8 ; Balım,

914 103 74
                                        

Daddy fantezisini biri istediği için yazdım lütfen dmden konuşurken annecik şakası yapmayın utançtan hesabı silcem, ve bölüm kısa çünkü bilmiyorum

Jisung uyandığında beline sarılı bacaklar ile gülümsedi, bir bacağın üstünde olan elini yavaşça onu uyandırmamaya çalışarak çekti. Başını Minho'nun boyun girintisinden bir öpücük bırakıp kaldırdı. Minho'nun bedeninden çekilip ayağa kalktı.

Dolaptan üstüne rastgele bir şeyler giydikten sonra yerdeki kıyafetleri toplayıp kirli sepetine attı, Minho'nun uyurken mırıldanmalarını duyması ile gülümsedi. Uyanmaya yakın olduğunu anladığında yanına uzandı, Minho Jisung'a sarılıp başını göğüsüne koyduğunda Jisung saçlarıyla oynadı.

Minho gözlerini açtığında karşısında saçları ile oynayan beden ile gülümsedi, gözlerini kapatıp tekrar başını Jisung'un göğüsüne yerleştirdi. Jisung saçlarıyla bir süre oynadıktan sonra Minho'yu çenesinden kaldırıp dudaklarına ıslak ve uzun bir öpücük bıraktı.

Karşısındaki bedenin kıyafetlerinin giyilmiş olduğunu gördüğünde gözlerini kısarak baktı.

"Ben niye çıplağım amına koyayım."

"Hatırlatmamı ister misin?" Jisung'un eli Minho'nun belinden aşağı inerken Minho göz devirdi. "Saat kaç?" Dediğinde Jisung masanın üstündeki analog saate bakıp cevap verdi, "3'e geliyor."

"Öğlen üç mü? İşe geç kaldım!" Jisung başını olumlu anlamda salladı, Jisung'un üstünden kalkacakken Jisung izin vermedi. "Changbin ve Hyunjin'e mesaj attım, halledecekler."

"Baştan desene aptal.. Ama yine de geç oldu. Dohwa ne oldu hâlâ Felix mi bakıyor?"

"Saat 5'te yattan iki kişi için normal geç değil." Jisung uykulu halde ayağa kalktığında Minho dediğine göz devirdi. "Çok gıcıksın." Jisung dolabından rastgele bir tişörtü ve şortu alıp yatakta oturan Minho'nun yanına döndü. Minho hâlâ söylenirken Jisung tişörtü ona giydirip şortu giydirmek için eğildi. "Kaldırsana bacağını." Diyerek bacağına acıtmayacak şekilde vurduğunda Minho bacağını kaldırıp tekme attı.

"Yavaş olsana hayvan herif! Her yerimi ağrıtmışsın zaten, mal."

"Ben ne yaptım? Sen yamuk yatıyorsun!" Şortu giydirdikten sonra vurduğu yeri okşadı. "Bugün evde mi olacaksın?" Minho başını olumlu anlamda salladı. "Temizlik, eşyaların yerleri, paketleri açmak falan lazım böyle durmasınlar." Jisung yanına oturup bacaklarını kucağına aldı.

Eli bacaklarında gezerken Minho'ya döndü, "Akşam ben geldiğimde birlikte yapardık." Minho başını olumsuz anlamda salladı, "Dohwa akşam eve gelsin işte, akşam yaparsak yarına kalır Dohwa'nın gelmesi."

"Dohwa'yı özledim." Minho dediğine eklediğinde Jisung gülümseyip dudağına bir öpücük bıraktı, kalkacakken Minho elinden tuttu. Arkasını dönüp ne olduğunu sorarcasına başını salladığında Minho da ayaklandı.

"Jisung, eğer erken olduğunu düşünüyorsan ya da bilmiyorum. Özür dilerim konuyu açmak istemiyorum ama karın öleli çok olmadı belki ondan dolayı bir çekim duyuyorsundur, hazır olduğumuzu düşünmüyorum."

"Birlikte hazır oluruz o zaman." Minho anlamaz gözlerle baktığında Jisung Minho'nun ellerini kavrayıp karşısındaki bedenin ellerine bir öpücük bıraktı.

"Sevgilim ol, açıklamak ya da birine hesap vermek zorunda değiliz."

"Sadece bir çekimse ya, ben buna kapılıp sensiz olmak istemiyorum."

"Bensiz bırakmam o zaman seni."

Kapı çalma sesiyle Minho ayaklanıp kapıya yöneldi, zaten yeterince şu konuşmadan utanmıştı. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü Dohwa ve Felix'le gülümsedi. Dohwa'yı kucağına aldığında Felix, Minho'yu süzdü. "Kapatıcın var mı?" Dediğinde Minho anlamayıp başını salladı. "Hass-" Anladığı sırada Jisung Minho'nun ağzını kapatıp Dohwa'yı kucağına aldı.

"Hoş geldin prenses! Hadi odana gidelim. Bakalım beğenecek misin? Minho'nun işi var hem."

Jisung Minho'nun yanağına öpücük bırakıp çocuk odasına yürüdü. Felix içeri girerken hala garip garip bakıyordu. "Ne oldu size?"

"Ha, hiç."

"Bara falan mı gittiniz, Minho sert kız seviyorsun sanırım." Felix Minho'nun boynuna bakarak güldüğünde tişörtünü çekiştirdi Minho. Felix suyundan yudum alırken Minho çaprazında oturdu.

"Kızları değil en yakın arkadaşını."

Felix öksürmeye başladığında Minho sırtına hafifçe vurdu. "Siktir, ne?"

"Hiç."

Felix anlamaz gözlerle bakarken Jisung Dohwa'nın odasından çıkıp salona geldi, Minho'nun yanına oturup kollarını beline sardı. Boynuna bir öpücük bıraktığında Felix'in garip bakışlarına maruz kaldığında ona döndü.

"Gitsene sen."

"Ne kadar kabasın?" Felix Jisung'a garipçe baktığında Jisung ondan önce lafa girdi. "Git işte Dohwa'ya yardım et oyuncaklarını dizsin." Felix başını olumlu anlamda sallayıp oflayarak kalktı. "Yalnız kalın anca."

"Lee!" Felix Jisung'un bağırmasına kıkırdayıp Dohwa'nın odasına gitti. O odaya girdiğinde Jisung Minho'nun belindeki kollarını daha da sıkılaştırdı.

"Ne yapıyorsun?"

"Sadece böyle kalalım mı? Bir süre."

Parent, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin