AAAA BU NE HIZ BÖYLE
EHEHEHEHHE
şimdiden iyi okumalar🙃***
Build
Bir hafta.. Tam tamına o gecenin üstünden koskoca yedi gün geçmişti. Yedi gün, yüz altmış sekiz saat, on bin seksen dakika geçmişti. En son o gün görmüştüm onu. O sarhoş, ben ise çakırkeyiftim. Alkol ikimizin de kanında nefes alırken bizi uyuşturmuştu. Onun beni öpmesi, benim karşılık vermem, vücutlarımız titrerken ikinci kez buluşan dudaklarımız tıpkı Adem ve Havva'nın yasaklı meyveyi yiyip cennetten kovulması gibiydi. Biz o meyvenin tadına bakmıştık. Zaten cehennemdeki devam ettiğim hayatım ne kadar değişirdi ki? En son hatırladığım şey ise şaşkınlıkla üstümden kalkıp koşarak kaçıp gitmesiydi.''Hey, kendine gel. Ne bu halin?'' Minnie'nin kolumu dürtmesiyle didiklediğim ve yenmez hale getirdiğim yemeğime bakıp iç geçirdim ve kendimi gülümsemeye zorladım. ''Sahte bir şekilde gülümsediğinde suratın mide spazmı geçiriyor gibi oluyor. Yapma bunu.'' Yüzümdeki 'sahte' gülümsememi anında silip eski halime geri döndüm. Bıkkınlıkla nefes vererek gözlerimi kafenin dışına çevirdim.
Ne dans kulübüne gelmişti ne de okula. Arkadaş çevresinin yanında da görmemiştim onu. İstemsizce alışmıştım yanımdaki varlığına. Nedenini bilmeden alıştırmıştı kendisini bana. Boşlukta gibiydim. Sanki her gün gelip bana sataşması benim için bir rutin haline gelmişti de eksilmişti bir şeyler. Siktir! Ne halt bu?
''Sorun yok. Dönem ödevi ve festival için uğraşıyorum.'' Siktir! Bugün Jonathan ile buluşabilirdim. Belki o piçin de ölüp ölmediğini görebilirdim. Sadece yaşayıp yaşamadığını merak ediyordum çünkü gerçekten bir haftadır adını dahi duymamıştım kimseden. Belki de bana yaptığı zulümlere dayanamadı ve ülkeyi terk etti ha? İyi fikir. Ya da bay homofobik bir erkeği öptüğü için çılgınca dudaklarını kesti ve şimdi de konuşamadığı için okula gelmiyor. Hey! Bunu yapmadın değil mi piç?
''Ben P'Jonathan'ın yanına gideceğim. Görüşürüz Minnie!'' Arkamdan bağırsa da onu duymadım ve hızla kafeden çıkıp gittim. ''Aptal! Beklesene birlikte kalkalım!''
***
Oldukça uzak olan evlerine yaklaştığımda heyecanla kıpırdandım ve kuruyan dudaklarımı ıslattım. Mavi desenlerin olduğu tırnaklarımla kucağımdaki dosyanın üstünde minik bir ritim tuttum. Ödevimi bitireceğim için heyecanlıydım! Kim demiş o piç için olduğunu! Sonunda bitirecek ve rahatlayacaktım. Eve gidip ödül olarak midemi pirinçle doldurabilirdim. Evet! Harika!Taksinin parasını ödeyip indim ve oturmaktan kırışan şortumu düzeltip bahçeye doğru yürümeye başladım. Kapıdaki birçok siyah araç ve dizilerdeki korumalar gibi görünen adamlar dikkatimi çekse de sorgulamadım. Heh! resmen Hollywood filmlerinden fırlamış gibi duran insanlar beni güldürmüştü. Zengin saçmalığıydı. Evet!
Bahçe kapısına gelip açmak istediğimde aralarından bir tanesi bana doğru yaklaştı. Panikle birkaç adım geriledim.
''Chi sei?'' (Kimsin?)
Adamların anlaşılan Taycası yoktu. ''Sono l'amico di Jonathan.'' (Jonathan'ın arkadaşıyım)
Adam beni baştan aşağı süzünce gerginlikle yutkundum. ''Non ti conosco.'' (Seni tanımıyorum.)
Hey! Gerçekten salaktı. Beni tabi ki de tanıyamazdı. Ben de onu tanımıyordum ve bu eve sadece iki kez gelmiştim. Tekrar kendimi açıklayacağım sırada arkamdan kalın bir ses duydum.
''È così che tratti il mio ospite? Volto Ferito non ti ha addestrato.'' (Misafirlerime böyle mi davranıyorsun? Yaralı yüz seni eğitmedi mi?)
İtalyanca konuşurken değişen ses tonu titrememi sağladı. Arkamı döneceğim sırada yanıma geldi ve ellerini ceplerine sıkıştırdı. Onunla göz göze gelmemeye dikkat ederek yandan bakmaya çalıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/331361800-288-k104988.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cigarette After Sex || BibleBuild
Fanfic''İğne en hassas noktandayken bile altımda kıpırdamamak zorundasın. Yanlış çizmemi istemezsin değil mi?'' Ib: Ig @/laurallix