Yoktu ulan yoktu.
Feka
Ferdik
Ferdikadioglu
Ferdierenaykadioglu
Erenaykadioglu
ErenaykBilmem kaç kombinasyon permütasyon denemiştim ama yoktu..
Instagram kullanmıyor muydu bu ibibik ya ?
Her neyse.
Boşverelim bunu da bakalım°
" Yani anlayacağınız domino o taşların devrildiği değil kuralları olan bir oyun aslında okey vari bir oyun olduğu söylenebilir, kahvelerde falan oynandığı zamanlar olmuştur şimdi bir oynamayı deneyin bakalım bir sorunuz olursa sorabilirsiniz"Genel olarak herkes ikişerli oynuyordu oyunları ama İsak'la ben oynadığım için ferdi tek kalmıştı.
" Sırayla oynarız ya " diyerek gülümsedim ona
Oyun için taşları gereken şekilde dizdim ve ikisine de dağıttım ilk olarak ikisi oynuyordu ben biraz daha anladığıma emin olduğum için nasıl oynayacakları konusunda yardımcı oldum daha sonra İsakla ben oynadık ve son olarak ferdiyle bana geldi sıra
Başlangıçta çok kötü başladım ama elinde üç yoktu ve ben önünü tıkayabilirsem elim rahatlardı." Kaybediyorsun galiba " diyerek dalga geçti benimle İsak
" Kem gözlerimle bir bakarım alırım bu eli sen rahat ol " diyerek güldüm ben de bu ara hissiyatım bir kuvvetliydi.
Elindeki taşı da yerleştirmesiyle elinde 3 taş kalan ferdi gülerek bakıyordu bana ulan kaybedemezdim.
Yerlestirdiği taşa bakarken gülmeden edemedim üçlü taşı yerlestirdim ve adeta oyununu kitledim uygun taşı koyabilmesi için gelene kadar taş çekmesi gerekiyordu ve neredeyse bir taş kalana kadar taş çekti şimdi benim elimde iki onda ise sekiz tane taş vardı .
" Gerçekten kem gözlüsün galiba " diyerek güldü ferdi de ." Şansım bahtım açık bir kere " diyerek güldüm ben de garipti ama harbiden bu ara bir şeytanım boldu.
Ve oyun benim kazanmamla sonuçlandı.
Pis pis sırıtmaya başladım, karşında Arda Güler var Canim biat et.
" Oynamak istediğiniz başka oyunlar varsa dolaptan seçip alabilirsiniz arkadaşlar" diyen volkan hocayla gözlerimi dolaba çevirdim ve bir süre inceledim oyunları aslında şu pentago yu oynamak istiyordum.
Elimi uzatarak oyunu aldım ve inceledim ambalajını bir süre" Oynayalım mı ?"
"Olur "
Gözlerimi gözlerine çevirerek bir cevap aradım
" oynayalım " dedi o da hep birlikte oyunu açtık nasıl oynandığına dair yönerge kitapçığını okuyordum ama mantıklı gelmiyordu eksikleri var gibiydi.
Diğer dillerde olan açıklamaları da vardı." Ben anlamadım ne şimdi bu ?" diyen İsak'la suratımı buluşturdum ben de anlamamıştım ki amına koyayım. Ferdi'ye baktığımda onun da gözleri çok anlamış gibi bakmıyordu açıkçası.
" Diğer dillerdeki anlatışlarına bakalım ya " diyerek sayfaları çevirmeye başladım.
Yani ne yazıyor bilmiyordum ama genel olarak hepsinde aynı sayılar aynı yerlerde kullanılmıştı.
Bir tek Fransızca da daha fazla yazı vardı." Şunu mu çevirsek ya" diyerek işaret ettim bir yandan da telefonumdan Google lens açmaya çalışıyordum.
" Ama gururumu kırar bu " diyerek gülen ferdiyle anlamayarak ona baktım Fransızca anlatan sayfanın yanında da ingilizce anlatıyordu. Ah ferdi ingilizce öğretmenliği okuyordu, aslında komik olaydı. Bir yandan da benim güven seviyesinin özetiydi.
" Heee ay yok Fransızcayı çevirmiştim ben " diyerek gülümsedim. Yalan mı söyleyelim utanmıştık şimdi biraz.
" Peki madem " diyerek gülümsedi o da
Gözüm telefonumun ekranına kayınca okudum çeviriyi ve anamlandıramadım bir süre" Ya bu Fransızlar lafı gevelemişler sadece farklı sayılar var diye bir şey sanmıştım ama hiçbir halt yok hatta hiçbir şey anlamadığımız Türkçe daha açıklayıcı "
" Ver istersen ben de bir İngilizceyi çevireyim." Diyen ferdiyle gülerek kitapçığı uzattım.
Farklı bir bilgi yoktu ama.
Yine de en sonunda oynamaya karar verdik kendi belirlediğimiz bazı ek kurallarla
" Ben oynamıyorum ya siz naparsaniz yapın" diyerek telefonuna yöneldi İsak
Önceki oyunda kaybettiğinden olsa gerek biraz hırslı gözüküyordu.
Gülümsetti bu durum beni.
Eh ben de hırslı bir insan sayılırdım ve Ferdi Erenay Kadıoğlu için oyun çoktan kaybedilmişti.
Gerçekten de öyle oldu.
Allem ettim kallem ettim oyunu aldım.
Hırslanınca gözüm görmezdi hiçbir şeyi.Bir kez daha yendim onu belki sonra yenilirdim ama girilen iki savaşı kazanmış sayılırdım değil mi ?
°
Ferdi Erenay Kadıoğlu hayatıma misafir olmuş kısa süreli biriydi diye düşünüyordum, düşüncelerimi karıştırmış beni farklı düşüncelere itebilmişti, bu ilk kez oluyordu. Daha sonra olur muydu, tekrar böyle bir şey başıma gelir miydi bilmiyorum ama dönem sonunda final sınavına girdiğimde görmüştüm onu son kez sonrasında zaten evime dönmüş bir aylık ara tatilim sırasında ise aklıma bile getirmemiştim.
Dediğim gibi öylece hayatıma giriveren kısa sürede beni karıştıran bir insandı.
Unursamamak ise benim için oldukça kolaydı.O gece yakın arkadaşlarımdan biriyle konuşuyorduk sevgilisinden bahsetti bana İsmail, Barış diye bir dallama bulup aldatmıştı beni kahpe İsmail.
Hani 30 yaşına kadar bekar kalıp evlenecektik ulan?
Yazıklar olsundu.
İsmail Barıştan bahsedince ben de ona biraz Ferdi'den bahsetmiş ama hoşlanmadığıma karar verdigimi söyleyip beni yüz yıllık sap yaptığı için kırıldığımı belirterek barışla en kısa sürede ayrılmalarını dileyip uyumuştum.Sabah ise beklenmedik şeylerle doluydu. Ara tatil bitmek üzereydi, varlığını unutmamıştım elbet ama eskisi kadar sık hatırlamıyordum ama Instagramdan istek atmıştı.
Ferdi Kadıoğlu,sikik ingilizceciler instagram adınız daha normal şeyler olamaz mı gercekten ? Bir ay boyunca aradığım nickin abidik gubidik bir şey olması hoş değildi.
İsteği onaylayıp onu takip ettim ben de.Bir kez daha bilmiyordum ne yaşadığımı, hissettiğimi boşvermiştim, hiç düşünmemeye karar vermiştim ama bir anda fırlatmıştı adam.
Fazla beklenmedik şeyler gericiydi.___
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşk kırıntıları • arfer
Teen FictionCeplerimi yoklamış aşk kırıntılarına rastlamamıştım..