5.

80 8 12
                                    


"Ben yapmadım"
Evet, bu cümle son 1 saatir hayat felsefem gibi bir şey olmuştu lakin bunu sürekli onlara dayatmama
rağmen bana cevap verme zahmetine dahi girmeden beni sorgu odasına götürmüşlerdi. Ardından odaya giren adama her şeyi anlatmıştım ama o hiçbir mimik göstergesi olmadan beni dinlemiş ve tek kelime etmeden çıkmıştı. Odanın arkasının dolu olduğunu biliyordum lakin yine de garipti anlamamıştım açıkçası.

Birinin beni hatırlayıp burdan götürmesini bekliyordum yaklaşık 20 dakikadır bu lanet sandalyede düşünmediğim hiçbir şey kalmamıştı. Sonunda odanın kapısı açılmıştı beni götürmek yerine karşıma biri oturmuştu. Harika her şeyi başa mı almam gerek şimdi çünkü önümdeki kişi az önceki adam değildi ve kim olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu lakin çokta umrumda değildi şu an sadece bu boktan nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Ve yine o cümle "Ben yapmadım."

Sonunda beni kale aldıklarının göstergesi olarak konuşma zahmetine girmişlerdi "Peki neden oradaydın"

Harika bir soru!! Neden oradaydım? Pekala, kurt adam olduğumu dahi saklamıyorken dürüst olacaktım.

"William istedi" dediğimde hiçbir mimik belirtisi göstermedi. Adamlar kapalı kutu gibi "William, lunanın sevgilisi istedi yani anlıyorum" Ee düşününce kulağa biraz mantıksız geldiği doğrudur ama doğru ne yapayım şimdi.

"Peki william bunu sizden neden istedi" götüm tutuşmaya başlamıştı. "Katili bulmam için yemin ediyorum"

"Biz varken mi"

"Bu benim problemim değil. Ben sadece ona yardım etmeye çalışıyordum."

"Peki onuda anlıyorum fakat kafamı karıştıran konu" ellerini masada birleştirip önümde eğildi
"William neden o haldeydi gördüğüm üzere sizde hiçbir şey yok fakat william bunu nasıl açıklayacaksınız yoksa lunanın sevgilisinide mi öldürmek istediniz. Halbuki bize yardım etmek istediğinizi söylemiştiniz." William o halde derken?Doğru ya william oradaydı, kendi derdimi düşünmekten o aklımdan tamamen çıkmıştı. "O iyi mi?" dedim korkuyla.

"Evet, o iyi ama sizin sayenizde değil Dunbar."
Şu an da tüm hedef tahtaları beni göstermesine rağmen aşırı rahatlamıştım lakin odaya girdiğinden beri yüzünden hiçbir şey anlamadığım adama bir şey eklenmişti. Koku, karşımdaki adam şu an resmen beni test ediyordu, beni deniyordu. O yalan söylüyordu.

"Williama bir şey mi oldu?" dedim korkuyla. Sakın evet deme sakın evet deme "Hayı-" elimi masaya vurdum. Evet, istediğim cevap ağzından dökülüyor olabilirdi lakin kalbi kesinlikle aynı şeyi söylemiyordu. O, bana kesinlikle yalan söylüyordu.

"Nerde o"
"Üzgünüm, onu görmemiz imkansız. Bunu tahmin etmiş olmalısınız" dedi suratsızca. "Hem rol yapmayı bırakırsanız. Sonuçta ona yardım etmeye gittiğinizi söylemiştiniz onun ne halde olduğunu bilmeniz gerek."

"Ben rol falan yapmıyorum. Duydun mu beni? Size her şeyi anlattım o şu an nasılsa bununla hiçbir alakam yok aksine ben onu kurtarmak için orayadaydım anlıyor musun beni. Pusuya düşürüldüm tamam mı seni lanet olası herif. Şimdi bana onu gösterin."

Liam kontrolünü kaybediyordu. Onu her inkar ettiklerinde daha da çok deliye dönüyordu. Onu bu denli zorlamaları onu sinirlendiriyordu ve kendimi kontrol etmekte zorluklar çekmeye başlamıştı.

The sun, the moon, the truth liam her ne kadar tekrar etsede bir işe yaradığı söylenmezdi çünkü
adam susmuyordu ve liamı kışkırtmaya devam ediyordu.

Liama göre itici bir şekilde güldükten sonra "Lunanın öldükten sonra hem dişleri hem de tırnakları sökülmüştü peki william beyin neyini sökmeyi istiyordunuz liam dundar? Ya da daha mantıklısı söktükten sonra ne yapmayı planlıyordunuz bay dundar."

  Moonlight | ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin