Kulağıma dolan, yanına doğru ilerlemekte olduğum kürsünün etrafında toplanmış perilerin konuşma sesleri heyecanımın giderek artmasına sebep olmuştu. Dört tarafımı sarıp kalabalığı yararak beni götüren muhafızların arasında gözlerimi kapatmış gergin bir şekilde ilerliyordum. Göğsümde hissettiğim yakıcı his git gide daha da kötü bir hale geliyordu ve kalbimin atışı konuşmalardan oluşan karmaşanın arasında kulaklarıma ulaşmayı başarıyordu. Yapacağım konuşma yavaş yavaş kafamda şekillenerek yapboz parçaları misali yerine oturarak bir şeyler oluşmaya başlamıştı. İlerlemeyi bıraktığımızda gözlerimi açarak etrafımızda toplanan perilere göz attım. Muhafızlar perileri iterek bize yer aça aça beni çimlik meydanın ortasında bulunan beyaz betonumsu taştan yapılmış yükseltinin merdivenlerin önüne ulaştırmıştı. Üç basamaklı taş merdivenlerden yavaş adımlarla çıktım. Nefes almak git gide daha da zor bir hale geliyordu. Derin bir nefes alarak ciğerlerimi temiz hava ile doldurduktan sonra son basamağı da çıkarak yükseltinin üzerine çıktım. Yüzüme zor olsa da samimi olmaya çalışarak bir gülücük yerleştirdim. Dört tarafımı sarmış perilere bakarak dikdörtgen alanın ortasına doğru yavaş adımlarla ilerledim. Peri kalabalığının arkasında bulunan dükkanların küçük binaları zorlukla da olsa hala daha görünebiliyordu. Bu dükkanlarda iksirler, yiyecekler, ilaçlar gibi birçok farklı şey satılırdı. Aralarda da küçük, içerileri sade şekillerde dizayn edilmiş restoranlar bulunuyordu. Perilere baktığımda bazılarının ellerinde poşetler olduğunu gördüm. Bu bugün meydanın ilerisinde kurulan organik pazardan geldiklerinin göstergesiydi. Annemin sesin etrafa yayılmasını sağlamak için yapmış olduğu büyünün garip tatlımsı kokusu burun deliklerimden içeriye doğru sızıyordu. Daha önce bunu nasıl yaptığını sorduğumda havanın ses dalgalarını yayış şekliyle oynayarak yaptığını söylemişti. Perilerin hepsi heyecanla ne söyleyeceğimi bekliyordu. Hiçbirinin bu kadar kötü bir şeyi duyurmamı beklediğini düşünmüyordum. Annem her zaman iyi gelişmeleri duyurmak için buraya adım atardı. Kötü bir şey olduğunu anladığında hemen o şeyin üstesinden gelir ardından bunu halkımıza duyurmayı tercih derdi. Onları boşu boşuna korkutmaya gerek olmadığını söylerdi ki bu ne kadar doğru olsa da böyle bir durumu onlara açıklamak zorundaydım. Onların da bilmeye ve her türlü tehlikeye karşı hazır olmaları gerekiyordu. Başımıza her şey gelebilirdi. Artık bizi her tehlikeden koruyup her daim içimizin rahat etmesini sağlayan güzel annem yoktu. Kendi kaderimize terk edilmiştik ve onu canım pahasına olsa bile geri getirmeliydim.
Gözlerimde birikmeye başlayan yaşların akmasını engellemek için bir süre yukarıya bakarak kurumalarını sağladım. Tekrardan derin, titrek bir nefes alıp yavaşça verdim. En sonunda cesaretimi toplayıp, konuşurken sesim bozulmasın diye sesli bir şekilde boğazımı temizledim. Göğsümde oluşan baskıyı yok saymaya çalışarak konuşmaya başladım.
'Şu anda hepinizin iyi bir haber duyurmam için heyecanla beklediğini biliyorum ama bu sefer durum o kadar da iyi değil.' Dediğimde bana yakın olan perilerin suratlarında gergin bir ifade oluştuğunu görebiliyordum. Heyecanlı konuşmalarının yerini fısıldaşmalar almıştı.
'Hepinizin beni çok iyi bir şekilde dinlemesini istiyorum. Ne söylersem söyleyeyim, sizden ne istersem isteyeyim panik yapmayacağınıza söz vermenizi istiyorum.' Kalabalıktan büyük bir ses dalgası yayıldı. Hepsi aynı anda söylediği için tam olarak anlaşılmıyordu ama söz verdiklerini var sayarak konuşmaya devam ettim.
'Bugün bir haber aldık. İnanın bu bizim de asla beklemediğimiz bir durum ama bir şekilde bunun üstesinden gelebileceğimize inanıyorum.' Bir süre duraksama ihtiyacı hissettim. Ardından tekrardan derin bir nefes alarak kendimi söyleyeceğim şey için hazırladım.
'Annem İris kayboldu.' Dediğimde ilk başta büyük bir ölüm sessizliği oluştu ve ardından kalabalıktan bağrışma sesleri yükselmeye başladı. Kalbim göğsümden fırlarcasına atmaya devam ediyordu. Tabi ki de panik olacaklardı. Onlardan korkmamalarını beklememizin imkanı yoktu. Ben bile korkuyordum. Başımıza gelebilecek yüzlerce ihtimalin hepsi kafamda canlanıyordu ve hepsinden delicesine korkuyordum. Gözlerimin arkasında tekrardan birikmeye başlayan ve akmak için hazırlanan yaşları yok saydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİTİK KALP
FantasyDoğanın koruyucusu baş per Iris bir gün gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Hayatını kalelerinin içerisinde hiçbir şeyden haberdar olmadan geçiren Iris'in kızı Aurora annesini bulup halkını korumak zorundadır.