Bölüm 2- Papilion

8 3 2
                                    

Ava kitabın kapağını açmadan birkaç dakika öylece bekledi. Toplumda yaşayamamak... Onun genel bir problemiydi. Çocukluğundan beri ona verilen zeka her zaman başına bir iş çıkarmıştı. Fakat zekasının yanında diğer insanlardan ayrılan başka bir özelliği de vardı: Duyguları hissedememek. Ava, çocukluğunda toplum onu ne kadar dışlarsa dışlasın hiçbir zaman üzülmedi. Doğrusu, üzülemedi. Çünkü onun için bu bir anlam ifade etmiyordu. Duygusuzmuş gibi olan davranışları diğer çocuklarda bazen alay konusu oluyor bazı zamanlarda da şiddet ve öfkeyle karşılanıyordu.

İlkokuldayken sınıf arkadaşının doğum gününe gitmişti ve orada yanlışlıkla pastayı masadan düşürmüştü. Yere düşen pastayı gören bütün çocuklar ağlarken o pastanın başına oturmuş üstte kalan yerler olmak üzere pastayı yemeye koyulmuştu. Annesi ne diyeceğini ve ne yapacağını bilemeden Ava'yı yaka paça partiden eve getirmiş, üstüne de bolca azar çekmişti. Ama Ava annesinin neden bu kadar kızdığını anlayamadan boş gözlerle bakmış sonra oda cezası aldığı için iki gün boyunca odasında ders çalışmıştı. İşin kötü yanı Ava oda cezası almasa da odasında kalacaktı. Çünkü onun için tatil ya da bayram fark etmiyordu. O, günlerin sadece ders çalışmak için yapıldığını düşünüyordu. Ava'nın empati yeteneği olmasa da herhangi birine zarar vermezdi. Bir gün bütün sınıf arkadaşlarının bahçede kanadı kırık kuşla dalga geçtiğini görmüştü. Kuşların kanadı kırılınca nasıl tedavi edilmesi gerektiğini çoktan öğrendiği için kuşu tedavi etmiş ve sonra kucağına aldığı kuşu okul yönetimine teslim etmişti. Ava'yla o zaman da dalga geçmişlerdi. Dahası okul yönetimi kuşu kabul etmemiş, Ava'da kuşu nereye götüreceğini bilmediği için eve getirmişti. Annesi kuşu görünce çok kızmış, evde yaşayamayacağını söylemişti. Ava yine aynı şekilde annesine bakmış ve kuşu kimseye göstermeden çatıya çıkarmıştı. Ava, kuşa acıdığı için yanında gezdirmiyordu. Onun amacı kanadın iyileşme dönemini yakından izleyebilmekti.

Tüm çocukluğu buna benzer garip hikayelerle dolu olan Ava büyüdüğünde de rüyasına giren kelebeğin sözüne kulak asmış, onun ne dediğini merak ederek izlettiği yolda yürüyordu. Aslında Ava kanadı kırık kuşla tanıştığından beri hayvanlarla vakit geçirmenin insanlarla vakit geçirmekten daha kolay olduğunu anlamıştı. Ama yine onları ne bir kafese koymuş ne de odasında yaşamak için zorlamıştı. Onlarla doğasındayken daha rahattı.

Tekrar kitaba baktı. İçinde garip bir ürperti, daha önce hissetmediği şekilde bir his duydu. Kaçmak isteyip de kaçamadığı zamandaydı. Belki koşarak uzaklaşsa kimse onu takip etmeyecek ama o gördüğü düşü de zihninde getirecekti. Vazgeçti. Kitabı masaya bıraktı. Derin bir nefes aldı. Son kez pencereye baktı. Kelebek geliyor mu diye kontrol etti loş şehirde gelen giden yoktu. Herkes gecenin bir yarısı olduğu için derin uykudaydı. Ava şimdi ne uykuyu düşünüyordu ne de acıkmayı. Şimdi tek düşündüğü şey kitabın satırlarıydı.

Deri kapağın ağırlığını parmaklarında hissederek kitabı açtı. Kitaptan yıllardır açılmayan sayfaların raf kokusu burnuna doldu. Aslında bu kokuyu çok severdi. O yüzden kitaba biraz daha yaklaştı. Kitabın tamamı Latince cümlelerden oluşuyordu. Hızla çevirdiği sayfalarda rengarenk doğa ve daha önce hiç görmediği insana benzeyen ama insan olmayan canlıların resimleri vardı. Ava kitabı karıştırdıkça ilgisi daha çok artıyordu. Çünkü kitap aynı zamanda tamamı el yazısıyla yazılmıştı. Kitapta dikkat çeken en güzel resim bir şatoydu. Yemyeşil ağaçlarla çevrili bir tepede yer alan bu şato çevresi sislerle kaplıydı. Ava dikkatle baktığında şatonun rüyasında gördüğü şatoya çok benzediğini düşündü ama emin de olamadı. Çünkü rüyasını da parça parça görsellerle hatırlıyordu. Emin olmak sayfaları daha bir hızlı çevirdi. Bu sefer karşısına kısa boylu, çok şişman, çok kaslı, sarı bir balığa benzeyen, saçları Sol Anahtarına benzeyen ve sanki arkalarında kanat olan bir grubun resimlerini gördü. Ava, doğru görüp görmediğiyle ilgili kararsız kaldı ve resme tekrar baktı. İyice inceledi; resimdekiler insana benziyorlardı ama daha çok Cadılar Bayramı için kostüm değiştirmişler gibi gözüküyorlardı. Ava diğer sayfada yazılanlara göz gezdirdi.

Ava Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin