Sokaklarda çocuklar,büyükler,bebekler,yaşlılar herkes maskelenmiş,eldiven takmış ve bir-bilerinden uzak korku içinde ihtiyaçları için evlerinden çıkmışlardı.Tabi ki ihtiyaç denildikte akıla gelen ilk şey bir qıda,maske,dezenfektan vs.Ama hayır.Tek ihtiyaç bu değil.Bazılarının, hatta çoğunun ihtiyacı hava'ydı.Sadece hava.Lakin hava sadece siyah,beyaz,gri ne kadar koruyucu olduğu bilinmeyen maskelerle alınabiliyordu.Konuşurken bile kısıtlı kelimeler kullanılıyordu.Hava ile bulaşıcı olmadığı söylense bile insanlar buna inanmıyordu.İnanmayacaklardı.
Başınızı göğe kaldırdığınızda havadaki tozu mikroskop olmadan bile göre bilirsiniz.Hiç bir evin kapısı,penceresi açık değil.Neden mi?Her kes virüsten korkuyor.Saklanıyor.Gerçi saklandığını sanıyor ama virüs'ün saklanılarak kaçılacak bir şey olmadığını da biliyorlar.Her gün bir aileden bir ve ya iki kişi hayata gözlerini ebediyen yumuyor.
Yas bile tutulmuyor biliyor musunuz?Şöyle ki,sokakda bile bir birlerinden 5 hatta 10 adım aralıkta gezen insanlar kimin evindeki bardaktan çay içer ki?ve ya onun ağzına dokundurduğu kaşıkla helva yer ki?Hiç kimse.
Umut yok.Işık yok.Birlik yok.Her kes kendi yuvasına çekilmiş, birinin çıkıpta "bakın!ben buldum.Virüsün ilacını buldum!"demesini bekliyor.Bu bekleyiş 4 yıldır sürüyor.Daha da sürecek gibi duruyor.Ülkeden çıkış yasak.Giriş yasak.Diğer ülkeler de korkuyor.Hiç kimse bu virüsün ülkesine gelmesini istemiyor.
Peki.Şimdi düşünüyoruz da bu vürüs nereden geldi?Hayvandan mı?İnsandan mı?Bitkiden mi?Eşyadan mı?Su'dan mı?Yemekten mi?Neden?Ya da en büyük şüphe doğuran ve gerçek olması diğerlerine kıyasta yüksek olan neden,bir insan tarafından yapılması.Tabi ki.Neden olsun değil,neden olmasın ile yanaşmak lazım tüm durumlara düşüncesinden alı koyamıyor insan kendini.
Saat 12-1 civarı.Genelde bu saatlerde dışarıda pek insan bulunmaz.Ama Greta
kısa saçlı,uzun boylu,yeşil gözlü,kumral,14-15yaşlı bir kız sokakta maskesini takmış iti adımlarla yürüyor.Kenardan bakınca hayattan bıkmış,her şey üstüne gelmiş,düşünceden dört köşe olmuş bir kız gibi duruyordu.Ama,gözlerinde tanıdık olmayan bir duygu vardı.Hiç kimsede olmayan bir duygu.Ne mi? Korku.
Korku görünmüyordu gözlerinde.İti
adımlarının da sebebi buymuş meğer.Dükkana girdi.Satıcıya bir şeyler söyleyip bir kutu maske ve ilaçla evin yolunu tuttu.Söykenerek merdivenleri kalktı ve 20 numaralı evin önünde durdu.Soluklanıp kapıyı açtı. Poşeti annesi Karina'ya uzatıp odasına koştu.Yatağına uzanıp gözlerini kapattı ve düşündü. "Çaresizken mutluluk nasıl olur?" Evet.Nasıl olur?Tabi ya.Buldum.Olamaz!
Vote vermeyi unutmayın~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rodrigo
AdventureBir virüs düşünün.4 yıldır bir ilacı bulunmamış,her gün yüzden çok kişinin ölümüne sebep olan,insanların bu virüse yakalanınca işkence edilircesine acı çektiği,bir dokunuşta bile yayılma ihtimali olan bi virüs.Anlatırken bile içi ürperiyor insanın.Y...