27: Birkaç Yetenek

64 16 2
                                    

"Yaparız artık bir şeyler çok da kasma" içten içe borçlu olduğunu ve bunu telafi etmeyi düşünerek konuştu.

Kız salya sümük ağlayana kadar durmayacak gibi görününce telaşa kapılarak konuştu.

"Tamam, tamam! Az da olsa birkaç yetenek biliyorum!" Kız umut ve tereddütle başını kaldırdı. Sanki tatmin edici bir cevap almayınca tekrar ağlayacakmış gibiydi.

Çaresizce çenesini kaşıyarak itiraf etti. "Babam askerdi, onun verdiği temel eğitim var. Gazi olsa da sonra... ve.. ve.."

"Tavla oynayabiliyorum! Evet, tavla!" Heyecanla bağırdı.

Kız "..."
Ona daha da mağrur bir suratla bakınca mırıldandı.  "Sıçtık..."

"Gümüş örme! Takı sanatı, kilim örme, kendi kendime avlanabilirim, yemek yapabilirim, çiftçi olarak ve hayvan işlerinde uğraştım.."

Bu nedir?
Neden saydıkça daha da değersiz hissediyor?!

Ter basmaya başlarken hatırlamak için kendini zorlamaya devam etti.

"Avlanabildiğim için av tüfeği kullanabilirim, ayrıca..."
Ninesi, annesi ve babasının dışında kendisiyle birlikte 10 kardeşlerdir. En küçüğü olduğu için en gözdedir de aynı zamanda. Meraklı, asi ve enerjikti. Bu nedenle her gün teftiş yapar gibi bir kardeşinin yanına giderdi. Zamanla onlardan da birkac beceri öğrendi.
Birisi babası gibi askerliğe gitti, bu başlangıç ona da aynı zamanda sıfırdan bilgilenme şansı sunmuştu. Diğeri ata mesleği olan gümüşçülüğe, diğeri hayvancılık sektörüne girdi. Bunlar zaten saydığı yetenekler. Gözleri nostaljiyle parlarken heyecanı dinerek daha çok özlem ve geçmişi yad eder bir tonda devam etti.
"Asçılık..evet.." gözleri puslandı. Annesi gerçekten bu konuda yetkindi. Bunu tekrar etmeden edememişti.
"Şöforlük ?" Köy alanıydı ve tembel abisinin en basitçe girdiği işti. Ama onun gibi manyak kişiliğe sahip olunca işte iki kardeş çılgınca bir şeyler yapabiliyordu bazen. "Otobüsle drif atmak sayılır mı?"
Modern zamanın daha yakın olduğu dönemlerde ise jet bulup takmışlar ve sonra tüm köyü trafik cezasına mahkum brakmışlardı.

Kız "..."
Ne dediği hakkında hiçbir fikri yoktu ama kesinlikle iyi bir şey olmadığına emindi.

Nine kendi kendine dalmış gibi büyülenmiş bir ifadeyle devam etti.

"Ayrıca otobüsle parkur işlerine de girişmiştik yani deneyimli sürücüyümdür!"

"Kasaplık da bilirim" gururla göğsunü okşadı.

"Kahvehane isletmek falan da!"

"Ticaret de yapmışlığım vardır aynı zamanda!"

"Öğretmenlik yapabilirim!" Bakmayın asi olduğuna, bir abisi eğitim sektörüne girince onun da yolları açılmıştı. Hala okumak belki o zamanlar aklına gelmemişti belki ama abisinin her hareketini gözlemlemiş ve hatırlamıştır.

"Imamlık!"

Evde gerçekten bir imam çıktı...

İç çekti.

"Son olarak oymacılık" gözlerini yumdu.

Ne çok anı, ne çok hatıra geçmişti. Ama şimdi hepsi gitti ve geride sadece soluk anılar bıraktı.

"Vay! Çok fazla!" Kızın gözleri parıldayınca irkildi.

Gerçekten, bilmeden bu kadar çok işte uğraştı mı cidden!

Bunu düşününde o da şaşırdı. Elbette bunlarla sınırlı degildir ancak yine de yetkinlik alanları bunları.

Tekrar iç çekti.

"Çocuğum, ben sana işe yaramazım demiyorum. Sadece tarihi bir general ya da komutan olsaydı, bir lider veya da bilim adamı olsaydı kesinlikle en iyisi olurdu. Ama benim gibi motivasyonsuz ve tembel birisi oldu..."

"Nine, nine! Sen tembelsen biz neyiz be! Yaşayacak alan bırak biraz da!"

Şaşırdı.

Önceki hayatında gerçekten öyle miydi ? Yoksa sadece huzuru mu aramıştı.. ya da... insan içine karışmayı?

Gözleri kamaştı ve ağlamak istedi. Hep böyle değildi, böyle emekli hayatına düşkün..tembel..aksine bir başına kaldığını fark ettiğinde öyle olmaya başlamıştı.  Ölümün nefesini ensesinde hissetti ve azrailin gelmesini bekledi. Bu şekilde hiçbir işe başlamaya da yeltenmemiş ancak boş bir şekilde sokaklarda gezmiştir. Zaten bitiremeyeceği bir işe neden başlasın ?

İç çekti ve ruha benzeyen çocuğa baktı.

"Seni ailenden ayıran bir ben değilim çocuk" tekrar iç çekerek çocuğun saçını okşarken konuştu "sen de beni ailemden ayırdın"
Ölüp de yanlarına gidecekti. Ama gitmek yerine kendini burada bulmuştu...

"Hehe" kız yaramaz bir ifadeyle gülümsedi.

"Ama bu nasıl olur ? Bir taş ? Ölüyü diriltebilir mi ?"

Kız omuz silkti.

"Haah, yani bilmediğimiz hala pek çok şey mevcuttu hm?"

"Nine, nine" kız kıyafetinin köşesinden çekerek ona seslendi. "Üzülme, taşı aldığımda gelecek kişiyi düşünürken güçlü, akıllı ya da lider olmasını düşünmemiş olabilirim. Evet, o liderleri, o büyük ataları aramadım. Ama sen. Benim tanımında sen geldin"

Kadın ilgiyle bekledi.

"Ben, bu dünyada en iyi hakimlik kuracak kişiyi diledim"

Yaşlı kadın irkildi.

Masum gibi görünen kizdan bu sözleri beklemezdi.

"Dileğim ise-"

"Ey merhametli tanrı! Parcacığın ile duy sesimi ve bana kulak ver. Ruhlar aleminden birine ulaş ve bana cevap ver. Bedenimi buna adak olarak sunar ve sana tapınırım. Sonucunda uygun adaya haber ver!"

"Dileğim en iyisi ya da en büyüğü değildir. Tarihin öne attığı kişilerin şartlar dahilinde şekillendiğini de bilirim. Öyleyse bana bu evrene hitap edecek birini ver. Hırsıyla durmasın, asi, başına buyruk ve bağımsız olan, ögürlüğüne tapınan birini ver ki, ilerledikçe her seferinde bin adım atsın, geçtiği yerden güç ve kudret, bilgeliğiyle taraf toplasın.

“Türkler savaşmaya başlarsa, şeytanı cehennemde esir alır.” demiş atalarımız, bana şeytanı esir alacak bir elçi gönder!"

Gözleri genişledi ve neredeyse dengesini kaybedecekti.

Bu tanımların hiçbiri ona uymuyor!

İçinden yanan bir ateşle yumruğunu sıktı ve eğilerek sordu.

"Söyle! Ne istiyorsun!"
Bu sefer karşısındaki kişiye basit bir kız olarak bakamazdı.

"Yeniden yükselişi ve şahlanışı diliyorum. Ben eski zamanları arzuluyorum!"

Eski ihtişamı arzuluyorum!
Bu her modern zamandaki kişinin dileği degil de nedir ?!

"Ama-" kız başını eğdi ve aglamaklı bir ifadeyle devam etti. "Sorun bu olsaydı eğer gerçekten bu kadar ileri gitmezdim. Batsak da çıksak da kendi imkanlarımızla ilerleriz. Atalarımızı rahatsız edecek kadar saygısız değiliz."

Dudakları titreyerek kızarmış gözle devam etti.

"Uzay canavarları var. Gelecekte... evet gelecekte! Gözümü açtığımda 10 yıl sonraya gelmiştim."

Duyduğunda inanamayarak dinlemeye devam etti.

"10 yıl sonra insanlığın katledilişi var. Ben bunu değiştiremem. Bu taş tek ve türüne özel. Tesadüfen keşfediliyor gelen kişi ise..." irkilerek adını fısıldadı.

-Devam Edecek-

Sizce kim ?

Born in the future...Grandma?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin