"Ahh oğlum da geliyor " dedi adını hâlâ bilmediğim Babam'ın sevgilisi .
Oğlum mu , bu Adam bu heybetli adam bu ufak tefek kadının oğlu muydu? bu beni döverdi.
Ben ona dalmış bir şekilde bakarken ben de olmayan gözlerini bir anda bana çevirince yutkunmadan edememiştim .
Gri gibiydi gözleri ama sanki açık gri bulutlar yağmurun geleceğini göstermek için tam tepede yer alıp gôkyüzünü gri'ye boyarken , onun gözleri de sanki gökyüzünün rengini almıştı .
Aklımdan tek geçen şey oğlum kelimesiydi , ben daha büyük birini beklerken yaş olarak benimle neredeyse aynı birini de beklemiyordum , yaşı benimle yakın olursa güçlerimiz ve ya vücutlarımız biraz olsun eşit olur sanıyordum ama ben bu adamın yanında oldukça küçük kalmıştım .
Adam diyorum bakın üzerine bastıra bastıra Adam diyorum .
Babam elini uzattı ,bir kaç saniye bakıp Babam'ın elini samimiyetsiz bir gülümsemeyle tuttu gözlerimi devirmeden edememiştim bu ne biçim bir tavır böyle , hani boynuna sarılsın öpsün kırk yıl tanışıyorlarmış gibi davransın demedim ama bu kadarı da saçmaydı ,soğuk nevale .
"Hoş geldiniz Fatih bey " dedi babama elini uzatıp o da Babam'ın uzattığı elini sıktı Babam ona samimi bir şekilde gülümsemişti , Baba kendine gel ver şunun ağzının payını biz zenginiz , bakışları atıyordum Babam beye .
Babam bana dönüp kaş göz işareti yaptı , bunu onunla konuşmam için yapmıştı ama ben kaşlarımı kaldırıp indirdim bu konuşma yoksunu herifle ne konuşayım ben .
Babam bana öyle bir ters bakış attı ki , bir yıl küfür yesem bu kadar ağır olmazdı herhalde , en son çare dudağımı büzüp ona baktım .
"Que puis-je parler à ce papa homme froid ( bu soğuk adamla ne konuşabilirim baba )" dedim bıkkın bir sesle ,Babam bana aynı bakışı atmaya devam ediyordu , konuşmak için ağzını açtı yine o çok bildiğim kelime gelecekti .
"Türkçe " gelmişti , ortama baskın bir ses tonu hakim olunca gözlerimi babamdan çekip bana emir vererek konuşan adama baktım .
Babam dememişti ,soğuk nevale demişti bana türkçe diye, kim oluyordu da bana emir verebiliyordu.
Çatık kaşlarımla benim gibi şaşkın ifadesiyle adama bakan Babama döndüm .
"Papa, je suis en colère, personne ne peut me donner des ordres (baba sinirleniyorum , kimse bana emir veremez )" diye mırıldandım dişlerimin arasından .
Adama inat daha fazla aksanımı değiştirmiştim ,zaten çarpık olan aksanım tam bir fransız aksanına dönmüştü .
Adamın bana öldürücü bakışlar atmasını umursamadım ,en fazla
ne yapabilirdi ki .Adam bana bir adım atıp dibime girdi dövecek miydi lan beni , fasulye sırığı .
"Hoş geldin" dedi istemediğini belli eden bir sesle , kulağıma doğru eğilip devam ettirdi
"İyi geçinmeye çalış benimle , yoksa emin ol cehennemin olurum " dedi kulağıma fısıldayarak geriye doğru çekilip yüzüme bir kaç saniye baktı, yüzüm nasıl bir ifade aldıysa bana güldü ve arkasına bile bakmadan gitti .Ben de kafamı iki yana sallayıp kedime gelmeye çalıştım .
Şimdiden düşmanım belli olmuştu , kim kime cehennemi gösterecek görürdük .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abicik (Gay )
General Fiction"günaydın abicim " dedim onu sinirlendirmek için bayılıyordum kızarmasına . "abi Babandır , nereden abin oluyorum ben senin " dedi Annene sor demek gelse de içimden demedim ne de olsa Annesiyle Babam çok kısa süre önce evlenmişlerdi maalesef karşım...