Cadı Avı

5 1 0
                                    

Ertesi sabah Layla güneşle beraber uyandı. Zaten çok az uyumuştu, uyuyabildiği o kısa sürede de epey hareketli bir rüya görmüştü. Dolayısıyla Layla'nın yataktan berbat bir halde kalkması şaşırtıcı değildi. Tatsız olan, bunun tam doğum gününe rastlamasıydı. Akşam Nabu'nun gerekçelerini anlamaya çalıştıysa da, oğlanın davranışları onu gerçekten de sinirlendirmişti. Nabu bencildi böyle önemli bir günde Layla'sız olabiliyorsa, demek ki perinin varlığı onun için o kadar da değerli değildi. Layla güçlü ve kararlıydı. Yanında bir erkeğe ihtiyacı yoktu, özellikle de kendi isteklerini ona tercih eden, kibirli ve havalı bir prense. Su Perisi giyinip arkadaşlarını uyandırmaya gitti. Beraber kahvaltı ettiler. Ardından Enchantix'e dönüştüler ve ilk hedefleri Bulutlu kuleye doğru yola çıktılar. Layla, Trixlerin orada saklanabileceğini düşünüyordu. Trixler birçok defa, perilerin eski okulunu sığınak olarak kullanmıştı. Oraya vardıklarında Griffin'den onları kabul etmesini rica ettiler. Cadı, onları çalışma odasında ağırladı ve orada bulunma sebeplerini açıklarken Layla'yı dikkatle dinledi. Her ne kadar o da kaplumbağa için endişelenmişse de, kızların okulu aramasına izin vermedi. "Bana güvenin, Trixler burada değil," dedi kibar ama kararlı bir tonlamayla. "Son seferin ardından çok güvenli bir sihirli takip sistemi kurdurdum. İçeri girselerdi, kesinlikle haberim olurdu." "Ama müdür Griffin..." "Layla kendini benim yerime koy," dedi müdür. "Perilerin okulumda arama yapmalarına izin verirsem, öğrencilerin gözünde ne duruma düşerim? Lütfen sözüme güvenin, Trixler buraya gelemez." Layla derin bir iç çekti. Teşekkürler müdür Griffin. Onları başka yerlerde arayalım öyleyse," dedi. Winxler Bulut kuleden çıkıp hızla uçarak uzaklaştılar.  "Bir sonraki hedefimiz neresi Layla?" diye sordu Miusa. "Darkar'da ki yeraltı kalesi," diye cevap verdi Su Perisi. "Trixler eski işbirlikçilerinin sığınağına dönmüş olabilir." "Darkar kalesi mi?" dedi Stella, ürpermişti. "Yapışkan canavarlarla dolu, o karanlık ve çok soğuk yer mi?" "Güneş Prensesi, korkmuyorsun değil mi?" diye dalga geçti Bloom. "Ne de olsa artık sen bir koruyucu perisin." "Ne korkması!" diye bağırdı Stella. "Konu bu değil. Darkar Kalesi dağın derinliklerinde ve oraya hiç hiç güneş ışığı girmiyor. Biliyorsunuz ki ben ışık olmayınca güç kaybediyorum. Orada hiçbir işinize yaramam." "Hmmm, anladım..." dedi Bloom alaycı bir sesle. "O zaman ne yapmayı planlıyorsun?" "Dışarı da gözcülük yaparım," dedi Güneş perisi ve göz kırptı. "Eğer yardım gerekirse çağırırsınız, gelirim." Darkar kalesini saklayan dağa ulaştıklarında Winxler Stella'ya veda edip içeri girdi. Stella da dışarı da gözcülüğe başladı. Bayağı uğraştılar çünkü kale dağın derinliklerine gizlenmişti. Vardıklarındaysa mekanı terk edilmiş halde buldular. Aisha Tecna'ya döndü. "Göstergelerinde bir şey görebiliyor musun?" diye sordu. "Maalesef hayır." "Emin misin? Cadılardan iz yok mu?" Tecna kafasını iki yana salladı. "Eski zamanlardan arta kalan çok zayıf sinyaller var," dedi "Yakın zamanda burada cadı bulunmamış." "Aramaya devam edelim. Burası gizli köşelerle dolu." Periler Layla'nın rehberliğinde yeraltı kalesinin içine ilerleri. Tüm çabalarına rağmen aramaları bir sonuç vermedi. Burada cadıların gölgesi bile yoktu. Kalenin içinde geçen saatlerden sonra Winxler tekrar açık havaya çıktı. Aisha kendini biraz bitkin hissediyordu. Şu cadıları bulma işi tahmininden daha zordu. Arkadaşları çıkar çıkmaz "bir şey gördünüz mü?" diye sordu Stella. "Maalesef hayır," diye cevap verdi Layla. "Şimdi geriye sadece Valtor Sığınağı kaldı. Trixleri orada da bulamazsak başka nereye bakarız bilemiyorum." Winxler tekrar havalandı, ormana gidiyorlardı. Valtorla yaptıkları ittifak sırasında Trixler Selvafosca'daki boyutlar arası bir boşluğa kaçmıştı. Ekipmanı sayesinde Tecna, cadıların eski sığınağını eliyle koymuş gibi buldu. "Ne kadar korkunç bir yer!" diye bağırdı Stella içeri girer girmez. "Cadıların yaşadığını düşünürsek o kadar da fena sayılmaz," dedi Miusa. "Tavandan sarkan örümcek ağları ya da yarasalar yok." "Ne yarasası, ben dekorasyondan bahsediyorum, " dedi Güneş perisi. "O kadar demode ki...." "Stella!" diye bağırdı Winxler hep bir ağızdan. "Stella lütfen," dedi Layla, sabrını korumaya çalışıyordu. "Biz cadıları yakalamak için buradayız mobilyaları tartışmak için değil!" Winxlerin arayışı bir kez daha boşa çıktı. Tecna'nın aletleri hiçbir cadı izi saptayamıyordu. Layla sinirlenmeye başladı. O sırada Nabu ile buluşup el ele Magix'in sokaklarında gezinmek vardı. Onun yerine, Nabu'nun işleri ve bir türlü bulunamayan Trixler yüzünden hayatının en kötü doğum gününü geçiriyordu. Su Perisi çevresini inceledi ve bir ipucu aradı. Ama etrafına ne kadar bakarsa baksın, Valtor ve cadıların uzun zamandır el değmemiş eski sığınağında hiçbir iz bulamıyordu. Bir an göz ucuyla bir hareket yakaladığını sandı. Evet, arkasında bir gölge vardı! Nihayet onları bulmuştu! Aniden döndü ve sihirli sözcükleri söyledi. "Morfix saldırısı!" "Layla, hayır!" diye bağırdı Tecna. "Elektrot kalkanı!" Tecna'nın kurduğu kalkanın üzerine cam parçaları yağmaya başladı. Tecna zamanında yaptığı sihir ile arkadaşının saldırısından korunmayı başarmıştı. "Layla, delirdin mi?" dedi Miusa. "Ne oldu öyle birden?" "Göz ucuyla bir gölge gördüm," diye açıkladı Su Perisi. "Trixleri gördüm zannettim. Tecna kafasını iki yana salladı.  "O gördüğün az önce paramparça ettiğin aynadaki yansımandı," diye açıkladı. "Az daha hepimizi un ufak edecektin." "Çok üzgünüm," dedi Layla. Gerçekten yıkılmış görünüyordu. Bloom ona yaklaştı ve elini omzuna koydu. "Endişelenme," dedi "Herkes hata yapabilir. Sen biraz yoruldun sanırım. Haydi, eve gidelim artık." "Ama ya Trixler...." "Aisha üzgünüm ama Trixler orta da yok," dedi Flora tatlı bir sesle. "Alfea'ya dönüp başka bir plan yapmalıyız." Layla iç çekti. Gerçekten de bu unutulması gereken bir gündü.

Winx ClubHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin