dürüst cevaplar ⁴

179 38 75
                                    

-18 may

yine aynı yerdeydi.

güneşin yansıdığı, akıp giden berrak gölün önündeki büyük kayaya yaslamıştı sırtını. gözleri göldeydi fakat aklı, her zaman olduğu gibi ve olacağı gibi sevgilisindeydi.

ve yine sevgilisini bekliyordu..

özlemişti, sarı papatyasını özlemişti.

jeon jungkook ve kim taehyung olayından sonra neredeyse hiç görmemişlerdi birbirlerini.

jeongin'i ablası ve abisi salmıyordu, changbin ise jeongin'den daha büyük olduğu için çalışmak zorundaydı. evin en büyük abisi olarak evin yükü, onun omuzlarındaydı.

pek görüşememişlerdi bu yüzden. fakat jeongin birkaç dakika önce berry arayıcılığı ile beraber sevgilisine haber vermişti. aslında berry, jeongin ve changbin'nin sevgili olduğunu bilen tek kişiydi. küçük sırlarını berry'den başka bilen birisi yoktu, eh, şimdilik.

sevgilisini beklerken, bir yandan ise annesi ve babasının işlerinin bittiği için geri dönmelerini düşünüyordu. ailesi geri dönmüştü ve bu da demek oluyordu ki zar zor görüştüğü sevgilisiyle artık neredeyse görüşemeyecekti.

ailesi jeongin'nin dışarı çıkmasına izin vermezdi çoğunlukla, hep gözlerinin önünde olmasını isterdirler. nedeni ise jeongin'nin küçükken kaçırılma tehlikeli geçirmesi, kasabalarına dadanan bir hırsız, tüm çocukları kaçırmaya çalışmış ve birkaç tanesinde başarılı olmuştu.

jeongin'de son anda kurtulanlardan birisiydi, bu yüzden ailesi hassastı bu konuda.

"papatyam, güzel bebeğim, sevgilim." yanına oturan, kendisine güzel şeyler fısıldayan bedeni yeni fark etmişti.

"ne ara geldin?" çocuğun bu denli dalgın olmasına güldü changbin.

"dalmış gitmişsin yavrum, ne düşünüyorsun öyle?" diye sordu büyük olan.
(retrouverlesoleil valla bu alistirdi yavrum lafini.)

ani gelen soruyla afalladı küçük olan.

"annemler..." diye kısa bir açıklama yaptı, sevgilisinin anlayacağını biliyordu.

changbin'nin yüzü düştü hemen.

"annenler..." diye mırıldandı.

"artık o kadar sık görüşeceğimizi sanmıyorum." dudaklarını sarkıttı jeongin.

"son gizli buluşmamız mı bu yoksa?" diyerek sevgilisine baktı büyük olan.

jeongin'nin gözleri doldu hemen, sevgilisinin bu lafı içinden birkaç parça koparmıştı sanki..

"deme öyle, üzülüyorum." sesi titredi küçük olanın.

"güzel bebeğim benim, gel bakayım kucağıma." diyerek çocuğun bacağını pat-patladı yavaşça.

jeongin hiç itiraz etmeden sevgilisinin kalın baldırlarına kuruldu. hızla bir öpücük başlattı. zaman kaybetmek istemiyordu, artık çok az görüşeceklerini göz önüne aldığımız zaman bu hareketleri oldukça normaldi.

kahve saçlı, siyah saçlının dudaklarına asıldı hemen. tüm zamanların aksine, hızlılardı. bir şeyleri hızlıca yapmaya çalışıyorlardı. küçük hırslıydı, büyüğü de seve seve ona ayak uydururdu.

nefes isteğiyle ayrıldı küçük olan. "seni çok seviyorum ben."

"ben de çok seviyorum bebeğimi." dedi büyük olan nefes nefese.

one love, two boy ☓ jeongbin✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin