↬four

357 73 47
                                    

●●

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

●●

Sınır 25 oy. Yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen 🥺

˚ * . * * ⋆  . · ⋆ ˚ ˚ ✦  ⋆ ·  * ˚

Düğün günü gelip çatmıştı.

Bütün hazırlıkların tamdı. En yakın arkadaşın Sara ve Kiyoomi'ye Atsumu'nun seni aldattığı haberini vermiştin. Sara, bu işin içinde bir olay olduğunu sezip durduğunu sana söylemişti. İki gün önce Atsumu yine senin evine gelip gece antrenmanına gitmek için ayrıldığında Ren yine sana yeni fotoğraflar atmıştı. Atsumu'yu yine aynı kızla öpüşürken fotoğrafını çekmişti. Sara'ya bunu anlattığında içinin rahat olmadığını ve bu işin peşinden gideceğini söylemişti.

Artık her şey için çok geçti değil mi? Düğün için tuttuğunuz konağın bir odasında hazırlıklarını tamamlamış, gelinliğinin içinde masumca bekliyordun saatin gelmesini. Odanın kapısı yavaşça üç kere tıklatıldı ve içeriye Kiyoomi girdi.

"Selam." Arkadaşının selamını ufak bir baş selamıyla kabul ettin. Kiyoomi oturduğun sandalyenin yanındaki boş sandalyeyi çekti ve yanına oturdu. Ellerini kendi elleri içine aldı ve derin bir iç çekti.

"Y/N, ikimiz de birbimizi uzun yıllardır tanıyoruz, dediğim dedik bir insan olduğunu da biliyorum ancak böylesi bir durumda başka bir çözüm yolu mu arasan acaba?"

"Kiyoomi çakarım elimin tersiyle o bebek gibi narin yüzüne. Adam beni aldatıyor işte daha ne kanıt istiyorsun?"

"Atsumu'nun tavırlarında gariplik sezemiyorum. Sezgileri kuvvetli bir insan olduğumu biliyorsun. Belki de Ren yerine Atsumu ile konuşman lazım." Gözlerini devirdin ve ellerini Kiyoomi'nin ellerinden çektin.

"Kiyoomi çek git lütfen. Ben kararımı çoktan verdim. Ben her gece hüngür hüngür ağlarken nerdeydin?"

"Ağladığından haberim mi vardı?" Kiyoomi kaşlarını çattı ve duruşunu dikleştirdi. Gözlerini arkadaşınınkilerden kaçırdın. Kısık sesli bir şekilde 'doğru' diyebildin sadece.

Çanların çalmasıyla kalbin hızlı hızlı atmaya başladı. Kiyoomi omzunu sıvazlayıp odadan çıktı ve aşağıda seni bekleyen kalabalığın arasına karıştı. Baban seni almak için gelmişti. Olacaklardan bihaber olan ailene üzülüyordun. Buruk bir gülümsemeyle babanın koluna girdin ve yavaş adımlarla gül yaprakları serpiştirilmiş kırmızı halıdan yürüyerek ahşap plakaya çıktın. Atsumu seni babandan aldı ve el ele yerlerinizi aldınız.

Tüm kameralar sizi çekerken Atsumu yüzüklerinizin olduğu kutuyu açtı ve yüzükleri çıkardı. Senin eline uzandığın sırada yanağına sert bir tokat yapıştırdın ve sersemlemesini keyifle izledin. Ardından hemen önünde duran minik mikrofona uzandın ve konuştun.

"Beni aldattığın sürtükle hayatında sana mutluluklar Miya Atsumu." Bütün kalabalıktan cümlen karşısında şaşırma edaları yükseliyordu. Ahşap plakadan inip koşar adımlarla ilerlemeye başladın. Atsumu'nun peşinden geldiğini görünce duraksadın ve uygun bir yakınlıkta topuklu ayakkabının topuğunu testislerine bastırdın.

"Peşimden gelmeye kalkma sakın!" Dikkatli bir şekilde koşarken Atsumu'nun adını ve acı bağırışını duyuyordun.

"İki gündür ne istiyorsun taşşaklarımdan anlamıyorum!"

Seni bekleyen kuzenin Nishinoya'ya elinden geldiğince hızlı koşuyordun. Atsumu bacak arasınaki ağrıya aldırmadan koşmaya devam ediyor ve sana durman konusunda yalvarıyordu. Merdivenlerden hızla indin
Sen arabanın kapısını açtığın gibi Nishinoya gaza basmış ve afallamana neden olmuştu.

"Sakin be Yuu!" Hızla arabanın kapısını kendine doğru çektin ve kapıyı kapattın. Senin kapıyı kapatmanla Nishinoya gaza daha da basmıştı. Dikiz aynasından geriye doğru baktığında yere çökmüş ardından umutsuzca bakan Atsumu'yu ve onun arkadaşlarıyla birlikte seninkileri de gördün. Derin bir nefes aldın ve kendini motive etmeye çalıştın. Telefonların susmaksızın çalıyordu.

Trafik uzadıkça uzuyor bitmek bilmiyordu. Havaalanı kavşağına girdiğinizde sıkışan trafik senin de kalbini sıkıştırıyordu. Zaten siz yola çıktıktan hemen sonra Sara aramış Atsumu'nun senin arkandan yola çıktığını söylemişti. Trafik yüzünden neredeyse iki saat gecikmiştiniz. Havaalanında da uğraşacağın için uçağa yetişmen gereken vakit gittikçe kısalıyordu. Önünüz nihayet açıldığında Nishinoya aniden gaza yüklenmiş ve öndeki aracanın arkasına direkt olarak çarpmıştı. 

"Aklını sikeyim senin Yuu!" 

Alelacele araban indiniz ve adamla tatlı bir dille konuşmaya başladınız. Yanındaki nakit paranın bir kısmını adama verdin ve Nishinoya adama numarasını verdi. Uzun süren dil dökmenin ardından adam gitmenize izin verdi ve yola koyuldunuz. 

Araba durur durmaz kendini dışarı atmış ve ve giriş kapısına yönelmiştin. Yaklaşık yarım saatin vardı ve senin güvenlikten ve kontrollerden geçmen gerekiyordu. Valizini peşinden sürüklemek senin için vakit kaybı olacaktı. Kıyafetlerini her ne kadar istemesen de bırakmak zorundaydın. Şanslısınız ki VIP girişi bulmanız uzun sürmemişti. Güvenlikten geçip bulduğun ilk buggyye atladın. Şoförü olan tek buggy buydu. Yanına aldığın çantanın içinden pasaportunu ve biletini çıkarttın. Senin uçağının kapısına en yakın bir yerde inip koşarak yetişebilirdin. 

Buggyden iner inmez gelinliğinin sana izin verdiği kadarıyla Bali'ye kalkmak üzere olan uçağına topuklu ayakkabılarını eline almış yalın ayak koşuyordun. Valizini ve düğünde terk ettiğin müstakbel eşini (!) arkanda bırakıp ödemesini yaptığın balayına tek başına gidiyordun.

"L/N Y/N, L/N Y/N lütfen güvenliğe geliniz. Eşiniz sizi-" adına yapılan anonsla olduğun yerde durmuştun. Bir anlığına yine başına bela aldın sanmıştın ancak belli ki Atsumu peşinden gelmiş ve şimdi anons yaptırıyordu.

"Eşiniz demeyecektin!" Atsumu'nun sesini duyduğunda durduğun yerden hareketlendin ve koşmaya devam ettin.

˚ * . * * ⋆  . · ⋆ ˚ ˚ ✦  ⋆ ·  * ˚

Bölüm çok saçma oldu gibime geldi. Sizin düşünceleriniz neler 😣😣

✓ ʀᴜɴᴀᴡᴀʏ ʙʀɪᴅᴇ 「𝐚𝐭𝐬𝐮𝐦𝐮 𝐱 𝐫𝐞𝐚𝐝𝐞𝐫」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin