Ambivalans2.BÖLÜM
KANLI YORGANHani insanlar sevdikleri gidince paramparça olur ya. İşte tam olarak onu yaşadım ve hâlâ yaşıyorum...
O gece hayatımın şokunu yaşadım, nasıl olurdu? Böyle bir şeyin olması imkansızdı! Duvara yaslandım, yere çömeldim yüzümü dizlerime dayadım. O sırada Aynur teyze kapıyı kapatmış, içerden ağlama sesleri geliyordu. Bir kaç dakka öylece bekledim gözlerimdeki yaşlar durmaksızın akıyordu. Ayağı kalktım, bunun bir çözüm olmadığını biliyordum. Yürmeye başladım, nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Bir ara sokağa girmiştim, biraz ürkütücüydü ama umursamadım ve caddeye doğru ilerledim. Kulaklığımı cebimden çıkarıp taktım ve müziğin sesini kısık ses yaptım. Yürümeye devam ettiğim sırada bir silah sesiyle yerimden sıçradım.
Korkuyordum, bu her halimden belliydi, çok fazla titriyordum. Hızla oradan uzaklaştım, küçükte olsa içimde bir rahatlama hissi vardı. Buraları fazla tanımıyordum ama eve ulaşmak için gayret ettim. Bilmediğim sokaklardan girip girip çıkıyordum. En sonunda nasıl geldiğimi bilmeden eve ulaştım ve cüzdanımdaki anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Kapıyı açtığım gibi kapının arasından bir not düştü. Notu alıp okumaya başladım;
Elbet bir gün karşıma çıkacaksın
Bu güzelliği vurmam içimi acıtacak
Ama bu bir intikam
O intikama sen kurban olacaksın
Dikkatli ol prenses...
HEDEF SENSİN! :)Bu neydi şimdi?(!) bir oyun falanmı, beni korkutmaya mı çalışıyor bu aptallar! Hızla içeriye geçip üstümdeki hırkayı askıya astım. Abimi ve Merti hiç düşünmeden odama doğru yol aldım. Odama geçip yatağa oturdum ve elimde duran nota bir kez daha baktım. O satırlar aklımdan çıkmıyordu... "Dikkatli ol prenses hedef sensin.." hedef bendim ama ne için hedef bendim, kim ne yapmış olabilirdi benim hakkımda? Korkuyla düşünürken odamın kapısı çalındı. Hafifçe yerimden zıpladım ve "gir." dedim.
Abim yüzümün üzgün olduğunu gördü
"Noldu Kumru, sorunmu var? "
"Ece kayboluş o yüzden biraz üzgünüm. "
"Peki, bir sorun olursa aşağıdayız. "
Gülümsedim "Tamam." abim odamdan çıktı notu kitaplığıma koyup odamdan çıktım. Kendimi banyoya attım banyomu yaptıktan sonra banyodan çıkıp odama hızla girdim. Kıyafetlerimi giyip saçlarımı kuruttum kitaplığıma doğru ilerledim kitap seçerken notun yerinde olmadığını fark ettim. Korkuyla notu aramaya başladım. Notun odada olmadığını fark edince hızla aşağıya indim. Abimler aşağıda değildi, gözüm yere kaydı not yerdeydi. Hızla notu alıp odama ilerledim. Bu sefer notu günlüğümün arasına sıkıştırdım. Ve düşünmeye başladım, kim almış olabilir? Benden başka kim kitaplığıma koyduğumu biliyor? Kim odama girdi? Kim bu notdan haberdar? Kafamda binlerce soru vardı ama hiç birinin cevabı yoktu, bunun cevaplarını bilen biri olmalı. Gözüm pencereme kaydı. Birazda olsun sakinleşmek için pencereyi açıp dışarıyı izlemeye başladım. Gözlerimi kapatmış temiz havayayı içime çekip kara kara düşünüyordum. Tam o sırada bir çığlık sesi, hemen yerimden sıçradım. Pencereyi hızla kapatım perdeyi çektim. Kendimi yatağa attım, korkuyordum titriyordym, korkudanmı titriyordum yoksa soğuktanmı? O an kapı sesi duydum ardından abim ve Mertin sesi. Umursamadım biraz yatakta dolandıktan sonra ayağı kalktım ve telefonumu elime aldım. "Ayça dan 12 yeni mesaj! " Ayça? Ayçada kim? Mesajların üstüne tıkladım ve tek tek okumaya başladım-Biz bu işi halediemicez galiba
-Arda ordamısın?
-Arda aç şu telefonu Abi!
-Bak bana doğru numarayı verdiğini söyledin başkasının numarasıysa açık konuşmam haberin olsun kardeşim.
-Arda cevapla!
-Arda biz bu cinayet olayını haledemiceğiz galiba abi
-Kan lekeleri kuruduğu için temizleyemiyorum!
-Birisi farkederse b*ku yedik
-Bak kimse öğrenmicek dördümüz arasında anladınmı?
-S!kicem olum baksana şu mesajlara
-ARDA!
-Bak cevap ver gelmiym oraya, kardeşinin yanında açıklarım herşeyiBu kişi hiç kıza benzemiyordu, ama neden Ayça diye kaydedilmişti? Cinayet derken, kan derken? Abimdemi bu işin içinde? Dört kişiler dört kişi. İşler iyice karıştı artık. Bunların bir cevabı olmalı. Telefonun arkasını çevirdim, abimin telefonuydu. Ama nasıl benim odama gelmişti ve benim telefonum nerdeydi? Hızla aşağıyan indim abimler galiba odalarında sohpet ediyorlardı. Hızla masanın üstündeki telefonumu alıp abimin telefonuyla değiştirdim ve odama doğru ilerledim
korkuyordum ama odamın kapısını açıp hızla içeriye daldım. Yatağıma oturup telefonumda gezinmeye başladım. Hiç bir değişiklik yoktu. Tekefonum bıraktığım gibiydi hiç bir şey değişmemişti. Galeriye girdim ve son fotoğraflara baktım sadece bir fotoğraflı bir klasör vardı. Klasör ismi "Liste" olarak kaydedilmişti. Merakla o bir fotoğrafı incelemeye başladım. Tanımadığım isimler vardı. O fotoğrafı silip hiç bir şey olmamış gibi devam ettim. Bir kaç saat oyalandıktan sonra saatin 00:56 olduğunu farkettim. Gözlerim artık kapanmaya başlamıştı. Telefonumu baş köşemdeki masanın üzerine biraktım ve yorganı kafama çekip uyuymaya başladım. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sabah alarımımın çalma sesiyle uyandım. Mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa vardığımda kahvaltı hazır değildi ve abim yoktu. Herhalde uyanmamıştıe odasına doğru yol aldım. Mertin odası abimin tam yanındaki odaydı ilk önce Mert'in kapısını çaldım. Daha tam uyanamamış sesiyle "Gir." dedi. Kapıyı açtım "Hazırlanıp aşağıya gel ben kahvaltıyı hazırlarım. " dedim ve odanın kapısını kapattıp abimin odasına ilerledim. Kapı çaldım ses gelmedi. Bir kaç kere daha çaldım ve hâlâ ses yoktu. Endişeyle odasının kapısını yavaşça açtım ve büyük bir çığlık savurdun. Abimin kanlı yorganın içinde olduğunu gördüm. Çığlığımla beraber odaya Mert girdi, abimin o halde olduğunu görünce gözümü elleriyle kapatı beni dışarıya çıkardı ve hemen bir ambulans çağırdı. Hızla odama ilerleyip sarı boğazlı kazağımı üstüme geçirip kot pantolonumu giydim ve hemen çantamı alıp telefonumu kaptığım gibi çantanın içine attım. Hızlı adımlarla salona ilerledim ve Mertle beraber ambulansı bekledik. Ambulans geldiği gibi abimin odasına ilerlediler Mert peşlerinden gitti bende tam peşlerinden ilerlerken Mert beni durdurdu "Sen burada bekle" başımı yukarı aşağı sallayıp bekledim. Abimi bir sedyenin üstünde görmek içimi param parça ediyordu... Bu parçaları yeniden kim birleştirecekti? Kim bana yardım edecekti? Abimi ambulansa koydukları gibi Mert de arkalarından bindi. Bende tam binmek isteyeceken hızla ilerlediler ve bir süre sonra gözden kayboldular.
Moralimi birazda olsun düzeltmek için arkadaşım Elif'i aramayı düşündüm. Çantamın fermuarını açıp telefonumu elime aldım. Telefonumu elime aldığım gibi elime bir kağıt parçası çarptı. Telefonumun arkasını çevirdim ve telefon kılıfıma bantla yapıştırılmış olan kağıdı telefon kılıfımdan çekip katlanmış kağıdı açmaya başladım. Kağıdı açtığımda bir not gördüm.
Üzgünüm prenses
İçim seni öldürmeye yer vermedi
Bende intikamı alınması gereken kişiden aldım:)
Bu kişiliksiz için üzülmeye değmez
Sende üzülme...
Sevgilim
Şu an kabullenmek istemiyorsan bile
Sen benimsin Sevgilmsin
Sen benimsin......