Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
●●
Sınır 40 oy. Keyifli okumalar <3
˚ * . * * ⋆ . · ⋆ ˚ ˚ ✦ ⋆ · * ˚
Kadınlar tarafından ilgi odağı olmuş kocana sinirli gözlerle baktın. Göz göze geldiğinizde senin bakışların ardındaki gizli mesajları almış olmalı ki yavaşça yutkundu.
"Karımı fazla yalnız bıraktım bayanlar." Atsumu, onu ilgi manyağı yapmış kadınları gerisinde bırakarak sana doğru ilerledi ve yanına geldiğinde seni belinden kendisine çekti. Boynuna sulu birkaç öpücük bıraktıktan sonra burnunu yanağına sürttü.
"Hayatım. Çok kızdın mı bana? Hm?"
Etrafınaki kadınlara çaktırmamak için gülümsedin. "Yok ya ne kızması. Biraz daha dursaydın kafanı vida gibi çevirip iki şah damarınını patlacaktım." Gözlerini hızlıca kırpıştırdın ve Atsumu'ya bakarak gülümsemeye devam ettin.
Maçın ödülü olan otel tatilinize geldiğinizde nedense Atsumu birden popüler olmuştu ve bu senin sinirini bozuyordu. Senin çalıştığın sektör dünya piyasasına daha açıkken neden tüm ilgiyi o topluyordu ki? Özellikle tangalı bikini altları ve sadece göğüs uçlarını kapatan üstleriyle kocanın neredeyse ağzına giren kadınlara artık sabrın kalmamıştı. Atsumu'nun bakışlarını saniyeyi bırak salisesi salisesine takip ediyordun. Buradaki ikinci gününüzdü ve iki gündür bakışlarının hiçbir kadının özel bölgelerine kaydığını görmemiştin. Senin yanına geldiğinde "Kadın, göğsü dışarıda geziyor." laflarını şaşkınlıkla karşılıyor ve "Görmedim." tarzı cevaplar veriyordu. Onun seni sevdiğini bilsen bile diğer kadınların yakınlığı seni rahatsız ediyordu artık.
Havuz başından ayrılıp sahil kıyısına geldiğinizde kenarda duran beach bara doğru ilerledin ve boş olan bir tabureye yerleştin. Oturduğun bar taburesine güzelce yerleşmek adına kalçalarını sağa sola oynattın. Atsumu sana yaklaşırken yüzünü tam tersi yöne çevirdin ve dudaklarını öpmesine izin vermedin.
"Pina colada." Sana yaklaşan barmene göz kırptın. Atsumu seni omzundan kendine sertçe çevirdi.
"Bilerek böyle şeyler yapman hoş değil."
"Sana kadınların sana olan tavrının hoşuma gitmediğini söyledim ve bilerek insanları kırmamak için yaptığın şeyler hoş değildi. Beni kırmayıp yabancıları kırmak yerine beni kırıp onları kırmamayı seçtin. Ve eminim ki içlerinden çoğu seni tanıdığı için değil ünlü olduğunu anladıkları için çekiniyorlar. Ha, tabii bir de bulmuşlar kütür kütür adamı..."
Atsumu elleriyle yüzünü ovuşturdu. "Haklısın bebeğim. Özür dilerim bir daha olmayacak."
"Öyle olsa iyi olur." Önüne koyulan içkini kendine çekerken Atsumu'ya uyarıcı bir gülümseme attın. Pipetini işaret parmağın yardımıyla bardağın etrafına çevirirken çevredeki insanlara bakıyordun. Ellerin Atsumu'nun elleri tarafından kendi kucağına çekildiğinde bıyık altından gülümsedin.
Bar tezgahının üzerinde duran telefonunun ekranı bildirim gelmesiyle açıldığında Atsumu'yla ikinizin bakışları telefonunun ekranına kaydırdınız. Menejerinin adını gördüğünde kilidi açtın ve mesaja girdin. Sana yeni çekilecek filmin başrol için teklif geldiğini ve bir diğer rolu kabul etmiş başrolün Yamazaki Kento olduğunu yazmıştı.
"Ne?" Atsumu o komik yüz ifadesini yaptığında sesli bir şekilde güldün.
"Tanrım. Çok iyi para teklifi vardır bunun Tsum."
"Başlarım parasına. Üç ay çıktığım bütün maçların parasını sana veririm daha iyi." Onun bu kıskanç tavrına karşın kıkırdadın sadece.
"Y/N ben gülmüyorum. O adam bütün dişilere sarkıntılık yapıyor. Hele senin gibi güzel bir kadınla aynı sette bulunacak da..."
"Hayatım benim gözüm sende olduğu sürece başkası bana bakmış ne önemi var." Atsumu'nun sana attığı sevimli bakıştan sonra dudaklarını büzüp kocanın yanağını okşadın. "Aşkım hazır tatilimizin bitmesine az kalmışken diyorum ki şimdi bir şeyler planlayıp benim yüzümden mahvolan düğünümüzü küçük bir grupla yeniden mi yapsak?" Bu konu hakkında üzgün olduğunu birçok kez Atsumu'ya karşı dile getirmiştin. Bir keresinde artık bunu konuşmandan çok bunaldığını söyleyip seni öperek bile susturmuştu. Senin bar tabureni kendisine doğru hiç zorlanmadan çekti ve dudaklarına birkaç öpücük bıraktı art arda.
"Bu konu hakkında birçok kez konuştuk ve hala bana şu mahcup ifadeyle bakıyorsun ya. Senin suçun değildi. O tek gecelik ilişki düşkünü kıskanç arkadaşın bizi ayırmak için sana böyle bir oyun hazırlamış. E tabii sen de biraz saf olduğun için kandın hemen." Hafif bir şekilde kocanın eline vurdun. "Düğün için yer ayarlamak konusu Tokyo'da sıkıntı olabilir. Biraz daha kırsal bi yerde bi otelde yapabiliriz mesela. Zaten az kişi çağıracağız." Atsumu'nun fikir üzerine konuşmadan benimsemesi seni fazlasıyla sevindirmişti. Onu mırıltılarla onayladın ve uygun bir mekan düşünmeye başladın. Kırsal alanlarda çok güzel butik oteller vardı fakat size uygun geniş bahçesi olan bir yer bulmak sizi zorlayabilirdi.
İlk düğününüz, senin yüzünden mahvolan düğününüz, her şey olması gerektiği gibi ilerleseydi fevkalade bir düğün olacaktı. S Düğün için sahile yakın bir konak tutmuştunuz. Konağın bahçesinde düğün töreninizin ardından yemekler yenecek ve sahilde içkiler içilip danslar edilecekti. Sonrasında siz havaalanına geçecek ve Bali'ye mutlu bir şekilde gelecektiniz. Şimdi ise küçük bir otelin bahçesinde muhtemelen size vakit ayırmaları için yüklü bir miktar para dökeceğiniz organizasyon şirketiyle anlaşıp ufak bir düğün düzenleyecektiniz. Belki yeni bir gelinlik ve takılarla kendini, seni kötü hissettiren düğün anılarından kurtarmalıydın.
Atsumu parmaklarını yüzünün önünde şıklattı ve senin dikkatini kendisinin üzerine aldı. "Ben Kuroo'yu arıyorum o zaman. O bize bir şeyler ayarlar şimdiden." Sandalyesinde ayaklanırken sana doğru eğilip dudaklarına öpücük kondurmayı da aksatmamıştı.
