YAZILMA TARİHİ:20.05.2023
DÜZENLENME TARİHİ: 10.09.2024Bir hafta geçmişti o gecenin üzerinden.
Turgut bey o sözleri söyledikten sonra cümlelerine Can nasıl emanet ise candan olan da, candan sayılan da emanettir ve emanet ancak emanet alınana verilir. Ya da emanet alacak olana diyerek nokta koymuştu.
Noktasını koyar koymaz da Hadi hayırlar ola diyerek herkesi orada bırakıp salonu terk ederek gitmişti.
Bu, Emanetçiyi yani damat efendiyi al gel yoksa gözüme gözükme demekti.
Turgut Bey'in sözlerine, özellikle de misafirler hâlâ daha oradayken kimseyi umursamadan çekip gitmesine ve tabiri caizse onları kovup göndermesine herkes çok şaşırmıştı.
Şaşkınlığın üzerine üzülenler veyahut sevinenler vardı. Hiç şüphesiz ki en çok sevinen, misafirlerin olmasını umursamadan gözlerinin içine baka baka keyiften dört köşe olup ve kasım kasım kasılan Eyüp'tü.
Laftan anlayan ve söylenen lafa olması gerektiği gibi cevap vermesini bilen misafirler Bülent Bey'in eşliğinde gitmişti.
Hanımlar onları kapıya kadar dahi olsa geçirse de damat dahil hiçbir erkek aile üyesi ayağı kalkmaya dahi tenezzül etmemişti.
O akşamın üzerinden üç gün geçtikten sonra damat tarafı hakikaten de laftan anlayan ve lafa olması gerektiği gibi cevap veren kişiler olduklarını gösterircesine yedi gün sonrası için hayırlı bir iş niyetiyle kız tarafından ziyaret ve misafirlik müsaadesi istemişlerdi.
Her ne kadar bu istek ailenin geneline afilli laflarla kibar sözlerle dile getirilse de Bülent Bey, özellikle Turgut Bey'i aramış Emanetçiniz ordusu ile emanetini almaya geliyor. Surlarınızın kapılarını açar mısınız diye sormuştu.
Turgut bey Hayırlar ola deyip telefonu kapatsa da telefonu kapattıktan sonra Bülent Bey'in duyamayacağını bilerek Destursuz ve izinsiz gelip de kapıları aç diyene açılacak çok şey vardır ve hepsi tek tek açılacaktır demişti.
Onun sözleri sadece kuru ve boş iki laftan ibaret değildi. Hepsi tecrübe edinilmiş, yaşanılmış, öğrenilmiş ve akla kazanılmış sözlerdi.
Şimdi onca vakit geçmiş, gün gelip çatmıştı. Temizlik yapmak için fırsat kollayan (!) hatunlar bu defa canları çıkasıya temizlik yapmışlardı.
Temizlikler, yemekler, içecekler, süslemeler ve daha türlü türlü hazırlıklar silsilesi içinde koşmuş, coşmuştular.
Alışverişlere çıkılmış, bütün eksikler kapatılmış, şimdiden belli olan cevap ve cevaba göre şekillenecek olan gelecek için adımlar tek tek atılmıştı.
O gün havada olan ufak tefek gerginlikler ortadan kalkmış, hem beyler arasında hem hatunlar arasında hem de iki tarafın arasında karşılıklı konuşmalar gerçekleşmişti.
Sözler verilmiş, nasihatler edilmiş, ve sonunda her seferinde gurur duyulmuş, ağız tadıyla mutlu olunmuştu. Tabii ki her konuşmanın içinde Gülizar'ın da eli bulunuyordu.
Bu aile Gülizar gittikten sonra ne olacak ne halde kalacak ne hallere girecek neler yaşayacak ve neler çekecek hepsi çok merak ediyordu.
Kimi bu düzen bozulmasın diye, mutluluklarına hüzün bulaşmasın diye, renkleri kararmasın diye, ışıkları solmasın diye Gülizar'ın gitmesini istemiyordu.
Kimi ise yıllardır farkında olup da tutamadığı sözünü Gülizar gittikten sonra hiç tutamamaktan korkup Gülizar'ın gitmesini istemiyordu.
Ama istememekle olmuyordu. Çünkü istenmeyen şeyler gibi bilinmeyen şeyler de vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/337098596-288-k7868.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAM-..🖤 [Yeniden Yazılıyor!!]
Literatura KobiecaEY DEĞERLİ OKUR! BU VE DİĞER TÜM KURGULARIMDA SENİ SENİN KIYMETLİ FİKİRLERİNİ VE İSTEĞİNİ BEKLİYORUM! KURGUMU VE İSTEĞİNLE DEVAMI GELEREK OKUYACAĞIN SONU MERAK ETMİYOR MUSUN? BU SADECE BENİM DEĞİL HEPİMİZİN KURGUSU!!! ♡♡♡♧♧♧♡♡♡ Ne çok alıştık değil...