Melez(aurora)

11 2 3
                                    

Kabile lideri tahtının olduğu yükseltiye doğru yaklaşırken kulaklarımı davul sesleri doldurdu. Ne olduğuna anlam veremeyerek sesin geldiği yöne baktım. Birkaç tufflemur davulları deri bir askı yardımı ile omuzlarına asmış, ellerindeki kahverengi tokmakları aynı anda vura vura bize doğru geliyorlardı. Baktığım sırada farkında olmadan durmuştum ve arkamdaki tufflemur beni sert bir şekilde ileriye doğru ittirdi. Kabile liderinin büyük mor gözleriyle etrafa bakmasından sonra ıslığa benzer bir ses çıkartmasıyla Sağ tarafımızdaki ve sol tarafımızdaki ağaçlardan dört tufflemur çıktı ve ellerinde tuttukları tuhaf yeşil bir cisim ile birlikte bize doğru koşmaya başladılar. Neler olduğunu anlayamamanın verdiği gerginlik ve şaşkınlık hissi içimde birbirine karışmıştı. Kalbim hızla atıyordu. Kafamı sağıma çevirerek Elliot'a sorgularcasına baktım. Bakışlarımı fark ettiğinde dudaklarını büzerek onun da anlayamadığını işaret etti. O da benim gibi gergin görünüyordu. Ellerinde davullar olan tufflemurlar etrafımızda dönmeye başlamıştı. Tokmaklarını davullara her vurduklarında davulun gümbürtüsü sanki içimde yankılanıyordu. İki taraftan koşarak gelenler ise tahta yükseltiye doğru çömelip bacaklarından destek alıp zıplayarak oraya tutundular ve kendilerini yukarıya doğru çekerek kabile liderinin yanına çıktılar. Bir tanesi yukarıya çıkmadan iki eliyle tutunarak, ayakları aşağıya sarkar pozisyonda bekledi. O sırada ağaçların arasından bir tanesi daha fırladı ve ona doğru çimlerin üzerinde elleri ve ayakları yerde olacak şekilde hızla ilerledi. Yanına vardığında oraya tutunup bekleyen tufflemur bir elini bıraktı ve ona doğru uzattı. Diğeri de elini tutup kendisini yükseltinin yukarısına doğru çekmesine izin verdi. Daha yeni gelen tufflemur kabile liderinin oturduğu tahtın yanına doğru ilerlediği sırada diğer dördü kabile liderlerinin iki tarafına sıra oldular ve ellerinde tuttukları şeyi ağızlarına doğru götürdüklerinde çıkan sesten bunun bir mızıka olduğunu anladım. Davul sesleriyle oluşturdukları tuhaf ahenk çok hoştu ama şu anda bu bile içimin rahatlamasına yardımcı olmuyordu. Yükseltiye çok yaklaştığımızda arkamdaki tufflemurun ani duruşu ile sendeleyerek durdum. Artık kabile liderinin büyük gövdesini daha net görebiliyorduk. O sırada yanında bekleyen tufflemurda bir tuhaflık dikkatimi çekti. Diğerlerinden çok farklı görünüyordu. Vücudunun baz noktalarında tüy yoktu, o kısımlarda aynı bizimki gibi deri bulunuyordu ve suratı tüylerle kaplı olmasına rağmen perilerin yüzlerini andırıyordu. Bu görüntü tuhaf bir iğrelti hissetmeme neden olmuştu. Bizi andıran ama bizim türümüzden olmayan bir varlığı görmek çok insanın içini ürpertiyordu. Tuhaf yaratık kafasını kabile liderine çevirdiğinde onun neredeyse iki katı büyüklüğünde olan kabile lideri kafasını sallayarak onu onayladı. Birkaç adım atarak yükseltinin ucuna doğru yaklaştı. Keskin bakışlarını üzerimde hissetmek daha da gerilmeme sebep olmuştu.

'Burada ben sadece sizin dili kullanabilmek.' Dediği anda içimde hissettiğim ve nedenini asla anlayamadığım ürperme daha da arttı.

'Bu yüzden ben sizinle ben konuşmak yapacağım.' Hırıltılı sesinden dolayı söylediklerini çok zor olsa da anlayabiliyordum.

'Siz birini bizden zarar vermek!' Bunu söylediği anda Asher boğazını temizledi. Kafamı çevirerek ona baktım.

'Bana bırakın ben konuşurum!' Diye bize emir vererek bize baktığı anda arkamdaki tufflemuru umursamadan bir adım atarak öne çıktım.

'Hayır! Bizi bu duruma ben soktum, ben düzelteceğim.' Öne çıkmamla karşımdaki tufflemurun gözleri benimkilerle buluştu ve içimde bir ürperme dalgası yayıldı. 

'Bunu isteyerek yapmadık. Gerçekten!' Dedikten sonra bir anlığına duraksadım. Derin bir nefes aldım. Ardından sağa ve sola dönerek muhafızları işaret ettim.

'Onların görevi beni korumak bu yüzden önümüze kabile üyeniz birden atlayınca bana zarar vereceğini düşündüler o yüzden oldu. Çok özür dileriz!' Tufflemur ben bunu söyler söylemek kabile liderine doğru döndü ve hırıltılı sesi ile anlayamadığım bir şeyler söyledi. Kabile lideri bize dönüp gözlerini üzerimizde gezdirdiği sırada göz göze geldik. Ardından tufflemura dönüp aynı şekilde bir şeyler söyledi. Tufflemur kafasını sallayarak kabile liderini onaylayıp tekrardan karşımıza geçti.
'Biz sizi bırakabilmek ama bir şey yaparsanız.' Dediği anda içimde bir umut ışığı yandı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YİTİK KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin