🌹 8 🥀

68 10 24
                                    

YAZILMA TARİHİ: 15.06.2023
DÜZENLENME TARİHİ: 12.09.2024













Uzun uzun okudu surelerini ve dualarını Hamza. Abdestini uzattıkça uzatıyor, zamanı geciktirebildiği kadar geciktirmeye çalışıyordu.

Hayır içeridekilerden kaçmıyordu, içindekilerden kaçıyordu. Nefsinden kaçıyordu, kendinden kaçıyordu, geleceğinden kaçmaya çalışıyordu.

Sinirlenmiş miydi? Evet sinirlenmişti. Dumara uğramış mıydı? Evet fazlasıyla uğramıştı. Haklılık payı vermiş miydi? Çokça vermişti ama kendisinden de ödün vermeyecekti.

Gülizar elini kolunu sallaya sallaya gittikten sonra kısa bir süre de olsa şok geçirmiş, olanları idrak edememişti.

Bu durumda yalnız da değildi. Abim dediği kişi, Gülizar'ın abisi ve Gülizar'ın ablasından ayırmadığı yengesi de onunla aynı haldeydi.

Gülizar'ın bu tavırlarını kesinlikle beklememişti. Hele o son soru çok saçmaydı. Ne yapmaya çalışıyordu?

İstemiyorsa bu konuşmayı görüşmeyi neden yapmıştı? Açık açık söyleyebilirdi, direkt reddedebilirdi. Neydi bu halleri, tavırları, sözleri ve davranışları?

Güya kendisini haklı çıkarıp işi bitirme nedenini Hamza'ya mı bağlayacaktı? Bütün kabahatli Hamza olacak, Gülizar ise sütten çıkmış ak kaşık misali kenardan sıyrılacaktı he mi?

Peki kaşığı temizleyen ama kaşıktan kirlenen süt ne olacaktı? Hamza buna izin veremezdi. Zaten en başından beri reddettiği ve istemediği için bütün gözler üzerindeydi.

Gülizar amacına ulaşırsa işler daha da çirkinleşir, daha da çetinleştirir, daha da çetrefilleştirirdi.

Buradan çıkar çıkmaz Bir sevdiğim var deyip karşılarına bir kızı getirmedikçe veya bir ay içerisinde tekrardan sonucu net olan evlilik kararına geçilmedikçe dillerinden kurtulamazdı. Zaten mimliydi bu defa sonucu kesin infaz olurdu.

Al işte yine aynı şeyi yaşamıştı. Gerçekten ya hayatındaki kadınlarda bir sorun vardı ya da hayatında bir sıkıntı vardı.

Güya müstakbel hatunu olacak olan şahıs öylece gidince ne diyeceğini bilememiş, vücuduna komut verememişti. Sadece son anda kimsenin konuşmasına izin vermeden Ben bir abdest alayım deyip odadan kaçabilmişti.

Hem sünnet uyguluyor peygamber sözü dinleyip hadise uyuyordu hem de müstakbel eşinden geri kalmayıp altta kalanın canı çıksın misali atağa atakla karşılık veriyordu.

Abim dediği kişi de anlamıştı onu. O nedenle kız tarafının aile üyeleri içeri geçse de abisi geçmemişti. Onu beklemişti. O da en az Hamza kadar düşünceliydi ama gülmeden de edemiyordu.

O, kızı ilk gördüğünde ürkek ceylan demişti ama kızın içinden canavar çıkmıştı. Bunu kesinlikle beklemiyordu. Kız tamamıyla bir kurttu. Kurda kurttan iyi eş mi olurdu?

Hem Hamza'nın bakışlarından ve davranışlarından da anlamıştı bir şeyleri. İlla görür görmez birbirlerini sevmeleri, birbirlerine aşık olmaları gerekmiyordu. Zaten sevgi de aşk da bir yerden sonra bitiyordu.

Evet istisnalar vardı ama istisnalar kaideyi bozmuyordu. Aşk olmasa da anlaşabiliyor olmaları lazımdı. Birbirlerine saygı duyabiliyor, birbirlerini anlamaya çalışıyor, birbirlerine anlayışla yaklaşmayı deniyor olmaları lazımdı.

Evlilik sadece aşk ve sevgi değildi. Saygıydı, sadakatti, güvendi, huzurdu, anlayıştı, destekti. Yeri geldiğinde kaya gibi önünde duracaktı yeri geldiğinde diken gibi batacaktı. Bıçak olup kan akıtacaktı, acıtacaktı.

HAM-..🖤 [Yeniden Yazılıyor!!]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin