Renkten Korkanlar

R.K.9

Multimedya Esin, Lara, Gencay ve Bora.

Saçımın biri tarafından çekilmesiyle çığlık attım. Lara da çığlık attı. Saçımı çeken kişi daha kuvvetli bir şekilde Çekerek beni arkaya doğru sürükledi. Çırpınıyordum fakat hiç bir şey yapamıyordum. Sanki saçımın her bir teli teker teker kopuyordu.

Saçımı çeken eller kaybolduğunda yerden doğruldum. Rüzgar'ın adama yumruk Attığını gördüm.

Kafatası derimin yanmasına mı üzüleyim yoksa Rüzgar'ın çok iyi kavga etmesine mi sevineyim bilemedim.

Rüzgar attığı yumrukla adamı yere serdi. Adam tekrardan ayağa kalkmaya çalıştı. Rüzgar bu sefer adamın karnına hızlı bir tekme attı. Adam yerden kalkamayacak bir hale gelince Rüzgar yanıma geldi.

"Esin,iyi misin?" Ben titreyen ellerimle Lara dan tutundum ardından ayağa Kalktım.

"Be-ben iyiyim.Teş-"

"Etme." Rüzgar'a gülümseyerek baktım. Ardından ellerimle saçlarımı düzelttim.

Bora ve Gencay koşarak bize doğru geldiler.

"Birisi Çığlık attı siz miydiniz?" Gencay ,nefes nefese söylemişti bunu. Kafamla yerde yatan adamı gösterdim. Gencay adama baktı daha sonra anlamayan gözlerle bana,

"Bu adam Esin'e saldırdı. Rüzgar olmasa kim bilir neler gelecekti başımıza." Lara son cümleyi biraz daha yüksek sesle söylemişti.

"Rüzgar kim?" Diye sordu Bora.

"Bora salak mısın , yoksa salakmış gibi mi yapıyorsun?..." Kafamla yanımda duran Rüzgar'ı göstererek:

"....işte bu Rüzgar." Gencayla Rüzgar'ın Arasında garip bir bakışma geçti.

"Adam... Adam kaçıyor!" Lara'nın ciyaklamasıyla hepimiz arkamızı döndük. Şişman adam koşmaya çalışarak uzaklaşıyordu. Rüzgar tam koşacakken Gencay bileğinden yakaladı.

"Boş ver , gitsin." Rüzgar bileğini Gencay'ın elinden çekti ve on anlamayan gözlerle baktı.

Gencay omuz silkti.
"Herneyse, eve gidiyoruz kızlar."

"Tamam. Şey Rüzgar teşek.... Ya da boşver görüşürüz." Rüzgar bana tek kaşını kaldırıp baktı.

Ağzında bir Şeyler gevelediğini fark ettim. Sanırım o da görüşürüz dedi. Arkası dönüp uzaklaşmaya başlayınca Koşarak sırtına atladım.

"Sen ne yapıyorsun!" Bir yandan beni düşürmeye Çalışıyor bir yandan da bana bağırıyordu.
"Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teş-"

"Bir daha teşekkür edersen seni sırtımdan aşağı atarım." Arkadan boynuna sımsıkı sarıldım ve yere indim.

Arkamı döndüm ve koşarak arabaya bindim. Bizimkiler bana 'salak mısın' bakışı atıyorlardı. Onları umursamadan arabada kendi kendime gülmeye başladım.
---------------
CUMARTESI SABAHI
Alarmın sinir bozucu sesiyle yerimden sıçradım. Saat 07:30 idi Bora bugün saat üç gibi kamp yapmaya gideceğimizi söyledi o Yüzden erken Kalktım. Daha çantamı bile hazırlamadım.

Yataktan yavaşça kalktım. Paytak adımlarla banyoya yöneldim. Aynanın karşısına geçtim ve kendime baktım. Saçlarım birbirine girmişti. Gözümle dudağım yer değiştirmiş oradan da kulağıma kavga etmişlerdi. Yüzümü yıkadıktan sonra duşa girdim. Duşta bir saat oyalandım. İşim bitince üstümü değiştirmek için odama geçtim. Yine her zaman ki gibi Şort giymeyi düşündüm ama gideceğimiz yer orman olduğu için dar kot giymeyi seçtim. Üstüne de bol kısa kollu t shirt giydim. Saçlarımı her zaman ki gibi taradım ve saldım.
Spor ayakkabılarımı da giyince hazırdım.