Bölüm.1.

35 1 4
                                    

İlk bölüm yayında heyecanlandım sjsjsjjsjsj😂

Bu arada lütfen beğenmediğiniz yerler olursa bana söyleyin. Aynı zamanda eleştiri de yapın. Ama şöyle ki eleştiri ve hakaret ayrı şeyler. Karakterlerde sevmeyeceğiniz bir şey veya bir hareket olursa bu onlara hakaret edeceğiniz anlamına gelmeyecektir. Çünkü her insan mükemmel değildir ve yeri geldiğinde bende insanlara eleştiri yapıyorum. Şimdi diyeceksiniz bu hikayedeki her şey gerçek değil karakterlerde ama bu hikaye ben ve Selin Ataş tarafından yazılmaktadır ve karakterlere edeceğiniz tüm hakaret içerikli yorumlar bizim motivasyonumuzu düşürecektir ve bizi kıracaktır. Neyse iyi okumalar.

Bebek yaaa:)————————————————————

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bebek yaaa:)
————————————————————

Çöküyorsun çocukluğunun soğuk kaldırım taşına ama ağlamıyorsun... Yardımda istemiyorsun büyümüşsün artık...
( bu bir bölüm spoisi mii)

İyi Okumalar

Ellerim titriyor. Derin nefes aldım 3,2,1 hazırım. Bilgisayarda yeni bir sayfa açıldı. Gözlerim doğru mu görüyor yoksa bu bir rüyamı.

" Hakkari mi"diye fısıldadım "NE, ne diyorsun ?" annem dedi. "Hakkari ye gidiyorum anne" hem ağlıyordum hem gülüyordum. "Olmaz gidemezsin!" diye dedi annem.

" O ne demek anne. Tayinim oraya çıkmış ben de görevimi yapmak için oraya gideceğim" dedim. "Hayır baban o şehirde şehit oldu. O şehir bizden babanı aldı. Sen de gittikten sonra ya bir şey olursa o zaman ne yaparım?" diyerek ağlamaya başladı. Ne yapacağım ben şimdi?

"Anne lütfen ağlama. Oraya gidip görevimi yapmalıyım. Orada bana ihtiyacı olan insanlar var eğer ben gitmezsem onları kim iyileştirecek? Sağlık çalışanı az orada,...hem babam gibi bir sürü askerin de benim gibi doktorlara ihtiyaçları var." uzun bir konuşma yaptım anneme. "Lütfen ağlama babam şehit oldu ama ben ve benim gibi doktorlar, hemşireler gitmezse nolucak onlarında ailesi var. Sen abim için nasıl korkuyorsan onların da ailesi korkuyor. Bu vatanı onlar ayakta tutuyor onları da biz. Şimdi sil o inci tanelerini." diyip yanağından öptüm. Babamdan sonra daha da bir bağlandı bize ve  her şeye de duygusallaştı. 

"Tamam tamam sildim. Bak yine yaptın yapacağını" gülüp "Eee kimin kızı"

"Bitti mi ağlaşmanız anne ve abla. 2 saattir bekliyorum burda bir fark etmediniz" ben de tam diyordum nerde bizim küçük boy kendisi Ömer Aydın. Aydın ailesinin en küçük üyesi. " Ne istiyorsun ömüş? " dedim. " Kaç defa diyeceğim bana öyle seslenme adım Ömer benim Ömüş değil abla. Tüm karizma gidiyor senin yüzünden" karı gibi cırlıyor bu. "Ay haspam sen istediğin kadar isyan et sana Ömüş diyeceğim." ardından dil çıkardım.
( burayı yazarken koriş geldi aklıma sjsjsjsj)

"Bir günde didişmeyin be çocuğum ne bu her gün her gün." ikimizde bir birimizi göstererek "İlk o  başlattı." diye bağırdık. " Ay bağırmayın kulağımın dibinde biri 24 diğeri 21 yaşında ama çocuk gibiler  hem sen sus Ömer o  senin ablan git sınavına çalış sen yürü yürü."

" Of ya bu evde bir ben sevilmiyorum kendimi iç güveysi gibi hissediyorum zaten sınav sınav diyip duruyorsunuz bu ne arkadaş odama gidiyorum ben" diyip gitti ergen nolucak.

" Hadi inelim aşağıya akşam yemeğini hazırlayacağız daha" dedi annem "Tamam bu arada anne ben diyorum ki hani babam Hakkari den ev almıştı ya eskiden ,o ev duruyor değil mi? "

" Duruyor kızım noldu ki? " "Ben diyorum ki o evde kalayım hem orada asker aileleri kalıyor korunuyor da senin de için rahat olur ne dersin? " "Olur da orası şimdi bakımsızdır babandan sonra hiç gitmedik." " Evet öyle de ben  2 hafta sonra orada işe başlayacağım 1 hafta önceden temizletiriz eşyaları da değiştiririz " " Tamam annem"

----------------------------------------------

Yemeğimizi yedikten sonra biraz sohbet edip odamıza çıktık. Çok uykum vardı pijamalarımı giyip yatağa girdim. Lambayı kapattıktan sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım.

" Hadi Ferda söyle artık noldu" dedi Asrın ."Asrın..." " Abiye noldu? Neyse devam et." "Asrın ben...ben seni...seviyorum" dedi genç kız.

" Ne dedin sen? " diye bağırdı Asrın. Duyduklarına bir anlam veremiyordu. "B-ben seni ...s-seviyorum" Gözleri dolmuştu genç kızın.

"Sen ne dediğinin farkında mısın? " Anlayamıyordu kardeşi dediği kız kendisine neler söylüyordu böyle. "Asrın b-ben seni 2 yıldır seviyorum. Sadece buradan gideceğimiz için söylemek istedim." dedi.

" Sakın! Sakın bir daha böyle bir şey duymayayım senden, zaten gidiyorsun."

Bu gün genç kızın ailesi taşınıyordu bu mahalleden babasının tayini başka şehre çıkmıştı. Zaten bu yüzden aşkını itiraf etmek istemişti. Asrının söyledikleri ise ağlamasına sebep olmuştu.

"Birde ağlayacak mısın? Sen benim kardeşimdin. Şimdi ne kardeşim ne de çocukluk arkadaşımsın. Biliyor musun iyi ki Oktay amcanın tayini çıktıda gidiyorsun aksi taktirde senin yüzüne dahi bakmazdım, senin yerine ben senden utanıyorum " diye bağırıp gitti. Arkasında nasıl bir yıkım bıraktığını bilmeden. Genç kızın hıçkırıklarının ardı arkası kesilmiyordu. Sanki gökyüzü de onun bu haline üzülüp onunla birlikte ağlıyordu. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu.

"Bu hıck bu kadar mı ? " diye bağırdı Asrının arkasından ama o çoktan gitmişti . Boş sokakta genç kızın hıçkırıklarından ve yağmur seslerinden başka ses yoktu." Yeminim olsun bir gün elbet seni unutacağım Asrın KAYA. Olurda bir gün karşılaşırsak yüzüne dahi bakmayacağım!! Ve sen bu söylediklerin için çok pişman olacaksın!!" Hem ağlıyordu hem de boş sokakta bağırıyordu. Ama bilmediği iki şey vardı. birincisi Asrının aslında gitmeyip de duvarın arkasından onu dinlediği,diğeriyse onlar için bu acı şimdilik tek taraflıydı. Çünkü gelecekte bu acıdan hem Asrın hem de Ferda çok fazla acı çekecekler.


Nefes nefese uyandı Ferda. Bu nasıl bir kabustu neden 8 yıl sonra yeniden hatırladı o anları. Yavaşça yatağından çıkıp çalışma masasının üzerindeki sürahiden bardağa doldurup içti. Bu kabus yüzünden uykusundan olmak istemiyordu. Tekrardan yatağına girip uykuya daldı. Bu 8 yılı nasıl unutmuşsa şimdi de bu kabusu görmemiş gibi davranacak o kadar,çünkü başka şansı yok. Asrın onu orada yıkık bir şekilde bırakıp gittiğinde Ferda unutacağım demişti unutmuştu da. Akıllı kızdı Ferda aynı zamanda da güçlü ve gururlu bir kadındı. Babasının kızıydı o asla gururundan ve güçlülüğünden ödün vermez. Babası hep derdi " Unutma kızım gururun ve şerefin yoksa sen bir hiçsin aynı zamanda da korkusuzluğun eğer korkuyor olsan bile sanki hiç korkmuyormuş gibi davran." Asrının ise o gün söyledikleri sanki dün yaşanmış gibi hatırlıyordu ve unutmaya çalışıyordu bazı şeylerin yara izini hala ruhunda taşıyor.

---------------------------------------------

BU BÖLÜMÜ YAZMAK İÇİN OLDÜK ÇOKKKK TŞK @EminesellinAtas

ILK BÖLÜM HAYIRLI; OLSUNNNNNNNN

Vatan uğruna aşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin