Born in the future...Grandma?!

53:Sözleşme

"Hoşgeldin"

Amiral:...

Kapıdan çekildi ve amiral içeri girdi.

Seren "..."

"Anlaşma şartlarını müzakere etmeye geldim. Sonunda bunu askeri bir belgeyle mühürleyeceğiz"

Seren "..."

Seren de ardından ilerleyip oturdu.

"Anlatmaya başla" amiral sessizce ona baktı.

Seren "..."

"Kendi işimi kuracağım ama bunun için tek başına yetersizim" iki tarafın da bildiği bir şeyi sakınmak güvene ihanet eder. Bunun yerine açık bir şekilde itiraf etti. Daha fazla detaya giremeden amiral onu böldü.

"Sana yeterli desteği sağlayacağım. Liste yapıp vermen yeterli. Tüm yetki sana devredilecek. İhtiyaç olduğun parayı alabilirsin. Yaptığın iş sonunda gelen miktardan harcanan çıkarılacak ve net kar ikiye bölünecek.

Kabaca anlaşma bu şekilde değil mi ?"

Kısaca bu bir yatırımdı.

Seren başını salladı.

"Bunun ölü bir yatırım olması takdirde zararımı nasıl karşılayacaksın?"

Seren bir süre sessizleşti.

"Ne istiyorsun ?"
En sonunda sormaya karar verdi.

"Yatırım sonucundan bağımsız olarak sana bir yıl veriyorum. Bir yıl sonunda sonuçtan bağımsız olarak vasim altına gireceksin. Başarılı olursan devam etmen adına yardımcı olacağım.

Başarısız olduğun takdirde harcanan tüm miktar hesabına borç olarak düşülecek"

Seren "..."

İki türlü de bu adam karda!

Bir yanda yattığı yerden para kazanıyor öbür yandan bir köle kazanıyor!

Dudakları seğirdi lakin sonunda kabul etti.

"Öyleyse anlaşma maddelerini yazıyorum"

Optik beyni açarak resmi kimlik bilgilerine gelerek anlaşma oluşturdu. Sonunda tek tek maddeleri sıraladıktan sonra ona yolladı.

"Dijital imza oluşturmamış olmalısın. Bunun için parmak izi gerekiyor"

Seren ona gönderilen anlaşmaların maddelerini tek tek inceledi. Kaba vr belirsiz konuşma adamın elledinde hızlıca detaylı ve tek tek maddelendi. Anlaşma sonucu ne olursa olsun bir yılın sonunda başarılı ya da başarısız kabul edilecekti. Gerçekten eksiksiz ve tarafsız görünüyordu ve o bir sorun bulamadı.

Ama yine de emin olamıyordu.

"Ah lavabom geldi!" Hızla yerinden fırlayıp rastgele bir odaya daldı ve resmi anlaşmayı açarak Barshan'a sordu.

"Nasıl?"

Optik cihazı bir süre sessiz kaldı.

"Anlaşmayı inceledim. Herhangi bir sorun görmüyorum.  Tek sorun başarısızlıkla sonuçlanırsan ortaya çıkıyor." Optik cihazdan kısık bir ses geldi.

Bir süre duraksadıktan sonra sordu Seren.

"Bu gerçekten iyi mi ?"

"Risk almak zorundayız. İğneyle toprağı kazabiliriz ama etkisi malum..."
Bir deyimle örneklendirdi Barshan.

Seren de şu dünyadaki gücünün farkındaydı.

"Kaybedemeyiz. Atalarımız yıllar boyunca özgürlük adına canlarını vermişti ve aynı deli kan bende de akıyor. Asla bir yere sabit yaşamam"
Seren kararlı bir ifadeyle anlaşmayı onaylamak adına parmağını bastırdı.

"Seni destekleyeceğim!"
Barshan kuvvetli bir sesle destekledi.

Seren yavaşça odadan harekete geçmeden önce gözleri belgedeki isme takıldı.

"Lan Tuanlu"

Ne ... sahte bir isim...

O sırada içerideki adam da suskunca belgeye bakıyordu.

Amiral bir anda anlaşmada beliren 'onay' simgesine bakarken gözleri kapıya takılmadan edemedi.

Kısık sesle de olsa duyabiliyor. O, dövüş sanatları dünyasındaki sınırlarına meydan okuyan insan. Kaldı ki herhangi bir o dünyadan gelen kimse bile hassas kulaklara sahip olurdu.

Atalarımız ? Böyle 'soysuz' ve hatta kimsesiz bir gezegende, köklü aileden gelme bir kelimenin ortaya çıkması oldukça beklenmedik. Dahası içeride hiç birisinin varlığını sezemiyor. Eğer o duyduğu yabancı ses olmasaydı o çocuğun deli olduğunu düşünecekti.

Optik aracılığıyla mı biriyle konuşuyordu ?

Bunca zamandır iletişim halinde olduğu biri ?

Bu çocuk gerçekten göründüğü kadar masum da değildi.

Sonunda bakışlarını indirdi ve belgeye imzasını bastı.

Seren yavaşça odadan çıktı ve karnını ovarak "Oh be! Rahatladım!" dedi.

Barshan "..."

Amiral "..."

-Devam Edecek-