Beni eve getirdiklerinden beri mal gibi yatıyordum şikayetçi değildim ama sıkılmıştım yatmaktan normalde sürekli hareket hâlinde biri olduğum için kalkmak istiyordum , zaten
tam da yatamıyordum ensemden dolayı , büyük bir araba bana çarpmış yaşamam bile mucizeydi.
başımda bekleyen babam her işime koşan Yağız ve sürekli beni eğlendirmeye çalışan Mert ve sessiz sessiz oturan Burak bu hâlimle bile mutlu olmamı sağlıyorlardı ama Burağı anlamamıştım çok düşünceli duruyordu .
"Sen iyi misin " dedim kısık sesle , babam zaten yine Ufuk amcayı düşünüyor olacak dalmıştı bizi duyacağını sanmıyordum Mert ve Yağız'da yemek hazırlıyorlardı bana çorba yapıyorlardı umarım hastaneye tekrar uğramam .
Beni duymadı dalgın dalgın yerdeki halının desenini izliyordu , tam yan koltuğumda oturduğu için fazla hareket etmemeye çalışarak ona uzandım ve bacağına dokundum , dokunmamla irkilip kendine gelmişti bakışları yavaşca bana döndü .
Bu çocuk gittikçe çöküyor muydu bana mı öyle geliyor ?
"Neyin var Burak " dedim endişeli sesimle tebessüm etti ve kafasını iki yana salladı .
"Sorun yok sen iyi olmaya bak düşünme beni " dedi sesinden bile bir sorun olduğu anlaşılıyordu ama şimdi onu zorlamak istemediğim için kafamı salladım , nasıl olsa çıkardı elbet.
"Mon amour (Aşkım )" diyen sesle bakışlarımı Buraktan çekip sesin sahibine döndüm , Yağız elindeki tepsiyle tam bacaklarımın yanına koltuğa oturdu .
Çorba yapmıştı bana, ne kadar da düsünceli bir bey hâlâ ona küstüm ve barışmamız için elinden gelen her şeyi yapıyordu .
"Ne dis pas mon amour, j'ai rompu avec toi, tu te souviens ? ( Aşkım deme, ben senden ayrıldım unuttun mu ) dedim gözlerinin içine bakarak , elindeki tepsinin kenarlarını sıktı .
"On en reparlera plus tard, mais sachez que je ne vous quitterai pas.
(Bunu sonra konuşalım ama seni bırakmayacağımı bil.) " dedi bana biraz daha yaklaşıp kısık sesiyle .
Onun bana ayak uydurmasını seviyorum .
" Ne konuşuyorlar " dedi Mert bir umut Burak bilir diye Burağa bakıyordu ama Burakta kafasını iki yana sallayıp bilmediğini belirtti .
"Hah şimdi tam oldu birdiler iki oldular başıma " dedi Babam ayağa kalkıp söylene söylene mutfağa ilerledi .
Ben gülerken ağzıma tutulan kaşıkla yüzümü buruşturup çorbayı aldım ağzıma yayılan garip tat ile yüzümü düz tutmaya büyük özen göstererek yuttum , bu neydi ya böyle?
"Beğendin mi " dedi Yağız Mertte yanımıza gelmiş ikisi de yüz ifademe bakmak için önümde eğilmişlerdi , şimdi ne desem bilemedim ki tadı tatlıydı evet çorbanın tadı tatlıydı .
"Şey biraz tatlı olmuş " dedim gözlerimi kaçırarak çok kötü olmuş sizin yaptığınız çorbaya diyemezdim .
"Nasıl tatlı ya " dedi Mert ,sen yanlış tatmışsın diyen bir çıkıştı bu .
Yağız çorbaya batırdığı kaşığımı ağzına götürdü hepimiz ona bakarken yüzünü buruşturup tepsiyi masaya sertçe koyması aynı anda geldi , ben içten içe gülmeye başlamıştım , Yağızla Mertte birbirlerini yiyorlardı .
"Tuz yerine şeker mi attın lan ?" dedi Yağız Merte çorbayı yedirmeye çalışıyordu .
"Sen attın ya bana suçu atma " dedi Mert ağzını konuştuktan sonra hemen birbirine bastırıp ağzına sokulmaya çalışan kaşığa engel oldu .
"Hangi gerizekalı şeker kavanozunun yarısını döktü ? " mutfaktan çıkan Babam'ın sinirli sesiyle kendimi tutmayı bırakıp anırarak gülmeye başlamıştım .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abicik (Gay )
General Fiction"günaydın abicim " dedim onu sinirlendirmek için bayılıyordum kızarmasına . "abi Babandır , nereden abin oluyorum ben senin " dedi Annene sor demek gelse de içimden demedim ne de olsa Annesiyle Babam çok kısa süre önce evlenmişlerdi maalesef karşım...
