*elli üç

4.2K 425 124
                                    

"kendimi sikeceğim şimdi."

Eray'ın milyonuncu küfründen sonra Araz dayanamayarak yüzünü sıvazladı. "ulan madem bir bok yedin, ne diye çocuğa dikleniyorsun?" diye sordu haklı olarak.

Eray dudağını büküp boş gözlerle baktı Araz'a. "o an ne yapacağımı bilemedim ki amına koyayım," dedi kendini savunmak için. farkındaydı dibine kadar haksız olduğunun ancak kendini de bir türlü açıklayamıyordu. tekrar bir of çekti ve koltuktaki yastıklardan birini alıp yüzüne bastırdı.

o sırada kapının çalması ile ayağa kalktı Araz. kimin geldiğini öğrenmeden önce Eray'a baktı. her ne kadar göz göze gelmeseler de Eray bunu fark ederek, "Kaan gelmiştir. onu da çağırdım," dedi.

Araz tebessüm edip kafasını salladı ve kapıya yöneldi.

kapı açılır açılmaz Kaan'ı görmesi ile, "Eray'ı hayata döndürme servisine hoş geldiniz," dedi kendi espirisine gülerek. Kaan genç oğlana anlamsız bir bakış atıp içeri girdi. "telefonda sesi kötü geliyordu. şu an nasıl?"

Araz, Kaan'ın arkadaşından kapıyı kapatıp eliyle salondaki oğlanı gösterdi. "sence nasıl?"

Eray, Araz'ın bıraktığı gibi yüzüne yastığı bastırırken Kaan'ın sesini duysa bile pozisyonunu bozmadı. Kaan ise çatık kaşlar ile ceketini çıkarıp tekli koltuğun üstüne bıraktı. "son çare olarak kendini mi öldürmeye karar verdin amına koyayım?" diye sordu ve Eray'ın yanına oturdu.

"evet," diyerek cevapladı Eray. yastıktan dolayı sesi boğuk çıkmıştı.

Araz da Eray'ın diğer tarafına oturdu ve yüzündeki yastığı sertçe çekti. "niye Bora'yla yüz yüze konuşmuyorsun?"

Araz'ın haklı sorusu ile Eray alayla güldü. "aynen. zaten o da benimle konuşmak ister," deyip kollarını önünde birleştirdi. Kaan yan dönüp iki genci daha rahat bir şekilde görerek, "ikiniz de susacak mısınız?" dedi.

Eray'ın bakışları bu kez Kaan'a dönünce, "en azından bana olan öfkesi dinsin biraz," deyip omuz silkti.

"oldu amına koyayım hatta bir ay hiç konuşmayın. adam öfkelenmekte haklı ve bunun dinmesini beklersen aylar geçecek," diye konuştu Araz. Eray, Araz'ın haklı olduğunu fark ettiğinde istemeden gözleri doldu. "haklısın, belki de beni hiç affetmez bile. iğrenç biriyim ben," dedi sesinin titremesini umursamadan.

Kaan elini Eray'ın bacağına koyup, "abartma sen de Eray, iğrenç falan değilsin. sadece biraz aptalsın," dediğinde Eray'ın dolu gözleri Kaan'ın buldu.

genç oğlan yutkunup, "sağ ol cidden," dedi. Kaan ise omuz silkerek, "ne? sanki Bora'ya ben yalan söyledim. üzgünüm ama seni haklı bulacağım bir şey yok ortada Eray," dedi. Araz da hak verircesine mırıldandığında Eray kafasını geriye yatırdı.

akmamak için direnen göz yaşlarını her an serbest bırakmak üzereydi. sevgilisini hiç bu kadar sinirlendireceğini düşünmemişti. evet, yalan söylememeliydi ancak olayı büyütmek istemediği için yapmıştı bunları.

canı çok fazla acıyordu. kalbinin ilk kez böyle ağrıdığını hissediyordu ve ona iyi gelecek tek şey yine Bora'ydı. kendisi bile bu haldeyse o nasıldır diye düşünmeden edemiyordu. iki gündür yemek yemiyor, geceleri sevgilisini düşünmekten uyuyamıyordu. kendini o kadar berbat hissediyordu ki gidip Yiğit'i dövmek istiyordu; ancak çözümün bu olmadığını da biliyordu.

kendine olan sinirini çıkaracak bir şey bulamamıştı hâlâ. en son Bora'nın karşısına çıkıp kendini dövdürmeyi düşünmüştü. tabii bunu Araz'a anlattığında genç oğlandan bir yumruk yemişti.

o yumruk bile Eray'ı kendine getirmeye yemişti.

"neden Yiğit'le aynı masadaydın peki?"

Kaan'ın aniden sorduğu soru ile Eray'ın bakışları da onu buldu hemen. "kız arkadaşım Aslı ile oturuyorduk, sonra birden masamıza Yiğit ve arkadaşları geldi. ikimizin de ortak arkadaşları olduğu için kalkarsam ayıp olur diye düşündüm," diyerek yanıtladı Eray.

Araz bunalmış bir ifade ile Eray'ın tişörtünün etekleriyle oynamaya başlarken, "kafanı sikeyim," diye mırıldandı.

Eray keyifsizce güldü ve "ben de," deyip elini saçlarına götürdü.

Kaan Eray'ın yüzündeki ifade ile daha da üzülürken, "pişman mısın kalkmadığına?" diye sordu. cevabını bilse bile söyleyecek başka bir şey gelmedi aklına.

Eray kafasını ağır ağır salladı. "it gibi pişmanım. bunun Bora'ya sıçrayacağını bilseydim o gün dışarı bile çıkmazdım amına koyayım."

Araz oflayıp genç oğlanın tişörtünü parmağına dolayıp açarken, "şey yapsak..." deyip diğerlerine bakmadan söze girdi: "...Merter ile konuşayım, ikiniz için bir ortam ayarlayalım. hemen ardınızda da biz oluruz, eğer kavgaya başlarsanız müdahale ederiz. veya düzgünce konuşup barışırsınız."

Kaan genç oğlanın anlattıklarını mantıklı bulurken, "olabilir aslında," deyip onayladı onu. Eray da kafasını sallarken Araz ikisiyle de göz teması kurdu. "ama Bora'yı nasıl ikna edeceksiniz? istemez ki beni," dediğinde Eray, sesi tekrar titredi.

Araz dayanamayıp genç oğlanı kolları arasına aldı ve göğsüne çekti. "oğlum ağlama sakın, döverim seni. ne kadar kötü hissettiğini ve hatalı olduğunu söylesen Bora affeder zaten seni," deyip çenesini Eray'ın saçlarına koydu. genç oğlanın onu görmemesi işine gelmişti çünkü Araz'ın gözlerinden bile belliydi bunun hemen mümkün olmayacağı.

ancak Kaan bunu fark ettirmemek için, "aynen öyle, Bora seni çok seviyor lan. gözlerine bakması bile yetecek," dedi ve gülümsedi.

Eray burnunu çekip bir Kaan'a, bir yukarıdaki Araz'a baktı. "gerçekten mi?" dedi çocuksu bir tavırla. Kaan kafasını hızlı hızlı sallayıp, "tabii lan," dedi ve Eray'ın omzunu sıktı.

üçü de birkaç dakika sessiz kaldıktan sonra Eray bir nebze de olsa hafiflediğini hissetti. her şeyin yoluna gireceğini düşünüp tebessüm etti. "Bora ile barışırsak hayır işi yapacağım," dedi ve gözlerini Kaan'a dikti.

genç oğlan ise tek kaşını kaldırıp, "ne hayrı?" dedi. Eray hâlâ sırtını Araz'ın göğsüne yaslarken pozisyonunu daha rahat bir şekle sokup, "Pamir ve senin sevişmeni sağlayacağım," dedi gülerek.

bu dediğine Araz da keyifle gülerken Kaan'ın kaşları daha da çatıldı. ikisinin de bacağına tekme atıp, "Pamir siksin sizi," dedi sinirle.

ancak her zaman olduğu gibi yine genç oğlanın adının geçmesi ile kalbi hızlanmış, boğazına bir yumru oturmuştu.

****

essek eray

kesin yazim hatalari vardir ama ders calismaya donuyorum o yuzden lutfn gormezden gelin 🥺

eski sevgililerim [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin