Güzel bir sabaha uyanmıştım günün sonunda ne olacağında habersiz çok güzel bir havayla.Açık camdan içeri giren güneş ışığı onun güzel suratına vuruyordu onu öptüğümde burnuma dolan vanilya kokusuyla can bulmuştu bütün bedenim. Küçük bir öpücük kondurup zıpladım üstünee "Han çabuk kalk geç kalıyoruz" diye yarı açık gözleriyle bakıyordu bana gözlerinden,burnundan yanaklarında ve dudaklarından bir öpücük daha almıştım güzel gülümsemesiyle güneşten kamaşan gözleriyle bana bakmaya çalışıyordu.Kucakladım bir bebek gibi onu odanın ortasına geldiğimizde bana güzel bir öpücük verip kucağımdan indi "geç kalmak istemeyiz sevgilim" dedi
Okula birlikte girdiğimizi yan yana olduğumuzu gören gözler hep aynıydı yargılayıcı,tiksindirici alışmıştık artık alıştığımızı düşünmüştüm en azından alışmak ne kadar normaldi alışmalı mıydık?
Aşağı inen Han'ı görünce koşmuştum hemen peşinden ilk kantine sonra müzik kursuna uğradığını ve sonra yanıma gelmek için yol aldığını görüp koşa koşa ondan önce gidecektim ki yolda Han'ı sıkıştıran çocuklar gördüm ilk yanına koşmak istedim ama resmen kitlendim onları dinledim yobaz kelimeleriyle benim güzel çiçeğimi solduruyorlardı. Han ağlayarak uzaklaştı bende kendime izlemekle kaldığım için kızıyordum o laflar bana söylense bu kadar ağrıma gitmezdi ama ona söylendiğini ve bunun sürekli olduğu düşüncesi kafamı yiyip bitirdi dondum kaldım. Ağlayarak okuldan koşarak uzaklaştım ilk küçük odamıza anılarımızın dolu olduğu odaya oturdum ve 2-3 saat düşündüm kendimle savaştım resmen orada .Sadece bir mektup bırakarak ortadan kayboldum.
Saatler geçmesine rağmen ne Minhoya ulaşabildim ne arkadaşlarına etrafımızda pek de biri yoktu zaten tahmin ettiğiniz gibi en son kutu gibi olan odamızın yoluna koyuldum odaya girdiğimde oda buz gibiydi sabahtan açık olan bir pencere dağınık yatak Minho'nun sigara izmaritleri. Komidinin üstünde oraya ait olmayan bi şey gördüm ve direkt aldım onu içini açtığımda çokta küçük olmayan bi kağıt çıktı
Han benim güzel sevgilim nasıl hissettiğini tahmin etmediğim alıştık diye düşünüp durduğum için çok özür dilerim beni affet demek çok istiyorum sevgilim kimse affetmese beni sen affedersin değil mi ? beni yine güzel kokunla uyutursun değil mi ? Ben biraz korkuyorum ama bu sefer derin bir uykuya yatıyorum o yüzden kokuna çok ihtiyacım var.
Han elinde mektupla ağlak gözleriyle dışarı koştu ağlamaktan buğulanmış gözleriyle hala mektubu okumaya çalışıyordu. son satıra gelmişti hala deli gibi koşuyordu Han bi o kadar dikkat etmemiş olmalı ki sevgilisinin ölü bedenine bile kavuşamadan sert bi darbeyle yerde buldu kendini.Herkes etrafına toplandı kalkamıyordu yerden çok kızdı kendine ağzından gelen kanla gözyaşları birbirine girmişti artık mektubun son satırını son nefesıyle okudu
Han sevgilim reenkarnasyon'a inanır mısın ? inanmasan bile bana inanır mısın ? sevgilim birdaha seni bulacağım bir daha seni seveceğim
Han içinden geçirdi son kez sana inanıyorum hep inanacağım bunu bildiğin için böyle yapıyorsun sana çok kırgınım...
Eveeett biraz ağlaklı bir bölümdü sanırsammm dediğim gibi bu benim için bi ilkti umarım seversiniz <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can we meet ?
FantasyMinho ile Han hep sevgiyle birbirine tutunmaya çalışan birbirlerini deli gibi seven iki gencti fakat yaşadikları zaman onlarin aşkına hicbir zaman izin vermedi onları aralarına kabul etmedi ötekileştirdi sadece birbirini seven iki kişiye böyle bise...