gözler de yalan söyler, hiçbir şeye inanma.
🎵 living hell - bella poarch 🎵
-
"malbonte!" kız hızlı adımlarla yürüyen malbonte'ye yetişirken kolundan tutup önüne geçti. malbonte beatrix'in önüne geçmesiyle durmak zorunda kalırken beatrix onun kolunu yavaşça bırakmıştı. birkaç saniye yüzüne bakarak kendini zar zor toparlarken konuştu. "bu benim meselemdi, niye karışıyorsun?"
beatrix sorduğu sorunun saçmalığıyla kendine kızdı, astaroth'la baş edemeyeceğini biliyordu fakat malbonte'yi kendisini kurtardığı için azarlıyordu.
"seninle konuşmam gerek." malbonte kızın azarlamalarını takmazken gözlerine baktı. "her şeyi bilmek istiyorum. olan şeyleri anlayamıyorum."
beatrix alaycı bir ifadeyle gülümserken kollarını önünde birleştirdi ve kafasını hafif kaldırıp yüzüne baktı. "peki sana her şeyi anlatacağımı nereden çıkarttın?"
bu sefer alaycı bir şekilde gülümseyen malbonte olurken karşısındaki kıza bir adım daha attı, neredeyse burun buruna gelmişlerdi. malbonte beatrix'in bu hallerini ilgi çekici buluyordu, genelde ona kimse böyle başkaldırmazdı. beatrix malbonte'ye onun eskiden çok güçlü olduğunu hatırlatıyordu.
ama bu adamın dünyasında asla sevgi ve aşk olmazdı, birkaç anlamsız tek gecelik ilişkilerden sonra malbonte tamamen gücüne ve yönetime odaklanmıştı. şimdi ise veba'dan izin almadan kimseyle olunmuyordu. veba malbonte'ye birkaç kızdan bahsetmişti ama malbonte reddetmişti, bir çıkış yolu arıyordu.
kızın karşısında bir şey söylemeden duran adam kafasını hafifçe iki yana sallayıp kendine geldi ve kulağına eğilip fısıldadı. "seni astaroth'dan kurtardım, bunun karşılığı olarak düşün." o olayın karşılığı malbonte için kız kendisini kurtardığında misliyle ödenmişti fakat şansını denemekten zarar gelmezdi.
beatrix bu yoruma içten içe sinirlenirken bir yandan da bu kadar yakın olmaları onu yumuşatıyordu. aşk ne kadar zor diye düşündü içinden, yine de sinirini göstermeyi belli ederek omuzlarından gerilemesi için ittirdi. "ben senden bunu yapmanı istemedim ama!"
sendeleyen malbonte düşmemişti, kız da o kadar güçlü ittirmemişti. kıza tekrar bir adım yaklaşıp gözlerine baktı. "orada yardıma ihtiyacın var gibi görünüyordun ama."
beatrix'in ilk defa sinirden gözleri dolarken bir adım gerileyip kafasını iki yana salladı. "hayır malbonte, senin amacın bana yardım etmek değildi. sen sadece kendine ve veba'ya hizmet eden bir süs köpeği olmuşsun. iyilik konuşmak istiyorsan konuşalım hadi, saçma sapan bir konuyu saatlerce tartışalım." kız gözlerinden düşen bir damlayı hızla elinin tersiyle sildi. "o gün baloda sen benimle dans ederken hiçbir şey beklemeden kurtardım seni. bir hafta tek elimi kullanamadım, üstelik gidip adamı öldürdüm."
beatrix malbonte'den gerçekten de hiçbir şey beklememişti, bir çıkarı ya da istediği şey yoktu. korkmuştu, o gün ilk defa korkuyu iliklerine kadar hissetmişti.
malbonte'nin yüzü bu yorumlarla düşerken haklı olduğunu bildiği için kendini savunmaya geçmemişti. yine de ağzından birkaç söz çıktı. "ne yapmamı istiyorsun şu an?"
beatrix kafasını eğerken kendini toparlamak için birkaç saniyeliğine derin nefes alıp verdi ve kafasını kaldırıp ona baktı. "kurtarma beni, bir gün veba'nın birinci destekçisi olduğunu söyleyip sonra da onun kurallarını çiğneme." bu sözlerin ardından beatrix alayla güldü. "cevapları mı istiyorsun? bu sorunun peşini bırakacak mısın böyle? sana yetecek mi?" inanamayan bir tonda konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beatrix's secret, malbonte
Fanficumut bazen en büyük çıkış kapısıdır. iyi olana kapılmak, iyi olmak kolaydır. peki ya kötü olmak? -göklerin sırrı fanfiction.