17.bölüm

6.9K 324 24
                                    

Mayıs'tan

Nefes alamıyordum, nefes almak artık en zor şey haline gelmişti.

Nefes almak zordu ama yaşananları hatırlamak bir o kadar kolaydı. Her şeyi hatırlıyordum, yaşadığım acı yerli yerindeydi.

Gözlerim kapalı, bilincim açıktı. Gözlerimi açamıyordum, açmak istemiyordum. Göğsümün altındaki acıdansa tam içindeki acı daha keskindi.

Benim kalbim acıyordu.

Gözlerimden akan yaşları yanaklarımda hissediyordum, sağ elimin üzerindeki el bilincimin açık olduğunun sinyalini veriyordu.

"Kuzey neden uyanmıyor, lütfen bir şey yapsınlar ben onsuz yaşayamam"  Belen'in sesi yakındı.

"Bilmiyorum Belen elinden geleni yaptılar. Ona bir şey olmayacak lütfen biraz sakin ol"

"Sakin olmamam nasıl sakin olayım, bu kadar erken gidemez ya." ağlamaktan sesi çatallaşmıştı.

"Tamam saçma saçma konuşma, bir yere gittiği yok. Uyanacak ben inanıyorum"

Babam yapmıştı bana bunu, babam.

Babaları kız çocuklarının ilk aşkıdır derlerdi. Öyle miydi gerçekten?

Babam benim ilk aşkım değildi ama ilk hayallerimin katiliydi. O, benim her anlamda katilimdi.

Ve ben biliyordum, eğer bir gün öleceksem bu babamın elinden olacaktı.

"Belen bana neden söylemiyorsunuz, bak öğrenmedim ne oldu? Mayıs ne hallere düşmüş benim hiçbir şeyden haberim yok. Kızım o benim kızım, ölüm döşeğinde şu an ve ona bunu ben yaptım. Çocuklar babalarını seçemez ama anneleri seçer. Hepsi benim suçum" Bugüne kadar ne yaptıysam annemi mutlu etmek için yapmıştım, yapmaya devam ederdim de.

Eğer annem mutlu olacaksa şu an bulunduğum duruma bile değerdi bu.

"Öyle deme lütfen, Mayıs duyarsa çok kızar ve üzülür. Asla ama asla seni suçlamadı bu konuda. Nasıl sen suçlu olabilirsin ki?" annemin hıçkırık seslerini durabiliyordum.

Kalkıp sarılmak, ona onun hiçbir suçunun olmadığını söylemek istiyordum.

"Ben suçluyum işte, böyle söyleme" annem kendini suçlamaya devam edecekti. 

"Vildan Abla gel biraz dışarıya çıkalım, hava al biraz" dediğini duydum Kuzey'in. Saniyeler sonrada kapı ve adım sesleri..

Acaba babam neredeydi şu an? Yakalanmış mıydı?

Hiç sanmıyordum ama.

Odada anladığıma göre sadece Belen vardı o da çıt çıkarmadan ve elimi asla  bırakmadan yanımda oturuyordu.

Üzerimdeki yorgunluk beni tekrar bitkin düşürdü ve daha fazla düşünmemeye çalışarak uykuya daldım.

Deniz'den

Ağrılarım gün gittikçe azalıyordu, bu da artık ayaklanıp Mayıs ile birlikte vakit geçireceğim anlamına geliyordu.

Hastane ben çok germişti. Burada kalmaktan o kadar çok nefret ediyordum ki artık zamanında adım atmak istemediğim evime bile gitmek için can atıyordum.

"Deniz!" Kuzey nefes nefese odama girdi. Endişeyle doğrulmaya çalıştım ama hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum ve doğru dürüst doğrulamadım. 

"Ne oldu?" 

"Söyleyeceğim ama ilk önce sakin ol" 

"Korkutmadan söylesene birine bir şey mi oldu" korktuğum şey umarım başıma gelmezdi. 

ÜVEY ABİLERİM (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin