❗❗❗Kitaba birazcık (🤏🏻) reklam yapmam gerekiyor ama video fikrim yok, yorumlardan panodan ya da dm kutusundan fikir belirtirseniz gotumu veririm (tuzak) ❗❗❗
Veee bolum 👇🏻
"O kimdi?" Jisung arabaya bindiği anda Hyunjin'in Minho'nun koluna yapışması bir oldu, Minho da hızlı şekilde onun koluna yapışmıştı. "Hyunjin-ah neler oldu bilemezsin!" Heyecan ve hızla dediği şeyle Hyunjin heyecanla başını sallamıştı.
"Dedikoducu mahalle teyzeleri gibisiniz." Changbin gelen çocuklardan birinin ayakkabısını çıkarırken onlara seslendi. "Sensin o." Changbin tam Hyunjin'e cevap vericekken Minho Changbin'e döndü. "Changbin ben burada neler yaptım sen ne diyorsun ya!"
Changbin Minho'nun 5 gündür olmadığını hatırlaması ile ayağa kalktı, "Harbi lan sen neredesin?" Minho başını sallayarak gözlerini yere düşürdü. "Hiçbir değerim yok bu anaokulunda."
"O kadar da merak etmemiştim." Changbin içeriye girecekken Minho hızla önüne gidip ondan önce girmişti. "Tamam çok ısrar ettiniz anlatıyorum."
Dediğinde Hyunjin göz devirdi.Minho 5 gün içinde yaşadığı her şeyi anlattığında, Hyunjin ellerini ağızına götürüp Changbin'e döndü. Changbin de ona dönmüştü, "Akşam spor salonuna birlikte mi gitsek?" Dediğinde Hyunjin Changbin'in omzuna sertçe vurdu. "Konu o mu sence?" Tüm çocukların üçlüye dönmesiyle Minho'nun gözleri Dohwa'yı aradı. Birileri ile oynadığını görünce derin bir nefes verdi, Hyunjin çocuklara dönüp gülümsedi.
"Devam edin, omzunda sinek vardı. Changbin hyungu yemesin diye yaptım!" Changbin bahanesinin iğrençliğine kusacak gibi yaptığında Minho onlara döndü. "Hangi işi yapıyor acaba?"
"Bize ne Minho?"
"Merak ediyorum, ya mafyaysa. Ben bir mafyayla kalmış olurum en yakınınız ölürse siz ne yaparsınız!" Minho kendini acındırıp sahte göz yaşlarını sildi.
"Hetero mafyalar sarmaz ki!" Hyunjin'in dediğiyle Changbin derin bir nefes verdi, "Tek sorun o mu sence?" Dediğinde Hyunjin başını olumlu anlamda salladı.
"Hetero değil bisexual zaten." Kafalarını kaldırdıklarında tanımadıkları sese döndüler.
Minho rezil olduklarını içinden geçirirken ne kadarını duyup duymadığı da onu yiyip bitiriyordu.
Bol gri tişörtü, altında bol siyah bir pantolon ve üstünde ince olduğu belli siyah hırkası olan çantalı bir çocuk vardı karşılarında. Yüzü çok korkunç denebilirdi, hayır öyle bir korku değil. Hoş bir korku, baktıkça bakmak istiyorsunuz. Dohwa'nın çocuğa koşması ile çocuğun korkunç güzelliği bir anda neşe saçan bir gülümsemeye döndü, eğilip Dohwa'ya sarıldığında Minho araya girdi.
"Kimsiniz?"
"Yang Jeongin."
Jeongin elini uzattığında Minho gülümseyerek sıktı. "Jisung mafya değil Junglim mimarlık şirketinin CEO'su."
Hyunjin ve Changbin, Minho'yu rezil olması ile başbaşa bırakıp arkada kahve içerken Jeongin'in duyduğu ile Hyunjin ağzındaki kahveyi püskürtürken Changbin gözlerini kocaman açarak ona dönmüştü,
"Junglim?" Dedi şaşkınca Hyunjin.
"Kore'nin en iyi mimarlık şirketi?"
"Dünya'nın!" Sessiz ama hırslı bir şekilde Changbin'i düzeltti Hyunjin. İkili hala şaşkınken Minho'da bir o kadar şaşkındı. "Oha." Kelimesi döküldü aklından sadece. Lüks arabalar, pahalı kıyafetler ve karısının en iyi markalardan giyinmesine şaşırmamak gerekliydi.