Ambivalans3. Bölüm
Sen Benimsin!
Tanımadığınız bir insan sizi sahiplenmeye çalıştımı? İşte tanımadığım ismini bile bilmediğim ama benim her şeyimi bilen bir insan beni sahipleniyor.Bu notu görünce ağzım açık kalmıştı resmen. Telefonumu çantama koyup saate baktım. Saat 6:54 tü okula yetişmem lazımdı okul saat 7:30 da başlıyordu yavaş yavaş otobüs durağına ilerledim. Moralim çok bozuktu abimi o halde görmek içimi param parça ettmişti. Bunları düşünürken gözümden bir damla yaş geldi. Hızla elimle o yaşı sildim, otobüs tam karşımda belirmişti otobüse doğru ilerledim ve arka köşelerde cam kenarına oturdum. Kafamı cama dayadım ve öylece kendi kendime düşünmeye başladım.
Sırtımda bir el hissetim. Korkuyla yerimden sıçradım karşımdaki kişi bir erkekti "Korkma sadece çantayı görünce okula gelmeye çalıştığını düşündüm okula geldiğimizi haber vermek için yani. " Gülümsedim "Teşekkürle." "Rica ederim. " Kapıya doğru ilerledim ve otobüsden indim. Okula doğru ilerledim. Pazartesi cehennem gibiydi derlerdi de pek önemsemezdim. Ama benim için cidden cehennem gibiymiş. Okula girdim, sınıfın yolunu tuttum en arka tenha köşelerde boş bir yere geldim ve ihtiyacım olan eşyaları sıranın üstüne bıraktım. Kalan eşyaları dolabıma koymak için dolabımın yokunu tuttum.
Dolabıma geldiğimde otobüste beni uyaran çocuk dolabını ararken benim dolabıma denk gelmiş. Öyle bir haldeydi ki dolabını resmen 1 gündür arıyor gibiydi. Küçük bir kahkaha kopardım ve yanına ilerledim.
"Burası benim dolabım. "
"Üzgünüm, yeni geldim dolapların yerlerini bilmiyorum. "
"Sorun değil, dolabın kaç numara belki yardımım dokunur. "
"67."
"Biraz ilerde 45 numaranın karşısındaki dolap. "
"Teşekkürler."
"Rica ederim. "Gülümseyerek oradan uzaklaştı. Dolabımın kapağını açtım ve şu an gerkmeyen eşyaları dolabıma koyup sınıfın yolunu tuttum. Sınıfa girdiğimde yerime geçtim. Edebiyat hocası içeriye girdi ve hemen konuyu anlatmaya başladı. Fazla dinlemiyordum moralim bozuktu ellerimi sıraya koyup kafamı ellerimin üzerine koydum ve gözlerimi kapattım. Hoca farketmediği için zil çalana kadar uykuya dalmışım. Böyle olduğuma bakmayın normalde derslerimde başarılı ve iyi biriyimdir. Zil çaldığı için uyandım, telefonumu elime aldığım gibi yabancı bir numara aradı. Telefonu açtım;
"Alo? "
"Merhaba, Arda Gök'ün kardeşi Kumru Gök lemi görüşüyorum? "
"Evet, benim. Bir sorunmu var? "
"Abinizin durumu kötü sizede haber vermek istedik ne olur ne olmaz. Anneniz ve babanız şu an yolda, buraya geliyorlar. "
"Hemen geliyorum! "Telefonu kapattım ve eşyalatımı çantama koyarak hızla dolabıma doğru ilerledim. Dolabımı açtım ve eşyalarımı çantama yerleştirdim. Otobüsteki çocuk yanıma geldi
"Şey bunu kabul edermisin bilmiyorum ama, arkadaş olabilir... miyiz? "
"Tabi, Kumru"
"Emir."
"Memnun oldum Emir ama şu an çok önemli bir işim var üzgünüm! "Hemen oradan uzaklaştım ve müdür yardımcısının kapısını çaldım "gir." içeriye girdim ve müdür yardımcısına olayları anlattım. Bu günlük kabul edip dışarıya çıkmamı söyledi. Hızla kapıyı açıp kendimi dışarıya attım. Hızlı ve büyük adımlarla yürümeye başladım. Korkuyordum, ya abim ileşemezse? Ya ona bir şey olursa? Bunları düşünüeken hâlâ hızlı ve büyük adımlar atıyordum. 10-15 dakka sonra kendimi hastanenin bahçesinde buldum. Büyük ve hızlı adımlarımla yürümeye devam ederek içeriye girmeye çalıştım. Herkese çarpa çarpa içeriye girdim. Arkamdan bana laf edenler umrumda bile değildi. Gözlerim abimin olduğu yeri arıyordu. Merti bir koltukta oturmuş olarak gördüm ve hızla yanına ilerledim