Blonde hair

85 11 30
                                    

Hyunjin'den

Etkinlikten beri düşündüğüm tek bir şey vardı oda inci göz yaşlarıyla aklımda kalan sarışın çilli bir çocuk ilk kez gördüğüm birinde niye böyle tuhaf şeyler hissettim neydi bu duygu gerçekten açık kahverengi gözlerinden akan gözyaşlarını silmek ağladığı an kızaran gözlerini öpmek istedim .Neden benden kaçarmışcasına uzaklaştı o mu beni tanıyordu? hiçbir sorumu yanıtlayamıyordum kafamda. Etkinlik de bitmişti çoktan herkes toparlanmaya başlamıştı bile birinci sınıflar etkinliğin onlara özel olduğunu bildikleri için toplamak için yardıma gelmiştiler.

Gözlerim hala onu arıyordu sanki bi yerden çıkacak gibiydi. Artık etrafın toplanması bitmişti bana ait olan çizimleri kucaklamış konservatuvarın resim atolyesine doğru yol aldım çizimleri hep orda yaptığım ya da hep orda tuttuğum için rahat bi şekilde sallana sallana gidiyordum . Bu saatte kimse olmayacağından emin olduğum odanın ışığı niye açıktı ? diye düşündüm ama garipsemeden içeri daldım.Elimdekilerden önümü göremediğim için ilk elimdekileri girdiğim gibi kenara bırakıp kafamı kaldırmamla karşımda meraklı kahverengi gözleriyle bana bakan onu görünce istemeden hafif bi tebessüm ettim sonunda seni buldum rahatlamasıydı bu herhalde

Tatlı telaşıyla "üzgünüm sadece içerdekileri merak etmiştim birine sormadan girmem yanlıştı"diyordu hafiften heycandan gelen bir kekemelikle .Bana doğru yaklaşıyordu tabi ki asıl hedef kapı ve buradan çıkmak. Ben hala sessiz bir şekilde onu izliyordum . Bana yaklaştığında onu tutup kapıya dayamamla ondan gelen vanilya kokusu burnuma dolmuştu Yüzüne dikkatlice baktım dudaklarına,açık kahverengi gözlerine,yüzünün her yerinde olan çillerine en son kulağına doğru eğilip "biz tanışıyor muyuz bana niye bu kadar tanıdık geliyorsun" diye fısıldadım.

Felix'den

O bana doğru yaklaştıkça sanki nefes alamıyordum yüzünü bana yaklaştırdıkça hafiften pembe olan dudaklarına kaçıyordu gözlerim. Gözlerimi yukarı kaldırdığımda suratımı bakmaktan delecek o gözlerle göz göze geldim o an kendime geldim hemen sessiz bir ses tonuyla " tanışmıyoruz sizi tanımıyorum "deyip kollarının arasından dışarı attım kendimi düşen yüzüyle ve dağınık saçlarıyla bile kendi çizdiği resimlerden bir farkı yoktu durup onu izlemek güzeldi .

Bir anda düzelen yüzüyle "TANIŞALIM ben Hyunjin gördüğün üzere resim çizen klasik biriyim " deyip tokalaşmak için elime uzandı direkt Klasik biri böyle görünebilir ve böyle resimler çizebilir miydi? kendini çok basitleştiriyor içimden geçirdiğim bu sözlerden sonra istemeden ettiğim tebessümle zıpladı hemen "gülümsüyorsan çok da hoşuna gitmemiş değildir değil mi bende ismini öğrenmek istiyorum olur mu ? bir kez daha gülüp "adım Felix "

Bir soru sormakla yetinmeyen ve daha çok soru sormaya başlayan "konservatuvar mı okuyorsun ? o zaman ben senden büyüğüm değil mi? yoksa okula mı geç başladın ? bana Sunbae demen gerekmiyor mu ?" diye sorular yönelten altın saçlı çocuğa baktım ve çokta soğuk olmayan saygısızlıkta yapmadığım o cümleyi kurup gittim " Sunbae gidebilir miyim ? şaşkın bir ifadeye bürünmüştü yakışıklı suratı ,aynı zamanda o kadar soru sormamış gibi "oh evet gidebilirsin" deyip benden önce fırlayıp gitmişti

Hyunjin'den

Onu sorularla çok mu sıktım agh cok mu aptal gözüktüm niye gidebilirsin deyip ondan önce kapıya yapıştım ki neyse ki ters yönlere ayrıldık .

Bir dakika ters yönlere gitmemiş miydik o burda ne arıyor peki bu kim Felix'i alan kaslı bir adam mı ? hem de motoruyla niye kaskını çıkarmıyor onu görmek istiyorum sevgilisi mi? niye Felix'in kaskını o takıyor ?bi anda yine aklima bir sürü soru doldu durup bu niye benim umrumda olsun ki diye düşündüm ve sadece yoluma devam ettim sadece evime gidip sıcak yatağımda uyumak istiyorum yeni tanıştığım birini bu kadar didiklememem gerek.

(Bu şekil yazmam sıkıcı mı oluyor bilemedim siz karar verinn yoksa daha iyi nasıl olur neler yapabiliriz??????<333 umarım keyifle okumuşsundur :)


Can we meet ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin