R.K.5

72 8 5
                                    

"Burada ne işimiz var?" Diye sordu Rüzgar.
"Şimdi görürsün." Dedim bende. Onu bileğinden kavradım, terasa doğru sürüklemeye başladım.

Rüzgara söz vermiştim. Ona yardım edecektim. Her ne yaşadıysa ona yardım edebilirdim.
Psikologta son diyaloğumuzdan sonra onu buraya getirdim. Babamın eskiden aldığı ama hiç uğramadığımız bu eve.İşlek bir caddenin kenarındaydı, terasından insanlar çok rahat gözükebiliyordu.
Uygar'ı soruyorsanız eğer şöförümüzü çağırtıp onu eve bırakmasını söylemiştim.

Ne yapacağımı çok iyi biliyordum ona insanları gösterecektim.
"Rüzgar, bak şu anne ve kızına ne kadar da mutlular değil mi?" küçük bir çocuk annesine sarılmıştı. Anneside onu kucağına almıştı.
Rüzgar gözlerini kısarak anne ve kıza baktı. Daha sonra bana dönerek:
"İyi baktın mı? küçük kız ağlıyor şu an, bence hiç mutlu değiller."
Kafamı Rüzgârdan ayırıp anne ve kıza baktım, küçük kız gerçekten de ağlıyordu belkide düşmüştür.
Kafamı bir başka tarafa çevirdim, bir adam bankın birine oturmuş gülerek telefonla konuşuyordu. Elimle adamı gösterdim:
"Bak şu adama senin aksine gülüyor,mutlu."
Rüzgar gösterdiğim tarafa baktı. Bana dönerek:
"Ben pek emin olma derim."dedi.
Adama tekrar baktım, suratı düşmüştü.Bağırarak bir şeyler söylüyordu. Kafamı bu sefer bir kız topluluğuna çevirdim.
"Tamam o zaman şu tarafa bak, kızların olduğu tarafa. Beraber geziyorlar ve mutlular."
Rüzgar kızları süzdü kafasını ordan ayırmayacak konuşmaya başladı.
"Şu köşedeki beyazlı kızı Görüyor musun siyah saçlı kızdan hoşlanmıyor."
"Sen nerden biliyorsun?"
"Kızın bakışlarına dikkat et. Siyah saçlı kız Konuşurken Gözlerini devirip ufluyor."
Rüzgar'ı ağızın açık bir şekilde dinlerken Kafamı kızlara çevirdim, Rüzgar haklıydı kız sürekli sıkıldığını belli eden hareketler sergiliyordu.Sanırım Rüzgar'la bir süre-hatta ömür boyu- uğraşabilirdim.
"Bir insan bu kadar negatif, bu kadar karamsar, bu kadar dikkatli, bu kadar gözlemci , bu kadar kusursuz olur mu ya!"
Durun bir saniye! Ben ona kusursuz mu dedim! Hay Allah aklımdan geçenleri bir an da söyleyivermiştim. Utançtan yanaklarının kızardığını anladım ve kafamı yere eğdim.
"Kusursuz?" Defi sorarcasına. Yani şimdi niye üsteliyorsun ki? Yanlışlıkla çıkıverdi ağzımdan.

"Kusursuz derken şey canım işte..... Of aman neyse."
Bir şey bulamadığım için saçmalamıştım. Kafamı kaldırdığımda bana baktığını gördüm bu beni daha çok utandırmıştı. Konuyu başka yerlere çekmeye çalışarak:
"Şey Rüzgar bir şeyler içmeye gidelim mi?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Neden?" dedim.
"Bana bu kadarlık sosyallik yeter de artar bile."
"Ama sadece yarım saattir birlikteyiz."
"Bir saat... bir saattir birlikteyiz."
"Eee ne olmuş? Hadi ya lütfen?"
ve evet gerçekten tam bir saat olmuştu. Bana gözlerini kısarak baktı. Kafasını yine olumsuz anlamda salladı. Daha fazla ısrar etmeyecektim. Sonuçta bugün birinci günümüzdü daha çok zaman geçirecektik.
"Tamam. Öyle olsun bana numaranı verir misin?" dedim.
Hiç bir şey söylemeden bana bakmaya devam etti.
"Ya yanlış anlama. sana bir söz verdim ve tutacağım. Bunun için de düzenli görüşmemiz lazım değil mi?Sana ulaşmam için numaranı verir misin?"
Rüzgar gözlerini devirdi. Göz devirmek sanırım tanıdığım kişiler arasında bir tek Rüzgara yakışıyordu.
"Telefonunu ver de kaydeteyim."
"Tamam." Ona telefonumu uzattım. Kendi numarasını kaydedip bir kez çaldırdı. Telefonu bana geri uzattı. Cebinden kendi telefonunu çıkardı, son arananlara girdi benim numaramı buldu. Beni nasıl ekleyecek diye beklerken:
"Soyadın ne?"Diye sordu. ona Gözlerimi devirerek cevap verdim.
"Gürsoy."Telefon ekranına geri döndü ve beni Esin Gürsoy diye kaydetti. Ne bekliyordum ki bu daha ilk günümüzdü.
"Ben artık gidiyorum." Dedi.
"Tamam o zaman en kısa zamanda yeniden görüşelim."
Gözlerini devirdi. Eğer gözlerini devirmeye devam ederse onu ısırabilirdim.
Terastan çıkıp evin merdivenlerinin oraya doğru yürümeye başladık. Rüzgar önde ben arkada merdivenlerden inerken, Ayağım bir anda takıldı, Düşmemek için Rüzgardan destek alıyım derken ikimiz de birden merdivenlerden yuvarlandık. Zemine ulaştığımızda ise Rüzgar altta ben onun üstünde yerde yatıyorduk. Göz göze geldik suratımızın arasında bir iki santim ya vardır ya yoktur. Bedenlerimizden hiç bahsetmeyeyim bile! Bir süre ikimizde öylece kaldık. Rüzgar beni üstünden itti ve ayağa kalktı. Elini bana uzatıp ayağa kalkmama yardımcı oldu. Sağ ayağımı yere basınca acı içinde inledim ve tekrar yere düştüm.
"İyi misin?"Diye sordu Rüzgar.
"Çok iyiyim canım. Bir odunla merdivenlerden yuvarlandım ve bileğimi burktum. çok iyiyim."
Gözlerini devirdi. Bana bakmaya devam etti. Bana yardım etmeyeceğini anladığımda iki elimle duvardan yardım alarak kalkmaya çalıştım ve yine yere düştüm. Rüzgarın ofladığını duydum. Yonuntulmamış kalas işte! Elimle tam duvardan destek alacakken, Sırtımda ve bacaklarımda iki kol hissettim. Rüzgar beni kucağına almıştı! Rüzgar!
"Bana sırıtarak bakma bunu yaptığım ilk kız sensin."
ona sırıtarak baktığımın farkında değildim.
Arabaya yaklaştığımızda:
"Rüzgar eve kadar arabayı sen kullanır mısın?"
bir şey demedi, arabının kapısını açıp beni ön koltuğa fırlattı. Kapıyı hızlıca kapatıp arabının etrafından dolaşırken bağırarak küfür ettim.
------------
Eve varana kadar tek kelime konuşmamıştık. Benim Rüzgara evi tarif etmem dışında. Evin önüne arabayı park edip dışarı çıktı. Bende kapımı açtım bileğim belki geçmiştir diye yere basmayı denedim, ve yine düştüm.Rüzgar uflayarak Yanıma geldi, beni kucağına aldı.
"Sabır Allah'ım sabır..."
dediğini duydum.
"Amin."dedim bende. Suratını göremiyorum ama kesin göz devirmiştir.
Kapıyı yumruklayarak çaldı. Zil ne demek biliyor mu bu çocuk?
Annem kapıyı açtı. Karşısında Rüzgarı görünce şaşırdı.Bana baktı kaşlarını havaya kaldırarak konuşmaya başladı:
"Esin kızım iyi misin? "
"İyiyim anne. Yardım ette iniyim."
Annem bize doğru yaklaşınca Rüzgarda yavaş bir şekilde beni yere indirdi ben tek ayağım üzerindeyken annem kolumun altına girdi. Rüzgara döndüm .
"Teşekkür ederim."dedim. Gözlerini devirdi arkasına dönüp uzaklaştı.
------
Sinama gecesine iki saat kalmıştı. Bileğim hala acıyordu. Fakat yürütebiliyordum. Laraya, telefonda olan biteni anlatmıştım. Tabi o da kulaklarımı sağır edecek şekilde çığlık atmıştı.

Renkten KorkanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin