Küçüklüğümün salıncağına gidiyorum, asla eskimeyecek o paslı salıncağa.
Bazen bana ne olduğunu merak ediyorum, burada sallanırken artık eğlence değil huzur bulmak istemem garip geliyor.
Bütün o bağırışmalardan küçüklüğümde yaptığım gibi kaçmak istercesine sallanıyorum orada hep.
Zihnim o kadar meşguldü ki kendimi dinlemeyi unutuyordum her zaman, şimdi buna ihtiyacım vardı, ne sevdiğimi ne istediğimi bile unutmuştum.
...
Eskiden burada hızlanmaya korkardım şimdi ise gözlerimi kapatıp sadece bunu yapmak istiyorum, her şey eksik gibi, kendim, korkularım, insanlar, bağırışmalar.
...
Artık korkmadığımda sadece kendimi dinledim, nasıl bu kadar huzura ve kaçmaya ihtiyacım olduğunu düşündüm, sahi ben bu yaşımda nasıl bunları hissedip düşünüyordum? Asla bu hislerin ciddiye alınmamasının nedeni bu muydu? Belkide ben ruhu erken solmuş bir insandım.
...
Çiseleyen yağmurun sesiyle, kulaklarıma dolan huzurlu rüzgarla, dudaklarımdaki melodiyle beraber buna ne kadar ihtiyacım olduğunu farkettim.
...
Teşekkür ederim salıncağım, bana bunları yeniden hissettirdiğin ve huzurumu biraz olsun geri verdiğin için.
Teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Stories.
General FictionKendi Kafamadaki hikayelerimi yazacağım sadece. Tek istediğim kafamı boşaltmak için yazmak, umarım seversiniz.