Feribot hareket ederken keskin bir siren sesi yükseldi iskeleden. Martılar etrafında dönerek uçarken denizde ilerlemeye başladı. Anıl uzun uzun seyretti feribotun gidişini. Günler önce Doğukan, iskeleye taksi istediğinde gelmişti buraya. Birlikte oturdukları ağacın altında tek başına oturuyordu bu defa.
Aklında dün gece Doğukan'la öpüşürken ve çırılçıplak sevişirken hissettikleriyle dalıp gitmişti. Git gide gözden kaybolan feribota bakarken. Onu çok sevmişti aslında. Ama ne yüzüne bakarak, ne de bıraktığı notta bunu bir türlü itiraf edememişti. Çünkü kimse onu sevdiğine inanmayacaktı. Birlikte olduğu sürece kendisine Doğukan'la parası için birlikte olan fahişe gözüyle bakacaklardı. Babası olmasa bile abisi bunu açıkça söylemişti yüzüne zaten. Ama babasının da aynı şeyleri düşüneceğine emindi. Bu şekilde düşünen bir ailesi varken, onunla mutlu bir birliktelikleri olmasına imkan yoktu. Bunu ne kendisine, ne de Doğukan'a yaşatmaya hakkı olmadığını düşünüyordu.
"Zaten Doğukan tek kişiye bağlanacak biri değil ki!" diye mırıldandı. Şimdiye kadar bir çok kişiyle ilişki yaşamıştı. Şimdi durup dururken bir tek kişiye takılıp kalacağını düşünmüyordu. Derin bir iç çekerek "Herkesin kendi yoluna gitmesi en iyisi!" diye geçti aklından. Verdiği bu karardan dönmeyi asla düşünmüyordu.
"Burada olduğun içime doğmuştu biliyor musun? Bende gelirken balık ekmek yaptırdım. Nasılsın bakalım görüşmeyeli. Aç mısın?"
Duyduğu sesle bütün düşünceleri dağılıp giden Anıl ayağa kalkarak "Nasıl buldun beni?" diye sordu.
"Cidden hiç kolay olmadı. Telefonuna bütün gün ulaşamadım. Bu yüzden hastaneyi aradım. Kardeşini alıp çıkış yaptı dediler. Hastanede sana yetişemedim. Ardından eve gittim. Annen, onları bırakıp okula gittiğini söyledi. Yine yetişemedim sana. Bende hemen kampüse gittim ama bugün oraya uğramamışsın. Durağa gidip sordum. Başka durakları arayıp sordular hiçbir yerde yoktun. Sonra ameliyat parasını ödediğini söylediler. Hemen arkadan koştum çıkmadan yakalayım diye ama yine benden önce davranmışsın. Yine yetişemedim. Sokak sokak seni aradım. Hatta bir daha evine gittim ama yine bulmadım."
Genç "Peki burada olduğumu nasıl bildin?" diye sordu bu defa.
"Sadece iki kişi hayatının dönüm noktası olan yere tekrar gelir. Birisi katil. Mutlaka cinayet işlediği yere ikinci kez gelir. Geride iz bırakmamak için. Bu bizi ilgilendirmez. Gereksiz bir örnekti zaten. Boşver. Diğeri ise aşık olup unutamayan kişi. İlk kez birlikte en güzel saatlerini geçirdiği yere mutlaka gelir. Ama olay mahallini temizlemek için değil, aksine o anları tekrar tekrar yaşamak ve hafızasını taze tutmak için. Eminim sende bizim en güzel saatlerimizi düşünüyordun biraz önce" dedi gülümseyerek.
Uzattığı balık ekmek paketini alan genç "Hayır bu defa tutturamadın. Verdiğim bu karardan geri dönmeyeceğimi düşünüyordum az önce" dedi başını sağa sola sallayarak.
Doğukan onu umursamaz bir şekilde dudaklarını sıkıp ağacın altına otururken "Hadi ya! Otur şuraya da anlat. Neden geri dönmek istemiyorsun bu karardan?" diyerek paketi açıp dumanı üstünde balık ekmekten bir ısırık aldı.
"Anlatacak bir şey yok. Her şeyi biliyorsun zaten!" diyerek yanına oturdu elindeki pakete bakarken.
"İş buldun mu?"
Dudaklarını sıkarak "Hayır" dedi Anıl.
"Peki parayı nerden buldun?"
"Bankadan kredi çektim. Bir taksici arkadaş kefil oldu sağ olsun."
Doğukan ekmeğinden büyük bir lokma ısırıp çiğnerken bir süre sessizlik olmuştu aralarında. Anıl daha paketi açmamıştı. Sonunda çiğnediği lokmayı yutan Doğukan gözlerini ona çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKSİCİ //BxB//Final Yaptı
Teen FictionGündüz okuyup gece takside çalışarak evi geçindirmek zorunda olan Anıl ve holding sahibinin gece hayatına düşkün, zengin ve sorumsuz oğlunun yolları bir gece kesişir. İlk görüşte ondan hoşlanan genç, onu bir geceliğine de olsa elde etmeyi kafasına k...