-5-

26 4 1
                                    

Medya: Doğa krallığı prensi Arin
.
.
.

"Bana hemen halkla buluşma günü ayarla Athena. Herkese söyle Doğanın kalbinde buluşacağım halkımla."

"Tamam peki prensim." Athena önünde eğildikten sonra arkasını dönüp ilerlerken bende peşinden gittim.

"Hayır sen dur."

Bana mı demişti? İlerlemeye devam ederken tekrar seslendi.

"Sana diyorum insan. Sen benimle geleceksin." burda tek insan olduğumu bazen unutuyorum. Yavaşça arkamı dönerken Athena'nın gittiğini belli eden kapı kapanma sesi geldi.

"Sana bir kıyafet bulmalıyız."

Üzerimdeki kıyafetlere baktım. Günlük kıyafetlerim vardı. Uyumadan önce giydiğim şortum ve yarım kollu bluz...

"Nix!" bana mı diyor diye etrafıma bakarken minicik uçan bir yaratık yüzümü sıyırıp geçerken küçük bir çığlık attım.

"Buyrun prensim." elim kadardı ve mavi renkti. Kanatları da mı vardı onun?

"Merhaba Nix. Bu insana-" bana döndü.

"Adın ne senin?"

"D-derin."

"Tamam Nix. Bu D-derine kıyafet lazım. Tanınmaması gerekiyor bir şeyler getir." adımı az önce benim kekelediğim gibi söyleyince gerçekten öyle anlayıp anlamadığına bakıyordum ki sesindeki alayı fatketince gerçekten öyle anlamadığını anladım.

"Peki efendim." küçük yaratık giderken prens bana döndü.

"Bunlar periler. Her kraliyet üyesinin bir tane perisi olur. Benimki de Nix. Eğer sende kraliçenin teklifini kabul edersen seninde bir tane olur."

Başımı sallamakla yetindim. Daha başka neler öğrenecektim acaba?

"Nix gelene kadar sana kanatlarını kullanmanı öğretmeliyim çünkü eğer teklifi kabul edersen halk senin uçmayı bilmediğini farketmemeli. Beceriksiz olarak görürler seni ve iç savaş çıkar o zaman."

Kanatlarım mı vardı benim? Ben neden göremiyordum. Arkamı dönüp sırtıma baktım. Hiçbir şey yoktu.

Yüz ifademden anlamış olacakki" Nasıl yani kanatlarını ve kanatlarımı göremiyor musun. " etrafında döndü.

" Hayır kanatların yok. "

Biraz düşündükten sonra" İnsan olduğunu unutmuşum. İnsanların gözünde bunu görmemesi için bir perde var. Athena'ya söylerim onu halleder. "dedi. Yani gerçekten kanatlarım vardı.

Uçan bir metal adam hızla belirdi ve etrafımda dönmeye başladı. Korkuyla gözlerimi kapatıp tekrar küçük bir çığlık attım.

" Nix korkutma Onu buraya gel."

"Peki efendim." uçan demirden adam benden uzaklaşıp yere serildi. Nix içinden çıkıp Arin'in yanına geçti.

"Tamam bunu giyeceksin." yerdeki zırhı gösterdi. Kapıdaki adamlarda olan zırhlardandı bu.

"Ben bunu hayatta giyemem."

"Böyle çıkamazsın. Halkım başka bir evrenden geldiğini anlar ve telaşa kapılırlar. Annemin yerine geçtiğini sen kabul etmeden bunu onlara söyleyemeyiz. Şimdi git ve bunu giy." dedi sert sesiyle. Başka çarem olmadığı için yavaşça ilerleyip yerden zırhı aldım. Ben bunu elimde taşıyamıyordum ki üstüme giyeyim.

KEHANET(Mühür) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin