Bölüm 27

43.4K 1.2K 167
                                    

Bir çift buldum onları Hakan ve Asude yapıcam. Ama şimdi şöyle pişman oldum keşke Nazlı ve Yalın yapsaydın diye ama neyse.
——
(+18) bölümdür.

-Siz: Nerdesin?

-Yalınım: Seni bekliyorum güzelim.

-Siz: Bahçede misin?

-Yalınım: Hayır içerideki kafeteryadayım hava biraz esmeye başladı.

-Siz: Tamam geliyorum.

——

Yalın'a yazımı yazdıktan sonra üst kattaki sınıfımdan hemen aşağı kattaki kafeteryaya gitmeye çalışıyordum. Okulu her ne kadar sevmesemde şurda olan çevrem hiçbir yerde yoktu.

Kafeteryanın katına yanaştığımda etrafta bir kalabalık görmüştüm, kafeteryanın içinde gürültü vardı ve anlamadığım bir şekilde öğrenciler toparlanmıştı. Hızlıca o yöne doğru yönelmiştim, kalabalık ayrılmamak için diretirken zar zor dalabilmiştim içlerine.

"Ne oluyor?" Bir kızın sorusu havada uçuşurken bende boynumu uzatmaya çalışıyordum.

"Ya bizim okuldan birini bir adam dövüyor." Diyen çocuğa tuhaf tuhaf baktım ayırmıyorlar mıydı?

Hızlıca en öne geçmeye çalışıyordum ama kalabalık sanki çok görecekmiş gibi daha çok yapışmıştı birbirine.  Kalabalığı yarıp ön tarafa geldiğimde ise Yalın'ı bir çocuğun üstünde yumruklarken buldum.

"Hiii!" Ellerim ağzımda donuk bir şekilde Yalın'a bakıyordum,o ise halen beni fark etmemişti.

"Ulan senin o dilini kopartırım!" Yalın çocuğun çenesini sertçe tutarak konuşmaya devam etti.

"Onun adını bir daha bu şekilde anarsan seni öldürürüm!" Tükürürcesine konuştuğu adama bir yumruk daha atmıştı. Çocuk artık pes etmiş olmalı ki Yalın'a karşılık bile vermiyordu.

"YALIN! NE YAPIYORSUN SEN YA!?" Bağırmam ile yerdeki çocuk ve Yalın bana odaklanmıştı.

"Bazı hadsizlere had bildiriyorum!" Benim cevap vermemi beklemeden kafasını tekrar adama çevirmişti.

"Bu da sana hayatında güzel bir anı olarak kalır süt bebesi." Sakinlik ile kurduğu cümlenin ardından çocuğun sağ elindeki yüzük parmağını ve orta parmağını ters çevirmişti. Çocuk acı içinde yerde kıvranırken Yalın ayağa kalkarak üstünü silkeliyordu, sanki adamı döven o değilmiş gibi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun Yalın!" Diyerek onu kolundan çekiştirerek kafeteryadan çıkartıyordum. Benimle yürümek istemese kesinlikle çekebileceğim bir ağırlık değil.

Kafeteryadan çıkarken,bileğini tuttuğum Yalın bir anda durunca bende onunla durmuştum. Arkamı döndüğümde ise elimi gevşetmiştim,elini elime yaklaştırdı ve parmaklarımızı kenetledi.

"Böyle yürüsek?" Masum bakan Yalın'a başımı sallamıştım. Bu şekilde hızlı adımlarla okulun bahçesine gelmiştik bile,her ne kadar elimi tutması hoş olsada yaptığını soracaktım.

Bahçeye geldiğimizde ise soğuk hava beni çoktan üşütmüştü bile,titreyen çenem ile direterek bahçe bankına gidiyordum.

"Arabaya geçelim mi orda konuşuruz?" Yalın neden bu kadar sakindi? Ben ona birazdan kızacaktım.

"Geçelim!" Üstünü basarak söylediğim cümle ile Yalın sırıtmıştı bile. Hızlıca arabaya doğru ilerliyorduk,benim sinirli halim Yalın'ın bu sakin hali ile yumuşamaya başlamıştı bile. SALMA KENDİNİ BİŞİYOKBİŞİYOKBİŞİYOK!

KOMUTAN BEY TEXTİNG  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin