R.K.2

100 21 3
                                    

Gözlerimi açtığımda saat daha 09:00idi Uygar'ın psikolog randevusuna daha 1 saat vardı. yatağımdan çıktım ve banyoya girdim güzel bir duş aldıktan sonrada saçlarımı kurutup bir kaç kez taradım üzerime bol mavi bir kazak altıma dar siyah kot pantolon giydikten sonra gözüme hafif kalem çektim makyaj yapmayı çok abartanlardan değilim. son bir kez aynada kendime baktıktan sonra odamdan çıkıp Uygar'ın odasına girdim.

"Uygar kalk ablacım hazırlanman gerek."
" of gene mi oraya gidiceğiz abla!"
" uygar mızmızlanmada hemen hazırlan ben seni aşağıda bekliycem kahvaltıya sakın gecikme!"
" of tamam abla."
Aşağıya indiğimde Selen ablanın kahvaltıyı çoktan hazırlamış olduğunu gördüm ona teşekkür edip masaya oturdum aradan on dakika geçmeden Uygar da geldi kahvaltımızı yapıp taksi çağırdık.

Oraya vardığımızda Uygar koşar adımlarda binaya daldı. asansöre bindiğimizde uygar:
"Abla bugün o abide orda olacak çok heyecanlıyım."
uygar sözünü bitirdiğinde psikologun olduğu kattaydık Uygar'ın elinden tuttum ve hızlı adımlarla ilerlerim.

sekreterin odasına daldığımızda üçlü koltuğa yayılmış elindeki kitaba odaklanmış bir şekilde duran onu gördüm sanırım bu Uygar'ın dediği o çocuktu suratını şu an göremiyorum ama üstünde siyah bir deri ceket İçinde lacivert bir t shirt altında siyah pantolon ve siyah bir bot vardı.
" Rüzgar abi!"
Uygar'ın bağrışından dolayı kafasını kaldırdı. Oha! bu çocuk insan falan olamaz di mi?
yüz hatları belirgin kumral Saçları dağınık ve gerçekten çok yakışıklı.
Uygar'ın ona koşmasına Karşılık sadece gülümsedi gülümserken ne kadarda muhteşem oluyor.
kapının orda dikili kaldığımı anlayınca çocuğun yanına doğru yürümeye başladım. ayaktayken elimi uzatıp:
"Merhaba ben Uygar'ın ablası."
önce elime sonra birde bana baktı. Olamaz! gözleri... gözleri çok güzel koyu yeşil.
Bir süre bana baktı daha sonra kitabına geri döndü elim havada kalmıştı elimi indirdim ve yanına oturdum. uygar içeriye girmişti doktorun yanına.
"sanırım sende uygar gibi,insanlardan pek hoşlanmıyorsun."
suratında tek bir mimik oynamazken banada cevap vermedi sanırım bu çocuk deli falan.
" uygar ona çok yardımcı olduğunu söyledi , teşekkür ederim."
ve yine bir şey söylemedi. yanımdan biraz uzaklaşıp kenara doğru kaydı. ya ben çok çirkinim yada bu çocuğun sorunları falan var gerçi sorunları olmasa burada ne işi var?

Telefonumun çalmasıyla ekrana bakmam bir oldu Lara beni arıyordu.
"efendim Lara."
"Esin bizim sokağın ordaki Kardelen cafe de buluşalım mı? konuşmamız gereken bir kaç şey var."
" şu an Uygar'la işimiz var bir saat sonra buluşalım olur mu?"
" tamam orada görüşürüz"
Bir şey demene fırsat vermeden telefonu suratıma kapattı. telefonu cebime koyup çocuğa yani Rüzgar'a odaklandım.

Kitabını kapatmış duvardaki kırmızı saate bakıyordu. onunla konuşmayı tekrar deneyebilirdim.
"Şey,Rüzgardı galiba burada bulunmanın sebebi ney birini felan mı bekliyorsun?"
Ben sözümü bitirdiğimde gözlerini kapattı ve bir süre öyle kaldı daha sonra tekrar gözlerini açtı. Sanırım insanlarla konuşmayı sevmiyor ve dahası insanlardan korkuyor. Daha fazla üstelemedim ve Uygar'ı beklemeye başladım.
----
Kardelen Cafeye daldığımda Lara'nın bir masaya oturmuş etrafı izlerken buldum. Beni görünce gülümsedi ve ayağa kalktı. lanet olsun ki yine güzel! Ona doğru ilerlerken karnımda sert bir şey hissettim kafamı kaldırdığımda garsonun bana tip tip baktığını gördüm. Elindeki tepsiyle bana çarpmıştı yerdeki bardakları toplamak yerine bana tip tip bakıyordu. Banada tanıdık gelmişti bu çocuk.
"Afedersiniz hanımefendi."
"Önemli değil . zaten bardaklar boşmuş."
Garsona gülümseyip Lara'nın yanına doğru ilerledim fakat Lara bana değil garsona bakıyordu suratı bi an düşmüştü gözlerinde garip bir ifade vardı.
"Lara iyi misin?"
"Şey evet iyiyim dalmışım biraz. geç otur hemen konuya giricem."
Lara iki tane milkshake sipariş ettikten sonra konuşmaya başladı.
" Biliyorum bana sinirlisin Esin ama şu konuya bir açıklık getirelim. Ben Burağı hiç bir zaman sevmedim sadece seni korumak için seviyormuş gibi yaptım ve onu kendi tarafıma çektim. Esin seni herşeyden çok seviyordum, seviyorumda bir çocuk için küsmemiz saçma. Biliyorum sen onu çok seviyordun ama eğer ki ben onu kendi tarafıma çekmeseydim sana... sana çok kötü şeyler yapabilirdi Esin."
Lara haklıydı hem ben Burak meselesini unutalı çok olmuştu eski mahallemizden ayrılmasaydık Larayla eskisi gibi olabilirdik de .
"Ben unutmuştum zaten olanları."
Gülümsedim Lara'da bana gülümsedi.
"Tamam o zaman barıştığımıza göre akşam tekrardan buluşalım mı?"
"Benim için fark etmez."
"O zaman akşam üzerine rahat bir şeyler giy. benim şimdi gitmem lazım."
Lara ayağa kalktığında bende ayağa Kalktım ona sarıldım. Bize ilk geldiğinde onu istememiştim hemde hiç ama şimdi herşeyiyle özlemiştim onu.
----
Lara buluşacağımız yerin adresini atmıştı bir barda buluşacaktık ne işimiz vardı orda.

Lara'nın dediği gibi rahat Şeyler giydim. Üstümde bol siyah kısa kollu bir t shirt altıma buz mavisi bir şort ve spor ayakkabı. saçlarımı da yandan örgü yapıp evden çıktım.

Buluşacağımız yere vardığımda Lara'yı Barın girişindeki adamla tartışırken buldum . oda Şort giymişti sırtında da çanta vardı.
ona doğru yaklaştım.
"Ne demek beni içeri almıyorsun!"
"Emre bey geçen sefer çıkardığınız olaydan sonra bir daha sizi içeri almamamı söyledi."
"Sen görürsün şimdi keltoş."
Lara beni kolumdan tuttu ve adamın kasıklarına tekme attı adam inlerken içeri daldık. Koşmaya başladık müzik sesi artarken Lara beni bir köşeye çekip bağırarak
"Esin şimdi çantamdan boya bombalarını al içeriye atıcaz." deyip gülmeye başladı. Bende gülmeye başladım eski günlerimizi özlemiştim.

Vakit kaybetmeden boya bombalarını aldım içeri doğru koşmaya başladık Lara elindeki ilk bombayı fırlattı bende fırlattım sırayla diğerlerini de fırlattık çok eğleniyordum insanlar çığlık atmaya başladılar onlar kaçtıkça biz daha çok gülüyorduk üç tane adamın bize koşarak yaklaştığını görünce bizde koşmaya başladık. Dışarı çıktığımızda adamlar peşimizi bırakmıştı Lara ve ben hala gülüyorduk. Lara'nın beyaz t shirtinin üstü mavi olmuştu. Uzun zamandır bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum.

Larayla birbirimize baktık ve bir daha gülmeye başladık bu yaptığımız çok Saçma olabilir ama gerçekten çok eğlenceli. Lara gülerken:
"Nasıl kaçtıklarını gördün mü?"
"Görmez miyim hindi yavruları gibi kaçıştılar."
"Hey"
ikimizde aynı anda kafamızı sesin geldiği yöne çevirdik iki tane çocuk arkamızda bize bakıyorlardı ikiside sarışın olan çocuklar bize doğru ilerlemeye başladılar.
"Aha şimdi sıçtık."
"Neden ki ? baksana bomba üstlerine denk gelmemiş."
"Sen gelmeden önce ben bunlarla kavga ettim sonrada arabalarının camlarını kırdım."
"Ne!!! İyi bok yedin Lara!"
Biz Konuşurken onlar yanımıza varmışlardı bile. Aha şimdi sıçtık!!

Renkten KorkanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin