı, sadece önüne gelen tutamları kestiği belli oluyordu. Kendine yeni bir tarz geliştirmişti. Üzerinde salaş duran kıyafetler vardı ve daha önce onun böyle giyindiğini görmemiştim. Ayağında ise ona olmayan bir terlikle oradan oraya dolaşıyordu.

lavinia : yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin