My Bodyguard / Destiel

Bölüm 8

Then

"Ben...senin ilkin olmaktan mutlu olurum. Ben ah....eğer kendini daha iyi hissediyorsan, ben asla... Alfam Cas...o." Dean kekeledi ve ne yapacağını bilemiyordu. Castiel'e gerçeği söylemek istiyordu ama bu onun bütün hayatını değiştirmez miydi?

Her zaman bağımsız olmak isterdi. Castiel hoş ve tatlı görünüyordu ama daha önce söylediği şeyler. Dean'i hapseder miydi?

"Alfan bir puşt gibi görünüyor, alınma. Kızgınlıktayken ne kadar büyüleyici olduğun hakkında hiçbir fikri yok. Yani öyle değil...sen her zaman büyüleyici falan değilsin." dedi Castiel ve Dean kızardığını hissediyordu.

Ah tanrım.

"Beni tekrar öp. Bunun ne kadar iyi hissettireceğini birlikte öğrenelim." Den fısıldadı ve Castiel bunu yapmak için onun üzerine eğildi

Now

Bu öpücük, ilk öpüşmeleri kadar yumuşak başladı ancak çok geçmeden Castiel ona karşı biraz öfkelendi. 

Dean bir şeyler söylemesi gerektiğini biliyordu ama Castiel, Dean'in Alfanın ısırma sırasında ondan nefret ettiğine inanırsa bu daha kolay olurdu. 

"Hiç böyle hissetmemiştim." Castiel sessizce konuştu ve Dean başını salladı. Aynı çekimi hissedebiliyordu ve bundan hoşlansa da yine de biraz korkutucuydu. Dean, ellerini Castiel'in güçlü sırtında gezdirdi ve sonra Castiel'i utanç verici beyaz külotundan çıkarmaya çalıştı. 

Castiel ona yardım etti ve iç çamaşırını atmak için ayağa kalktı. Dean yutkundu, çünkü kahretsin bu oldukça güzel bir aletti ama aynı zamanda da oldukça büyük görünüyordu. 

"Senin...anal seks için biraz daha hazırlığa ihtiyacın var mı?" Castiel sordu ve çok ciddi görünüyordu. Dean yüksek sesle homurdandı çünkü böyle konuşmanın canı cehennemeydi ama sonra başını salladı. 

"Hayır, sen kapının diğer tarafındayken kendimi çoktan genişlettim." dedi Dean ve bacaklarını açarak tekrar uzandı. Artık kendinden utanmamaya çalışıyordu.

"Ama komodinimden kendine bir prezervatif al." dedi Dean ve işaret etti. 

Castiel dudaklarını yaladı. 

"Tamam, ama bir dahaki sefere yapacağım...acele etmeyeceğim ve seni tek başına dilimle getireceğim." dedi Castiel ve Dean, Castiel'in bunu tekrar yapacaklarını söylemesine pek sıcak bakmamaya çalışıyordu. Çünkü Dean çok isterdi. 

"Cas, lütfen. Gerçekten acıtıyor." dedi Dean ve elini uzattı. Castiel onu aldı, parmaklarını birbirine geçirdi ve sonra onun üstüne uzandı. Dean biraz güldü ama bundan hoşlandığını söylemek zorundaydı. 

"Daha iyi yapacağım. Ben...ben sadece dikkatli olmak istiyorum." dedi Castiel ve Dean başını salladı. Onu havaya sokmak için Castiel'e yardım etmek istiyordu ama aşağı baktığında Dean, Castiel'in kendisi kadar sert olduğunu gördü. 

Castiel, Dean'in yataktaki kayganlığından birazını alıp aletine yaydı, Dean'in ağzı izinsiz inledi ama bu çok ateşliydi. Bundan hoşlanacağını hiç düşünmemişti. 

"Hazır mısın?" diye sordu Castiel, gözleri bir anlığına maviye döndü ve çok ciddi görünüyordu. Dean onu öptü ve bacaklarını biraz daha açtı. 

"Hazırım." 

Ve Castiel'in aletini dikkatle Dean'in deliğine götürmesi gibi ve Dean kendini cennette gibi hissediyordu. Castiel ona uyum sağlaması için zaman tanıdı ama dürüst olmak gerekirse, gerginlik bile oldukça iyi hissettiriyordu ve Dean biraz kendi başına hareket etti. 

"Siktir, lütfen Cas. Daha fazla, gerçekten daha fazlasına ihtiyacım var." dedi Dean, vücudu doğru fikre kapılmış gibi görünse de midesi şimdiden daha iyi hissettirdiği içindi. Muhtemelen uzun sürmezdi ama Dean eline geçeni alırdı. 

"Beni tekrar öp." dedi Castiel ve Castiel eğildiğinde Dean onu öptü. İlk hamle hala yavaş ve emin değildi ama Dean boştaki elini(vay be Castiel diğerini hala tutuyordu.) onu sakinleştirmek için Castiel'in saçına götürdü. 

Çok geçmeden Castiel'in hamleleri daha yoğun ve sert bir hal aldı ve Dean yüksek sesle inliyordu. Siktir, bu kadar iyi olacağını düşünmemişti. 

"Kendini çok iyi hissediyorsun, Dean." dedi Castiel ve Dean cevap olarak verecek bir kelime bulamadı. Bu dünyadaki en güzel duygu olmalıydı. 

"Bağını istiyorum, Cas lütfen." Dean sonunda inledi ve bu, Castiel'in kalçalarının bir anlığına teklemesine neden oldu. Dean kendi aletine bile dokunamıyordu çünkü hemen geleceğini biliyordu ve bu işi  bu kadar çabuk bitirmek çok iyiydi. 

"Evet." Castiel aynı fikirdeydi ve Dean'i daha da sert beceriyordu, düğümün çoktan büyüdüğünü hissediyordu. Dean boynunu gösterdi ve sonra olan oldu. Castiel'in düğümü düğümlendi ve Dean aletine dokunmadan kendi kendine geldi. 

Kelimenin tam anlamıyla yıldızları görüyordu ve çıkardığı sesleri çok utanç verici olmamasını umuyordu. En ufak bir acı veriyordu ama Dean buna bayılıyordu. Castiel prezervatifin içine geldi ve Dean bir an için onun içinde olmasını diledi. 

Castiel'in dudakları hala boş olan boynundaydı. Dean'i ısırmadı ama Dean bunun çok yakın olduğunu biliyordu. En azından orada bir morluk kalacaktı ve bunu şimdiden hissedebiliyordu. 

Dean onunla gururla takardı. Sahte izinden bile daha fazla. 

"Siktir." dedi Castiel ve Dean önlerindeki yirmi dakika boyunca bu şekilde birbirlerine bağlı olacaklarını anladı. Normalde bu konuda çıldırırdı, çünkü hiç kimseye karşı bağlı olmamıştı. 

Ama bu gerçekten hoşuna gitmişti. Dean biraz kıpırdandı ve homurdandı, tam o sırada Castiel tekrar geldi. 

"Tanrım Dean. Çok güzeldin, hiç böyle bir şey görmemiştim." dedi Castiel ce Dean'in alnını öptü. Dean gözlerini kapattı ve gülümseyerek anın tadını çıkardı, kendisini bitkin hissediyordu. 

"Cas." 

Uyuduğunun farkında bile değildi. 

Dean, yalnızca birkaç dakika sonraymış gibi hissettiren bir şekilde uyandı. Hala sıcak ve iyi hissediyordu ancak kızgınlığının yakında geri geleceğini biliyordu. Hiçbir şekilde kenetlenmedi ve bu onu ayakta tutan şeydi.

Biraz tısladı. Castiel'in düğümü gitmişti ve beklemeye gerek yoktu, Castiel gitmişti. Otel odası boştu. Dean ne olduğunu bilmiyordu. 

Yanında küçük bir kağıt parçası vardı. 

"Dean çok üzgünüm. Bunu asla yapmamalıydım. İşten çoktan istifa ettim ve beni bir daha görmek zorunda değilsin. Umarım Alfanla mutlu olursun. Parlak bir geleceği hak ediyorsun.                                                                                  Cas."

Dean, Castiel'in trençkotunu battaniye gibi üzerine çektiğini ancak gözyaşları üzerine düştüğünde anladı. 

*28.05.2023*