Bölüm 15

132 3 0
                                    

Tuğçe ve Sarp eve geldiğinde kapıyı onlara hizmetli değil Tuğçe'nin babası açmıştı. 'Saatin kaç olduğunun farkında mısınız siz' diye sinirli bir sesle sordu. Tam o sırada gözü Sarp'ın gözünün altındaki morluğa ilişti. 'Bu ne, ne oldu sana' diye sordu. İkiside cevap veremedi. Başlarını eğip yere baktılar. Tuğçe'nin babası iyice sinirlenmeye başlamıştı.'Biri bana neler döndüğünü anlatabilir mi' diye bağırır bağırmaz Sarp hemen konuşmaya başladı. Tuğçe dirseğiyle Sarp'a vurdu. Sarp konuşmaya devam etti. Tuğçe Sarp'ın kulağına eğilip 'korkak' diye fısıldadı. Sarp hiçbir şeye aldırmayıp tüm olup biteni anlatmaya başladı. Kemal Bey sinirle Tuğçe'ye 'dönüp kim bu çocuk' diye bağırdı. Tuğçe çok korkmuştu.


-          Sen hiç sevmedin mi ?


-          Kes sesini Tuğçe. Bana o sokak çocuğu sevgilim falan deme.


-          Evet sevgilim.


-          Yalan söyleme bana hadi yeter bu kadar şaka.


-          Yalan değil baba. Sen değil miydin sokoktaki çocuklara acıyıp yardım eden?  Onları sevip saygı ve sevgi gösterilmeli diyen sen değil misin ? Söylesene baba. Ne var bunda sokak çocuğu diye onu sevemez miyim?


-           Defol karşımdan defol.


Tuğçe babasıyla oldukça şiddetli bir kavgaya tutuştu. Sonrasında Tuğçe ağlayarak kapıyı çekti, gitti. Ne yapacağını bilemedi. Sahile gitti. Uzunca bir süre denizi izledi. Çoğu zaman dalıp dalıp gitti. Kafası iyice karışmıştı. Babası zaten sık sık rahatsızlığı yüzünden hastaneye gidip bakım altında tutuluyordu. Onu üzmek istemiyordu. Ama tam net olarak olmasada Sami'ye karşı değişik hissediyordu. Bu saçma diye düşündü. O çocuktan nasıl hoşlanabilirdi ki ? Bunun gibi birçok şey düşünürken arabada uyuyakaldı.


Telefon sesiyle irkildi. Arayan Sarp'tı. Kemal Bey kalp krizi geçirmişti. Sarp kesin bir şey çıkmadan Tuğçe'yi korkutmamak için haber vermemişti ona. Tuğçe saatine baktı. 3:00 idi. Arabayı hemen hastaneye sürdü. Sarp'tan iyi olduğunu öğrendiği için acele etmeden önce lavaboya gitti. Ağlamaktan oluşan göz morluklarını hafif bir makjayla kapattı. Odaya doğru ilerledi. Kapıyı açmaya çok korkuyordu. Ya babam beni görmek istemesse diye düşündü içinden. Ama merak ediyordu babasını. Uyuyor olabileceğini düşünerek kapıyı yavaşca açıp içeri girdi. Babası uyuyordu. Tuğçe'yi görünce Sarp ayağa kalktı. Sıcak bir duşun iyi geleceğini düşünerek evin anahtarını istedi. Tuğçe'den anahtarı alır almaz eve doğru hareketlendi. Tuğçe ise bir süre babasına baktı. Onu çok sevdiğini bir kez daha hatırladı. Onun için her şeyden vazgeçebilirdi. Aklına annesi geldi. Onu çok küçükken kaybetmişti. Babasını da kaybedemezdi. Annesinin öldüğünü bile sonradan öğrenmişti. O annesini hep bir yurtdışı seyehatinde biliyordu. Babasına rakip olan bir şirket tarafından kaçırılıp öldürüldüğünü öğrenince de kriz geçirmişti. İşte bu yüzden babası hep kendisini suçlu tutuyor, Tuğçe'yi gözünün önünden ayırmıyor, ona çok dikkat ediyordu. Bunları düşünürken gözyaşlarını tutamadı. Babasının yanına kıvrılıp yattı. Babasının kokusunu içine çekerken uyuyakaldı.


Sabah doktorun kapıyı açmasıyla kendine geldi Tuğçe. Babası hala uyuyordu. Kontrolleri yapılmak üzere uyandırıldı. Kemal Bey uyandığında yanında kızını görünce biraz sinirlendi. Ona senin burada ne işin var dermiş gibi baktı. Tuğçe ise sadece gülümseyerek karşılık verdi. Kızının yanında olmasından büyük mutluluk duymuştu Kemal Bey. Hemşire tüm işlerini hallettikten sonra bir isteklerinin olup olmadığını sorup dışarıya çıktı. Bu sırada baba kız konuşma fırsatı buldular. Kemal Bey ilk önce Tuğçe'yi sorguya çekti. Dün gece nereye gittin? Nerde kaldın?  Kimlerle konuştun? Buraya ne zaman geldin? Sarp nerde? Tuğçe gülerek soruların yetişebildiğini kadarını cevapladı. O  sırada içeriye Sarp girdi. Kemal Bey onu görünce sevinmişti. Hemen konuyu Sami'ye getirdi. Tuğçe eve gidince bol bol konuşacaklarını söyleyerek babasını geçiştirdi. Bu konu açılınca Tuğçe'nin suratı biraz asılmıştı. Şimdi ne yapacaktı? En ufak bir fikri yoktu. Sadece ufak bir hoşlantıydı onunki. Belkide hem babasını daha kötü duruma sokmadan hem de bu ilişkinin alevlenip büyümesine izin vermeden bitirmeliydi. En mantıklısının bu olacağını düşündü. Tüm bunları düşünürken doktor içeriye girdi. Az önce hemşirenin yapmış olduğu tetkikleri inceleyerek çıkış yapabileceklerini söyledi. Bunun ardından tüm hazırlıklar tamamlanıp hastaneden çıktılar. Kemal Bey eve geldiğinde evdeki tüm çalışanlar onu kapıda bekliyordu. İçeride ona özel bir yatak hazırlanmıştı. Kemal Bey kendini gayet iyi hissediyordu. Ama yinede kızını kıramadı. Biraz yattı. Tuğçe ise babasının başucuna oturdu. Kemal Bey :

Sokak HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin