Başım dönüyordu. Kafamın dönmesi ile birlikte titreyen bacaklarım sonucunda daha fazla dengede kalamadım. Yere düştüğümde fark ettiğim şey sadece başımın ağrımadığıydı, her yerim ağrıyordu, her yerime iğne batırıyorlamış gibi hissediyordum ve bir şeyleri algılama yetim yavaş yavaş kapanıyordu.
Sonra birini gördüm, uzaktan biri bana doğru koşuyordu bana geliyordu. Yüzünü seçemedim fakat kokusu çok tanıdıktı. Vücudum bana kim olduğunu anımsayacağım vakti sağlamadığından yapabildiğim tek şey o an için gözlerimi kapamak oldu.
***
Masonla dünkü konuşmamızdan sonra şerif departmanına gelmiştik ve şu an odada ise şerif ve masonla birlikte göz dili diye bir şey çıkacak olursa eğer, bugün ilk adımları bizim attığımızdan emindim artık. Camdan baktığımda ise bizi dinlemesine izin vermediğimiz beckynin öldürücü bakışlarına maruz kaldığım o an bunu uzatmamak ve kendimi de suçlu hissetmemek adına gözlerimi hemen önüme çevirdim. Özür dilerim becky ama durumun vaziyeti düşündüğünden çok daha derin.
Şerif daha fazla dayanamamış olmalı ki bu ölümcül sessizliği bozarak "evet ne var çocuklar" demişti. Evet, gerçekten de ne vardı ya da ne yoktu mu demeliydim. Ne diyecektim, nasıl giriş yapacaktım, theoyu istediğimizi nasıl söyleyecektim. Dün her şey çok daha kolay gelmişti oysaki. Sadece söyleyecektim ve bitecekti bu kadar zor olan neydi.
Mason benim cesaretsizliğimi görmüş olamlı ki konuya o giriş yapma kararı almıştı "bize theo lazım" demişti, hem de çok kolay bir şekilde, fakat şerif istifini bozmadan bakmaya devam ettiğinde mason da bozmamıştı kendini "biliyorsun şerif bu cinayetler için" diye devam ettirmişti.
"Hani karışmayacaktınız" evet çok mantıklı bir cevaptı açıkçası. "Ayrıca yanınıza çağırdığını rol model theo iken."
"E ama şerif yardım edebileceğimizi söylemiştiniz" demiştim sanki theo lafını hiç duymamışcasına.
"Evet fakat ben sizi çağırdığım müddet demiştim diye hatırlıyorum çocuklar yanlış mıyım?" duraksadıktan sonra "ve sizi çağırmadığıma göre theo olayı nedir?"
"sadece öneri şerif" şerif aynen dercesine başını sallarken bize alayla baktığı yüzündeki kokuyu almam için kurt olmama dahi gerek yoktu "sizin o aklınızdan ne geçiyor dökülün, size inanmamı beklemiyorsunuz herhalde" dedi hala alaylı bir tavırla. Eee yeter be sanarsın sevr anlaşması imzalıyoruz. "Sadece theo şerif bizden yardım isteseniz dahi tek başımıza bir şey yapabileceğimizi düşünmediniz herhalde değil mi?"
"Sadece theo mu? Şu an tek sorunumuz bu içerisinde bulunduğumuz durum değil çocuklar, farkında mısınız bilmem ama yardımcı olarak istediğiniz kişi theo farkında mısınız? O çocuğun bize neler yaptığını biliyorsunuz değil mi? Evet bize sonrasında yardım etmiş olabilir lakin bu onu iyi biri yapmaz çünkü o an için bize iyi davranması onun, o an ki çıkarlarına daha uygundu. Tanrı aşkına bunları şu an açıklamam dahi saçma geliyor ki hadi onu da geçtim ben size buna, bu göreve karışmayacaksınız ben izin vermediğim sürece demedim mi? Siz sadece yardım gerekirse bize katılacaksınız başka göreviniz yok demedim-"
Şerifin sözünü keserek "Şerif kusura bakmayın fakat durum eğer gerçekten de doğa üstü ise doğa üstü birinden yardım almadan sadece komiserler ile tüm bunları nasıl yapmayı düşünüyorsunuz. Hem de karşı karşıya kaldığınız tehdidin ne olduğunu dahi bilmeden. Biliyorum bizi tehlikeye çekmek istemiyorsunuz fakat yalan söylemeyin şerif size en çok bizim yardım edebileceğimizin sizde farkındasınız.
"Çocuklar bakın ben sadece sizi korumak istiyorum" hemen ardından söze atılmıştım "Biliyorum şerif işte tam da bu yüzden size bir şey diyemiyorum zaten çünkü sizi anlıyorum fakat gerçekçi olalım şerif, sürüden yardım almadan bunu yapmanız dahi çok zor olacak iken siz 2 kişi olan bize" Elimle bizi gösterip öne bir adım atmıştım "Bize dahi olaya karışmayın diyorsunuz hem de asla durmayacağımızı biliyorken." Evet şu an itibari ile olaya açık bir şekilde dahil olacağımızı söylemiştim. Ayrıca şerifin böyle düşünmesi dahi saçmaydı yani hadi be ordan "Bizim tek istediğimiz yanımıza destekçi"
