Heyatimlar merhabaaa
Nasılsınız?? Umarım iyisinizdirUzun süredir aklımda olan ama bir türlü yazmadığım bu kurguyu bugün yazdım ve tamamladım tüm bölümleri atıyorum bölüm kaçırmadığınızdan emin olun lütfen olaylar karışabilir çünkü.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum heyacanla efenim
Arga iyi okumalar diler,,"Derse yetişmek istiyorsan koşmalıyız" nefes nefese konuşan İsak'a gergince baktım geç kalmaktan nefret ederdim. Bu aşağılık dersin aşağılık sınıfı neredeydi Allah aşkına?
Lanet olsundu ulan!
Günlerden pazartesiydi! Üniversite hayatımın ikinci yılının ilk döneminin ilk günüydü. Bak sen şu harika bileşime!
Nefret ediyorum seçmeli derslerden, nefret.
Tamam aslında bu kadar abartılı değil hislerim ancak ders seçiminde istediğim dersleri seçmek için saat 8 e kadar uyanık kalmış ardından aptallığım sağolsun uyuyakalmıştım. Kendime sinirliydim, oldukça fazla üstelik.
Ne olduğuna dair gram fikrimin olmadığı derse gitmeye karar vermiştim pazartesi sabahın 7'si ama bu aşağılık sınıf neredeydi ulan? Hayır yani gerçekten, neredeydi ?
Bir de pazar ve ertesi olunca ben
zorlanırım gülümsemem, yani .Tüm suratsızlığım ve ben sakince İsak'ı takip ediyorduk ama gergindik açıkçası.
Dersi bir profesör veriyordu.
Henüz çok zorlayan bir profesörle karşılaşmamıştım üniversitede ama en beklenmedik insanlar en beklenmedik şeyleri yapmakta ustaydı doğrusu.
Derse geç kalınmasından hoşlanmıyorsa bizi rezil etme olasılığı oldukça fazlaydı...
Ve tüm suratsızlığım, gerginliğim dahası İsak beylerin gerginliği birleşince bizim gerginlik hattına kablo baglansa tüm mahalleye elektrik sağlanırdı.O ankastre bir kere tutmuştu!
Beynimdeki turuncu yaratık derhal tuşlardan uzaklaşıyorsun ulan!
Merdivenlerden inmiş ve kapısında 'zeka ve akıl oyunları atölyesi' yazan yere ilerlemiştik.
İsak'la göz göze gelince birbirimize güven verircesine birkaç saniye bakıştık ardından eli kapıyı açmak için hareketlendi.
Al işte hadsafhada gerginlik taym.İçeriye bir bakış attığımızda tüm gözleri üzerimizde hissediyordum seçmeli bir ders olduğundan olsa gerek sınıf mevcudu daha azdı muhtemelen atölye küçük olduğu içindi gerçi.
" Geç kaldığımız için özür dileriz" diyerek sınıftaki boş yerlerde gözlerimi gezdirdim.
"Sorun değil, geçin arkadaşlar" diyerek gülümseyen adamla istemsiz ben de gülümsedim.
Benim gerginlik çoktan tuz buz olmuştu kardeş,sınıfa tekrar göz attığımda yurttan tanıştığım Altay abinin de burada olduğunu fark ettim ve yani da boştu bugün çokta kötü olmayacak gibiydi galiba ya ?
Gülümseyerek oraya ilerledim, İsak'ta karşı tarafa doğru adımlad ve karşıma oturdu. Masalar karşılıklı birbrimize bakabileceğimiz şekilde dizilmişti.
" Evet arkadaşlar galiba çoğu arkadaşımız burada ben Volkan, Volkan Demirel bu dönem bu dersi birlikte yürüteceğiz biraz bahsedeyim size izlenceyi zaten sisteme yükledim orada her hafta hangi uygulamaları yapacağımız yazıyor teklif ve önerilerinize de açığız sınıfımızla ilgili olsun konularla ilgili olsun"
O kadar da kötü değildi galiba bu ders ?
" Zeka oyunlarına ilgisi olan var mıydı aranızda, zeka oyunları denince aklınıza neler geliyor ?"
Aslında ortaokulda seçmeli olarak bu dersi almıştım o yüzden çok zorlanacağımı da düşünmüyordum ama konuşmayı da sevmezdim sınıf ortamında henüz alışmış hissetmiyordum.
Birkaç kişi söz almış ve konuşmuştu tam hoca söze girmişti ki kapı iki kez tıklandı ve açıldı.
Görüş acıma giren kıvırcık saçlar, hafif kirli sakalıyla kısa gözüken bir çocuktu.
Kafasını hafif eğerek gozlerini sınıfta gezdirdi ve yan tarafımdaki boş sandalyeye oturdu.Nefes nefese kalmıştı galiba sınıfı cidden niye en alt kata koymuşlardı ki oksijen yoktu ulan burada.
Hoca biraz daha konuşmuş ilk hafta olduğu için yoklama almayacağını ancak devamsızlığı önemsediğini vize ve final hakkında bilgilendirmelerini yapmış dersi bitirmişti.
" Selam " diyerek gülümsemişti Altay abi
" Selam, nasılsın ?" Diyerek bir sohbeti devam ettirmiştim ben de
İsak şaşırmış bir şekilde bana bakmıştı çok birileriyle konuşmadığımı bildiğinden olsa gerek garipsemişti.
Gülümseyerek onları tanıştırmış küçük bir sohbet gurubu oluşturmuştuk bile.
Altay abinin karşısında Kerem abi oturuyordu ve eğer yanlış sezmediysem sevgililerdi.
Kaçamak bakışmaları ve hafif sırıtık halleri öyle olduğunu düşünmemi sağlıyorsa ben fesatlıkla suçlanmamalıydım benceYan tarafımdaki hareketlilikle masaya yaslandığım oturuşumu düzeltmiştim. Kapıya dönük oturuşum sağolsun kapıdan çıkarken yine o çocuğu görmüştüm.
Bilmiyordum, bir insanın öylesine hayatıma girip bu denli etki edebileceğine ihtimal vermemiştim galiba.
Benim hatamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşk kırıntıları • arfer
Teen FictionCeplerimi yoklamış aşk kırıntılarına rastlamamıştım..