Jungkook kapıyı açtı ve içeri girdi.
"Chan-yeol!
Chan-yeol elinde havluyla geldi ve Jungkook a bakıp sırıttı.
"Gelmişsin!"
"Ne yani gelmiyeceği-"
"Evet tam da öyle sandım! Ama götün yemiş ve buraya gelmişsin! Tebrikler bay Jeon!"
"Kes!"
"Hmm"
"Sen kim oluyorsun bi söylesene!"
"Haa sen taehyung için geldiiin!"
"Soruma cevap ver piç herif-"
"Aaa şöyle diyelim hmm.... Taehyung u seven birisi! Waaow müthiş oldu!"
"Demek taehyung seven birisi ha!"
"Evet ve şimdi. Siktir git"
Jungkook oradan ayrıldı ve taksiye bindi.
Telefondan birini aradı.
"Efendim Jk"
"Bir şey buldum"
"Ne?"
"Chan-yeol hakkında. Taehyung dan hoşlanıyormuş"
"Ee bu çok güzel bir şey!"
"Evet! Chan-yeol acı çekmesi çok kolay olucak."
"Planın nedir?"
"Taehyung zaten beni seviyor. Chan-yeol ise taehyung seviyor yani taehyungla sevgili olursam Chan-yeol acı çeker. Bu kadar basit"
"Peki sonrasında taehyung a ne olucak?"
"Kalbini kırıcam. Yani onun önünde biriyle birlikte olucam. Böylece 1 taşla iki kuş vurucam"
"Acayip iyi fikir! Peki ne zaman yapıcaksın?"
"Yarın"
"Tamam o zaman"
Jungkook telefonu kapattı ve cebine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Tae|doesn't set me free|•
Non-Fictionher zaman zorbalığa uğrayan, hiç kimse tarafından sevilmeyen, Aile soruları olan, sürekli baskı altında olan, herkesin nefret ettiği bir oğlanın hikayesi.
