6.

27 5 0
                                    

Merhaba ben liam, hem de az önce birçok kişinin öldürüldüğü dosyanın baş şüphelilisi olarak zirveye oturan liam. Evet bittim ben, başka soru? Kendi ellerimle kendi sonumu getirdiğime inanamıyorum. Karamsar falan değilim, gayette sıçtım yani. Bu kaldığım mapus damlarında yavaş yavaş zaman kavramını kaybetmeye başlamışken düşünmekten başka yapabileceğim hiçbir şey olmaması da iyice geriyordu beni. Nasıl kanıtlayacaktım ormanlık alanda gerçekleşen bir olayı? Zaten bu dahice hazırlanmış planda beni baş şüpheli olarak gösteren kişi her kim ise zaten bittim ben. Bir an katil ben miyim diye bile sorguladım kendimi.

Ben kendi içimde çatışma yaşarken içeriden bağırışma sesleri gelmeye başladı çok güçlü bir ses daha ben ne olduğunu anlayamadan dış kapının gıcırtılı sesini duydum

Yüzümü buruşturup olanları izlemeye başladım çünkü şu an theo elleri kelepçeli bir şekilde içeri girdi ben hala ne olduğunu çözemezken gardiyan çoktan theoyu demir parmaklıklar arasına tıkmıştı bile. Gerizekalı kim bilir içerde kimi dövdü de şu an burada.

Baktım ve sadece baktım. O da sadece gülümsedi ve güldü. En sonunda bakışlarım onu rahatsız etmiş olacak ki "Ne var sinirimi bozdu? Hem canım arkadaşımı ziyarete geldim kötü mü yapmışım?" dedi ve yine gülümsedi.

"İsteyen mi oldu" dudaklarını büzdü ama yine de gülümsüyordu "kırıyorsun ama" dediğinde beynimden vurulmuşa dönmüştüm ciddi miydi lan bu "Tanrım İnsanlar arkadaşlarını dar yoldan kurtarmaya çalışır, benimki benimle birlikte dar yola giriyor anasını satayım" dedikten sonra onun kıkırtısı doldurmuştu kulağımı ama sadece birkaç saniye çünkü hemen sonrasında bu kıkırtı bildiğiniz bir anırışa döndü. Bu denli gülmesini beklemiyordum ki suratına bön bön baktım, gülüşü de güzelmi- HÖST LİAM tm öyle bir şey düşünmedin sakin ol.

Theo benim içimde yaşadığım çatışmadan habersiz "ha arkadaş olduğumuzu kabul ediyorsun yani" dediği şeyle gözlerimi devirdim "kaşınma istersen" yine güldü.

Liam bunun üzerine kaşlarını çattı, şu an theoya gülmeyi nasıl yasaklayabileceğini düşünüyordu çünkü. Theo "ona da şükür" dediğinde refleksle "ha?" demişti. Liam, theonun yaptığı imayı anlamasada theo halinden memnun duruyordu. Liamı hiç umursamadan "Kay" dediğinde liam yine
"Ha?" demişti.

"Kay diyorum kay yatacağım"
"Haaa" demişti liam bu sefer anladığını belli edercesine. O yana kaydığı sırada theo yine gülmeye başlamıştı. "noldu?" dedi liam merak ederekten. "Kelime haznende çok genişmiş"

Gözlerimi kıstım" En azından bir haznem var birileri gibi sadece sırıtıp durmuyorum" deyip eski yerime geri döndüm, theo da bunu fark etti "Bana hava hoş" Ne?

Liam daha olanları kavrayamadan theo kafasını liamın bacağına koyup o küçücük uzun bankta cenin pozisyonunu alıp gözlerini kapattı.

Liam donmuştu daha önce bir erkekle bu kadar yakın temas ettiğini hatırlamıyordu o yüzden tepki veremiyordu "kalk lan" tık yok. "Lan kalksana" yok hala tık yok "liam bacağını ileri geri titrettiğinde theodan mızmızlanan bir mırıltı duymuştu. Liam dondu. O seste neydi öyle be. O sesi bir daha duymak istemiyordu çünkü garipti bunun yüzünden bacağını titretmek yerine yana kaymaya çalışmıştı lakin theo liamın bacağını kavrayıp onu durdurmuştu ve yine o ses...

Bacağındaki eller, o saçlar ve o ses. Tamam artık pes ediyorum yeter ki kessin o lanet çenesini.

***

tıkırtı sesleri
*
fısıldamalar
*
daha çok fısıldama...
*
güzel bir koku
*
uyuşukluk hissi ve bir baskı

gözlerim yavaş yavaş aralanırken görüşümün netleşmesi için birkaç kez göz kırpıştırdım. Sol tarafımdan gelen gıdıklanma hissini anlamak amacıyla kafamı çevirdim he boynuma sokulmuş birini gördüm ve geri eski yerime döndüm

Bir dakika ne?!!

Koynumda uyuya kalan theoyu iki saniye içerisinde yere boyladıktan sonra bir hışımla ayağa fırlamıştım o yerde yeni uyandığını belli eden birkaç inleme ile bana bakıp ne olduğunu yani daha doğrusu neden yerde olduğunu sorgulamaya başlamış iken kıvranışı çokta umrumda değildi çünkü şu an tek odağım karşımızda bizim suçumuza ortaklık etmiş ve bizi hafifi kıkırtılar ile birlikte izleyen çocuklara susmaları için ellerim ile beni anlayacaklarını düşündüğüm abuk subuk hareketleri yapmakla meşguldüm.

"Ne yapıyorsun" ne ben mi? Allah allah sadece yere attım seni hem bunu bu kadar sorun edecek ne var theocum ya "neden yerde olduğunu bilmiyorum" tamam kaçacak yerim olmadığı için biraz tırsmış olabilirim, kıkırdadı. Aman sen anca kıkırda zaten boz ayı.

"Ne gülüyorsun komik mi?" onun yüzünden çocuklarla konuşmam da bölündü zaten "Neden yerdeyim demiyorum zaten, ne yapıyorsun diyorum"

"Ya bir sus theo ben düşürmedim diyor- Ha ne?"
Bir an duraksadım "Ben ne mi yapıyorum, duruyorum?"

Tamam çocuklarla sessizce anlaşmak için ellerimi abuk subuk sallıyor olabilirim ama ne var ki yani bunda?

Tam theoya cevap verecektim ki kapının sesi buna engel oldu

"Dr. Deaton"

Bu kadar uzun bir zamandan sonra ne kadar uzun bir bölüm dimi ama 😭😔😔 yani bende haklıyım bence neden mi? Bakın şimdi hikayeye başlamadan önce senaryosunu finaline kadar düşünmüştüm aslında lakin o kadar uzun bir süre geçti ki yazdığım notlarım da silinince kaldım boşlukta 😭 ne yapcam ben yardım

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

  Moonlight | ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin