3

816 56 8
                                    

Camiden çıkana kadar Moona sessiz kalmıştı.Bu hali beni endişelendirirken konuştum.
"Minik,birşey mi oldu?"
Yüzüme bakmadan konuştu.
"K-k-k-korktum."

Sokakta yürürken Moonanın saçlarına tüy kadar hafif bir öpücük bıraktım.Bu hareketimle tüm vücudu kasılırken güldüm.

Bu çocuğun bu kadar şirin olması akla zarardı.

"Moona."
"E-efendim."
"Benimle kahveye gelmek ister misin?"
Kafasını kaldırarak gözlerimizi buluşturdu.
"B-beni b-b-bırakmayacak mısın?"

Kaşlarımı çatarak konuştum.
"Nerden çıktı şimdi bu?"
Kaşlarımı çatmamdan korkmuş olacak ki derince yutkundu.
Kafasını eğip elleriyle oynamaya başladı.

"S-seni o abiyle k-k-konuşurken duydum."

Kahveye girerken,kulağına eğilip konuştum.
"Bunu sonra konuşacağız."

Sandalyeye otururken konuştum.
"Selamün Aleyküm Osman abi."

"Oo aleyküm selam Akayım."
Oturduğu masadan kalkıp yanımıza geldi.

Moonaya bakarken konuştu.
"Ne getireyim size."

"Bana bi çay,ona da portakallı oralet getir abim."
Osman abi kafasını sallayarak beni onayladı.
Yanımızdan uzaklaşırken Moonaya döndüm.

"Gel bakalım bana."
Kafasını yerden kaldırıp bana baktı.
Yavaş adımlarla gelip tam yanımdaki sandalyeye oturacağı sırada,belinden tutup kendime çektim.Ani hareketle dengesini kaybedip kucağıma düşmesini planlamamıştım tabi.

Yaklaşık bi kaç saniyeden beri onun elleri omzumda,bir bacağımın üstüne oturmuş benim ise ellerim belinde bir şekilde bakışıyorduk.
Tabi onun kocaman açmış olduğu gözlerini de sayarsak.

Boğazımı temizleyip,Moonayı belinden tutup kaldırdım.
Hızlıca sandalyeye otururken bakışlarını yere çevirdi.
Utandığı çok belli olduğu için konuşup onu rahatsız etmek istemedim.

Osman abinin elindeki tepsiyi masaya koymasıyla,hızlıca kafasını yerden kaldırdı.

"Sağol abim,zahmet oldu sana da."

"Ne zahmeti oğlum,ne yaptık sanki."

Tepsideki oraleti alıp moonanın önüne koydum.
O Oraletle garip garip bakışırken,kulağına eğilip konuştum.

"Portakal sever misin?"
Hızlıca gözlerimizi buluşturup,kafasını salladı.

"İçebilirsin o zaman,dikkat et sıcak ama."

"T-teşekkür ederim."
Gülümseyip beyaz saçlarına yumuşak bir öpücük bıraktım.

Osman abiye döndüğümde şüpheci bakışlarla bizi izlediğini gördüm.

"Akay oğlum,hayırdır?"
Kaşlarımı çatarak konuştum.
"Ne hayırı abi?"
"Baban biliyor mu bi erkekle bu kadar yakın olduğunu?"

"Ne varmış yakınlığımda?"
Ayıplar bakışlar atarak konuştu.
"Kafasını öpmeler,bakışmalar falan.Tanımasam ibne olduğunu düşünürüm."

Sesimi yükselterek ona doğru eğildim.
"Bana bak abi,saygımdan dolayı birşey demek istemiyorum ama laflarına dikkat et.En azından ben senin gibi karıma işim var diyip başka kadınlarla işi pişirmiyorum ."

Kahvedeki herkesin gözleri bize dönmüştü.

"Eşcinsel değilim,olsam bile bu sizi ilgilendirmez amına koyayım.Kim olup bana böyle bir konuşma yapıyorsun."

Kaşlarını çatarak konuştu.
"Kim olarak ne demek akay! Küçüklüğünü bilirim ben senin,elimde büyüdün."

Sinirden gülerken konuştum.
"Yani abi,küçük müyüm ben şuan 27 yaşındayım amına koyayım,küçük mü duruyorum ordan bakınca."

Gülerek konuştu,alaylı bir gülüştü bu.
"Ben seni uyarıyorum Akay,yarın gelip ben ibneyim dersen yaşatmazlar seni bu mahallede."

Hızlıca yakalarına yapıştım.Tam o sırada kolumdaki beyaz,küçük eli fark ettim.
Kafamı ona çevirip konuştum.

"Güzelim dışarıya çık sen,geliyorum hemen."
Dudağını büzüp konuştu.
"K-k-korkuyorum."
"Korkma ben burdayım."
Bu dediğime rahatlamış olacak ki yanımdan uzaklaştı.

Önüme döndüğümde Osman abinin alaylı bakışlarını gördüm.
"Bende diyorum bu çocuğun niye hiç kız sevgilisi olmadı,ibneymiş meğersem."

Tükürürcesine konuştum
"He amına koyayım ibneyim,Orospu çocuğu seni."

Yakalarını bırakıp cebimden cüzdanımı çıkardım.
Cüzdanımdan iki yüz lira çıkartıp masaya sertçe koydum.

"Hadi Allah'a emanet."
Hızlıca kapıya yöneldim,beni bekleyen Moonanın belinden tutup dışarı çıkardım.

Arkamdan,kahvede oturan abilerin Akay haklı diye söylenişlerini duyabiliyordum.

Dışarı çıktığımızda ne Moona ne ben konuşuyordum.

Sessizce yürüyorduk, belindeki elimi hâlâ çekmemiştim.

Yürürken konuştum.

"Telefonun var mı?"
Kafasını iki yana salladı.
"Gel bakalım o zaman."

Adımlarımı Rüstem abinin dükkanına çevirmiştim.

"Selamün Aleyküm."
"Aleyküm selam."

"Abim bana bi telefon ayarlasana."
"Hemen oğlum,iyi birşey mi olsun."
"Olsun abi."

Moona küçük ellerini tişörtümün üstüne getirip çekiştirdi.
Ona doğru eğilip konuştum.
"Hm?"
"K-kime a-a-alıyorsun?"
"Sana ufaklık."
İşaret parmağıyla kendisini göstererek konuştu.

"B-b-bana mı,n-neden ki?"
"E ben askere gidince nasıl haber alacağım senden."
Diyip iki parmağımın arasına burnunu sıkıştırdım.

Gözlerini kocaman açıp konuştu.
"A-a-acıdı"
Gülerek burnunu bıraktım.Buruk bir sesle konuştu.
"G-gidecek misin?"
Tişortümü daha sıkı tutmaya başlayıp kafasını yere eğdi.
"Geleceğim ama."
"G-g-gitme."

Çenesinden tutup gözlerimizi birleştirip.
Dolu olan gözlerini görünce kaşlarımı çattım.
"Niye ağlıyorsun minik?"
""B-b-bana kimse s-senin g-g-gibi davranmadı.B-b-babam b-bile."
Dolu gözlerinden bir yaş düştü,sonra bir yaş daha.

"Shh"
Kollarımı beline sarıp,sarıldım.Onunda elleri hemen omzumu bulmuştu zaten.
Saçlarına öpücük koyup,çenemi yasladım.
Kafamı kaldırmamla bize sevgiyle bakan Rüstem abiyi gördüm.

Eliyle sessiz ol dedi.
Gülümseyerek onay verdim.

Kollarımın arasındaki bedene doğru konuştum.

"Üzülme minik,ben baban olurum senin."
Bunu dememle gözyaşları tişortümü daha çok ıslatmaya başladı.

Ağlaması hıçkırıklarla şiddetlenmeye başladığında,Rüstem abiye baktım.

Rüstem abi tebessüm ederek,elindeki poşeti bana uzattı.
Poşeti alıp kollarımın arasındaki bedene baktım.
Belinde ki elimi kalçasına doğru indirip,hiç zorluk çekmeden havaya kaldırdım.Havaya kaldırmamla bacaklarını belime sardı.

Cebimden cüzdanımı çıkartıp rüstem abiye kartımı uzattım.

Kafasını iki yana salladı.
Kulağıma eğilip konuştu.
"Benden olsun bu delikanlının telefonu."
"Abi olmaz ki."
"Oldu bile,hadi hadi."

Diyip dükkandan kovdu,şakasız gerçekten kovdu.Kucağımdaki minik bedenle yürümeye başladım.

En sonunda yenisi yapıldığı için kullanılmayan çocuk parkına gelip banka oturdum.

Oturmamla beraber Moona da kucağıma oturmuş oldu.
Utanmış gibi kafasını boynuma gömdü.
Bu hareketiyle gülüp saçlarına öpücük kondurdum.

Kollarını boynuma sarıp,mırıldandı.
"Moona"
"E-e-efendim"

Önüne gelen saçlarını elimle geriye attım.
"Anlatmak ister misin?"
"B-b-bana kızarsın a-ama."

"Kızmayacağım sana,söz."
Kafasını omzumdan kaldırıp gözlerimizi buluşturdu.

"E-e-eşcinselim."





Ay Oğlum bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin