Kral Seokjin'den...
Zaten üzüntüden bütün gece uykusuz kaldığım yetmezmiş gibi, bir de Namjoon'u oradan nasıl kurtaracağımın planını yapmaya çalışıyordum.
Namjoon'u saraya götürüp, orada zorla tutuyor olduklarına adım gibi emindim. Ama asıl sorun, birçok güvenliğin olduğu o saraya, hiç kimseyi tehlikeye atmadan nasıl gireceğimdi?
Ama girecektim... Çünkü ben korkak bir kral değilim! Kardeşim için yapamadığım şeylerin hepsini, bu güzel kalpli adam için yapacağım. Gerekirse her şeyimi, hatta kendimi bile fedâ edeceğim...
"Kralım?"
"Girin!"
Sağ kolum, çalışma odama girip önümde eğildikten sonra, heyecanla konuşmaya başlamıştı.
"Türk kral geldi efendim."
Sevinçle ayağa kalkıp aynanın karşısına geçerek takım elbisemi ve saçlarımı düzelttikten sonra, hızlıca bahçeye çıkmış ve arabadan inen Türk krala selam verip sarılmaya başlamıştım.
"Hoş geldiniz kralım."
"Hoş buldum kralım. Siz iyi misiniz?"
"Sayenizde biraz daha iyiyim kralım. Geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Buyrun lütfen."
Kralım ile beraber saraya girip, asansöre binerek çalışma odama gelmiş ve ikimiz için çay söyledikten sonra, ona doğru bakarak konuşmaya başlamıştım.
"Yorgun olmalısınız kralım. Sizin için oda hazırlatmıştım. İstediğiniz zaman gidip dinlenebilirsiniz."
"Teşekkür ederim. Ama dinlenme işi sonraya kalsın. Şu an Bay Kim ilk önceliğimiz."
"Biliyorum kralım... Saatlerdir onu kurtarmak için planlar yapıyor, saraya nasıl gireceğimin yollarını araştırıyorum."
"Hiç uyumadınız değil mi?... Kardeşiniz kaçırıldığı zaman da, günlerce uyumayıp hasta olmuştunuz. Artık kendinizi yormayın lütfen. Bay Kim'i kurtaracağız, merak etmeyin."
"Kralım?... Sizi abim gibi gördüğümü ve bu yüzden sizinle her şeyi paylaştığımı biliyorsunuz."
"Tabiki kralım. Ben de sizi kendi kardeşim gibi görüyorum. Bu yüzden ben de sizinle her şeyimi paylaşıyorum. Eğer söylemek istediğiniz bir şey varsa benimle konuşabileceğinizi biliyorsunuz?..."
"Ben, ne yapacağımı bilmiyorum kralım. İçimde karşı koyamadığım bazı hisler var ve... Bu hisler öyle kuvvetli ki; kalbimi ele geçiriyor. Sonra da asla aklımdan çıkmıyor."
"Kralım beni yanlış anlamayın ama, siz... Aşık mı oldunuz?"
Kralımın gözlerine bakarken, gizleyemediğim şaşkınlığımla birlikte, bakışlarımı kaçırarak masanın üzerindeki planlarıma doğru bakmaya başlamıştım.
"Neyse kralım, siz ne yapmayı planlıyorsunuz?"
"Bay Kim'i kurtarmak için, bir şekilde saraya girmemiz gerekiyor kralım. Ama bunu hiç kimse istemez ve benimle birlikte insan gibi oturup, bir plan yapmazlar."
"Çok iyi eğitimli yakın korumaları emrinize vereceğim kralım. Kurtarma operasyonu yapan komutanlarımızı da ilk uçakla buraya getirtip, sizinle birlikte plan yapacağız."
"Lütfen gerçekçi olun kralım... Siz hariç, hiç kimse bu mesele ile ilgilenmek istemez ve ülkenizde ki insanları da bunun için zorlayamam."
"Bakın kralım?... Babanız bizim ülkemiz için birçok şey yaptı ve bize her zaman yardım etti. Aynı şekilde siz de her zaman bizim yanımızda oldunuz. Bu yüzden ülkemin güzel insanları, yapılan iyiliği de kötülüğü de asla unutmazlar. Herkesle bizzat konuşup, size yardım edeceğime söz veriyorum. Kardeşinizin başına gelen şeyler, o değer verdiğiniz adamın başına gelmeyecek! Lütfen bana güvenin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİMPLE
RomanceAilemden sonra, benim için ölmeyi bile göze alan tek krallığımı, ne olursa olsun bulacağım!... ... Ama şu an bulunduğum durumda bile, kendisine değer vereceğimi söylediğim tek insanın, bütün Güney Kore'ye ve oradan da bütün dünyaya yayılan bu canlı...