-3-

33 7 18
                                    

Medya: Derin Korkmaz
.
.
.
"Hoşgeldin Derin, ben Agapi."

Kadına doğru ilerleyeceğim anda tekrardan etraf kararmaya başladı. Kadın bunu beklemiyor olacak ki hızlı bir şekilde bana yaklaştı. Kolumdan tutmasına şaşırırken hızlıca etrafa baktım. Ondan uzaklaşmamıştım. Bunu istememiştim.

"Lütfen kolyeni çıkarma." hızlıca etrafa baktı.

"Zamanı gelince öğreneceksin Derin. Kolyeni asla çıkarma."  etraf artık zifiri karanlık olmuştu

Yavaş yavaş gözlerim açılırken etrafa baktım. Odamdaydım ve yine o garip rüyayı görmüştüm. Hava kararmıştı. Yatağımdan kalkıp odamın ışığını açtım. Tekrardan yatağıma oturdum. Neden sürekli aynı rüyayı görüyordum? Kolyeme dokundum. Sabahki gibi sıcak, ya da ilk taktığım zamanki kadar soğuk değildi. Normaldi. Rüyamdaki kadın bana çıkarmamamı söylemişti. Ama bunun ne alakası vardı? Acaba kolyeyi fazla mı kafama takmıştım? Büyük ihtimalle öyleydi. Çok fazla düşünmüş olmalıydım bilinç altıma işlenmiş olmalıydı. Hele o tuvalette olanlar. Aklımı kaçırmıştım adeta. Hızlıca aklımdan o görüntüleri sildim. Hatırlayıp daha da delirmeyecektim. Telefonumun titremesiyle elime aldım.

-1 yeni mesaj-

Annem :
Biraz geç gelebilirim kızım. Ayşe teyzenin oğlunun asker uğurlaması varmış. Biliyorsun çok kalabalıklar. Onlara yardımcı oluyorum. Yemeğin var dolapta ısıtıp yiyebilirsin. Ayrıca bugünkü antrenmanına gitmemişsin. Biliyorum yorgunsun ama aksatma sakın.

Uyuya kalmıştım ve antrenmana gitmeyi unutmuştum.

Siz:
Uyuya kalmışım anne. Ali abiye haber verirsin. Yarın mutlaka gideceğim.

Telefonumu bırakıp mutfağa gittim. Çok acıkmıştım. Dolaptaki yemeği mikrodalgaya verip beklemeye başladım. Bu sırada zil çaldı. Annem gelmiş olabilir miydi? Geç geleceğini söylemişti. Kapıya doğru yürürken mikrodalganın yemeğin hazır olduğunu bildiren sesiyle tekrar arkama döndüm. Kapatmaya dönsem büyük ihtimalle fazla bekletmiş olacaktım her kimse. Sonunda bir seçim yapıp kapıya doğru yürüdüm.

Kapıyı açtığımda önümde uzun boylu, sarı saçlı fakat sarı saçlarına zıt olarak siyaha yakın gözleriyle bana bakan çocuğu gördüm.

''Pizza mı sipariş ettiniz?'' dedi fakat sesinde anlamlandıramadığım bir alay vardı.

''Hayır etmedim yanlış geldiniz sanırım, iyi akşamlar. '' kapıyı kapatacağım anda ayağıyla kapıyı tuttu. Bir anda kapıyı itip içeri girdi. Hızlı ve büyük adımlarla yanıma geldi. Boynumdan tuttuğu gibi duvara itekledi. Bedeniyle duvar arasında sıkışırken zorlukla nefes aldım. Boynumdaki baskısı gittikçe artıyordu.

"Bırak beni." sesim o kadar kısık çıkmıştı ki ben bile zor duymuştum. Ayaklarımın yerden kesildiğini tam o an fark ettim.

Birden kapı çarpılıp içeri biri girdi. Gözlerim yavaş yavaş kararmaya başlamıştı bile. Başım dönüyordu.

" Bırak. "dedim zorlanarak göz yaşları içinde.

Bir anda boğazımdaki güç azaldı ve yere yığıldığım gibi öksürmeye başladım. Derin derin nefesler almaya çalışıyordum fakat boğazım çok acıyordu. Güçlükle ayağa kalkacağım sırada cam kırılma sesini duyunca çığlık attım. Kafamı kaldırıp gürültünün sahibine baktım.

KEHANET(Mühür) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin