Önce ki bölümü okumayı unutmayın.
Yüzünde ki sevinçle, son hızla koştuğu bacaklarına daha da güç gelmesini istedi Draco. Saçları rüzgardan uçuşuyor, sokakta koşa koşa eve doğru gidiyordu. Az önce almış olduğu haberle öyle çok büyük mutluluk yaşıyordu ki, yıllardır dilediği hayali gerçekleştirmişti sonunda.
"Yavaş evladım!" Dedi Draco'yu gören yaşlı bir teyze.
Draco "acelem var teyze!" Diyerek koşmaya devam etti. Yüzü gülüyordu. Nefes nefese kalsa bile daha da hızlanıyordu.
Eve varana kadarda bir dakikacik bile durmak istemedi. Arazinin içine girdiğinde "HARRY!" Diye bağırdı. "HARRY!!"
Bahçeden hemen geçti, kendisini gören şoför panikle yaklaştı ona. "Bay Malfoy ne oldu? Birşey-" Draco şoföre hiçbir sorunun olmadığını söyleyerek kapıyı çaldı.
Lady açtığında endişeyle kendisine ne olduğunu soran kadının yanaklarını öpüp "akşama lütfen makarna pişir Lady!" Dediğinde merdivenleri de koşturdu. Odasına hızla girdi , yüzünde ki kocaman sevinçle yatakta çalışan sevgilisine kocaman gülümsedi. "Harry!"
"Niye nefes nefese kaldın? Ne oldu?"
Draco "atandım!" Diye bağırdığında Harry'nin üstüne resmen atladı. Bir yıldır kendisine destek olan ve atama sınavlarına özenle çalıştıran sevgilisinin dudaklarını sertçe öperken, Harry gülerek karşılık veriyordu.
Draco çekildi, öyle sevinçliydi ki...
"Kutlama seksi yapar mıyız?"
Kıkırdadı Draco. "İşin gücün bel altında."
"Bir yıldır buna hazırlanıyorsun, en genç öğretmenlerden birisin artık. Bunu cidden kutlamalıyız."
Harry Draco'yu çevirdi ve yatağa hızla uzandırdı. Zaten Draco'nun atanacağını biliyordu. Çalışkan ve hedefine sadık biriydi. Sabahladığına çoğu kez tanık olmuştu. Draco'nun heyecanlı gözlerine bakmayı bırakıp yavaşça öptü dudaklarını.
"Seni seviyorum." demişti Draco, Harry yavaşça çekildiğinde. "Herşey için teşekkür ederim."
"Teşekkür borcunu başka bir şekilde ödeyebilirsin."
Draco gülüp Harry'nin belini kazağının altından okşarken, "haklısın." Dedi. "Borcuma sadık kalmalıyım."
Harry kıkırdadı, tam onu öpmeye başlayacaktı ki bugün yapması gereken işleri aklına gelmiş, tüm hevesi uçup gitmişti. Sevgilisinin yanağını okşadı. "Ama şimdi olmaz tabi, akşama saklayalım."
"Niye?"
"İşim var biraz sevgilim."
"İşin daha önemli tabi."
"Sen ve senin şu triplerin." Draco'nun dudaklarını öpüp onun üstünden kalkan Harry yataktan bilgisayarı alıp işine dönmüştü.
Sinirli sinirli ona baktı Draco. "Hani kutlama?"
Ekrandan gözlerini ayırmadı Harry. "Akşama sevgilim."
"Akşama falan değil," Draco doğrulup Harry'nin bacaklarında ki bilgisayarı çekti ve onun kucağına oturdu. "Şimdi."
"Bir ton işim var Draco. Gerçekten şuan olmaz."
"Şimdi, Harry."
"Draco beş dakika bile kaybedemem-" Draco kasıklarının üzerinde sürtününce sözü kesildi Harry'nin ve yutkundu. Otomatik olarak eli sarışının belini bulmuş, yavaşça bastırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dude Don't Be Silly, He's Twenty-seven
FanfictionTheodore nott'un minik borcu yüzünden karşılaşan çiftimizin hikayesi.