Süsen sabah uyandığında ilk nerede olduğunu anlayamadı etrafa bakındı ve hatırlayınca gülümsedi. Yatağından kalkıp odadan çıktı gözü yasmini aradı etrafta görünmüyordü,yasminin uyanmadığını düşündü odasına dönerken dış kapının üzerinde bir kağıt gördü üzerinde "önemli bir hastam fenalaşmış onun yanına gidiyorum, beni merak etme ve kendi evin gibi rahat et" yazıyordu.
Süsen, yasminin kağıtla ona not bırakması çok hoşuna gitmişti. Gülümseyerek lavobaya gitti orda işlerini halletikten sonra mutfağa gidip dolabı açtı kendine ufak bir tost yaptı. Daha sonra odasına geçti.
Üzerime siyah şort ve açık pembe kısa bir gömlek giyidim, hava oldukça sıcaktı üzerime bişey almadan evden çıktım.
Burak= öyle işte susi eşimin tayini çıktığı için gitmek zorundayım kliniğide yabancı birine vermek istemiyorum.
Süsen=işte bende bunun için burdayım burak.
Burak=Vay beee koskoca Süsen Kılıç benim dükkanımı sattın alacak.
Süsen= abartmayalım canımm
Burak=ee dükkanı nasıl buldun
Süsen= şirin ama kadın eli değmesi gerekiyor
Burak= haklı olabilirsin peki o zaman fiyatta anlaşalım
Süsen=3 gün içinde dükkanı açmak istiyorum
Burak= hallederiz susi
Fiyatta anlaştık ve dükkanı üzerime geçirme işlemleri gerçekleşti, 2 günün sonunda dükkan tamamen bitmiş açılmaya hazır haldeydi.
Burak gitmeden önce herseyini ona bırakmıştı arabası, dükkanı ve çok sevdiği çalışanı rüzgar. Rüzgar 17 yaşındaydı babası öldükten sonra ailenin en büyük çocuğu olarak herşeyi üstlenmişti. Annesi kardeşleri küçük olduğu onlara bakıyordu, rüzgara her ne kadar üzülsemde onunla gurur duyuyordum.
Dükkanı açmıştık. Oranın konuşma tarzına asla alışamamıştım ama rüzgar her seferinde imdadıma yetişiyordu o olmasa ne yaparım diye düşünüyordum..
Dükkanı açtığımızdan beri sadece birkaç ilaç satabilmistik burası doğu tarafları olduğu için büyük baş hayvanlar daha yaygındı.
Telefonun çalmasıyla koşarak açtım;
Süsen= İris veteriner kliniği buyurun
Müşteri=Baytar bizim inek göve gelmiş bir bakiver.
Süsen=*boş gözlerle karşısına bakarak* neye gelmiş anlamadım?
Müşteri= Yav bilmiyor musun kızım Burak baytari ver hele telefona
Süsen cevaplamak yerine adersi alarak telefonu kapatmıştı. Rüzgarla konuşup göv dediği şeyin kızgınlık olduğunu öğrenerek ilk tohumlama yapacak olmanin heyecanı içinde hızla arabaya yöneldi. Rüzgardan küçük bir de yol tarifi almıştı. Navigasyon da ona biraz yardım edecekti tabi..
Arabaya atlayıp kemerini taktı navigasyona adresi yazıp yola çıktı. Biraz tedirgindi çünkü İstanbuldayken sadece pet hayvanlara bakıyordu bu durum ne kadar onu gersede kendine güveniyordu.
*Oraya gelir*
X= buyur kızım kime baktın?
Süsen= Merhaba Burak beyin evine bakmıştım
X=doğrudur kızım ben kahyasıyım berat ağamla mi görüşeceksin?
Süsen= hayır siz tohumlama için kliniği aradınız onun için geldim ahır ne tarafta?
X=bir yanlışın olmasın biz Burak baytari aradık inekler için
Süsen=Ben veteriner hekimi Süsen Kılıç, Burak kliniği bana devretti bundan sonra hayvanlarınızla ben ilgileneceğim.
X=Sen yeni baytar mısın?
Süsen=veteriner hekimi desek daha doğru olur
X=Geç bakalım baytar hanım
Ahıra giderler
A=kazım! yeni baytar gelmiş şu ineği bir tut
*Süsen işini yaparken*
Gülin=Baytar mıymış bu kız?
Süleyman=He şuna bak ayıp değil mi gelmiş kız başına tohum atıyor
Nazlı=Nesi ayıp kız baytar olmuş işini yapıyor
Cenan= bak gör yaziyom buraya üç güne koymazlar burda onu arkasına bakmadan giderm
Arif=Essah zor iş
Süsenin duyduklarıyla asılırken belli etmeyerek ahıra geri girip işini halletti. İlk tohumunu atmanın heyecanını bile yaşayamadan arabasına geri döndü ve yola çıktı. Yarı yolda telefonunun tekrar çalması ile hasta bir at olduğunu öğrenmişti. Yakın olduğu için dönüş yapıp geldiği yolu tekrer gitmeye başladı. İlk gittiği yerden uzak olsa da kısa bir süre sonra gelmişti. Bu sefer büyük bir bahçe kapısından girip ilerlemişti. Arabayı durdurup inmesiyle yine bir adam karşılamıştı onu. Bu sefer daha genç biriydi. Onada durumu açıklayıp veteriner hekim olduğunu söylese de baytar hanımdan ileri gidememişti.
Atın durumuna bakmıştı. Bileğinideki küçük şişlik çok da kötü durmuyordu. Muayeneyi bitirip krem verdi. İşinin bitmesi ile geri dönerken önünü bir adam kesmişti. Susenden biraz daha büyük duruyordu. Üzerinde mavi bir kazak esmer teni ve kahve gözleri ile süseni bir süre inceledi..
